Şu ara hayatımızda çok film, az zaman ve pahalı biletler, ucuz işler var. Eğer bir filmi haftalar, aylar önceden gözümüze kestirmediysek kolay kolay sinemaya gitmiyoruz. Gittiğimizde de genelde ne izleyeceğimize tam emin olmadan balıklama salona atlıyoruz. Sonuç birçok zaman hüsran ve verilen paraya tutulan yas oluyor. En azından benim başıma sık gelir bu. Okuduğunuz yazı benim çektiğimi siz çekmeyin, ben de biraz akıllanayım diye var. Bakalım 21 Ekim günü vizyona girecek filmlerde nasıl potansiyeller var!

Bu hafta ne yazık ki yavan haftalardayız. Neyse ki kendimizi kasımın vizyon takvimiyle teselli edebiliyoruz. Bir Tom Cruise’lu aksiyon, biri animasyon iki çocuk filmi, bir Nejat İşler’li romantik, bir yerli dönem filmi, bir çöp ve bir de umut vaat eden yerli sanat filmi var.

 

JACK REACHER: Never Go Back/Asla Geri Dönme

Jack Reacher eskiden çalıştığı örgüte döndüğünde üzerine büyük bir iftira atılır. 16 yıl önce işlenen cinayetin bir numaralı faili kendisi olarak işaret edilmektedir. Suçu üzerine yıkmaya çalışan örgütün içine sızmış bir “derin örgütle” mücadele etmek durumunda kalır.

Bu “inside job” dediğimiz olay içinde örgüt olan her filmde her dizide görülmeye başlandı ve bu artık kabak tadı veriyor, hepsi bir Winter Soldier olamıyor. Never Go Back’in de kabak tadında olacağı gelen eleştirilerden kendini belli etti. Eleştirilerde -ilk filmi izlemediğim için yorum yapamıyorum- ilk filmin tadından uzak olduğu, her yerde gördüğümüz ajan senaryolarından bir farkının olmadığı ve Tom Cruise’un Ethan Hunt rolünün aynısını oynadığı söyleniyor.

Nihai karar: Cobie Smulders’i (HIMYM sevgim sağ olsun) yüksek bütçeli işlerde görmek benim için tek başına bir tatmin kaynağı olsa da filmi sinemada izlemeye pek gönlüm yok. Bu tip aksiyonlar için John Wick’i bekliyorum.

 

MIDDLE SCHOOL: The Worst Years Of My Life/Ortaokul: Hayatımın En Kötü Yılları

Üvey babadan, okul kurallarından, yeni müdürden dem vuran birkaç gencin filmi. Adı üstünde ortaokullu seyirciler için zevkli ve tanıdık bazı noktalar olabilir ama filmin banliyöde geçmesi tanıdıklıktan çok “biz niye okula kaykayla gidemiyoruz” sendromunu ortaya çıkarabilir.

Nihai karar: Önceden Amerika’da en kötü yıllar lise yıllarıydı. İşte olgunluk yaşının düşmesi filmlere de yansıyor. Aah ah… Gibi gereksiz tasalarla muhabbeti uzatıyor ve filme gitmeyeceğimi beyan ediyorum.

 

İKİMİZİN YERİNE

Ya Nejat İşler sinemaya geri dönüyor! Vallahi çok mutlu diyor bu beni. Barda, Kaybedenler Kulübü, Anlat İstanbul… Çoğu zaman güzel işlere imza atıyor bu güzel adam. Sırf kendisine güvenimden İkimizin Yerine’yi merak ediyorum doğrusu ama bir gerçek var ki fragman filmin diğer romantiklerden çok bir farkının olmayacağını düşündürüyor bir yandan. Yine de güveni bir kere sağlamış ya Nejat İşler, bir bildiği vardır diyorum ben.

Nihai karar: Size gidin diyemem çünkü başrol farklı olsa, biliyorum ki tavsiye etmeyecektim bu filmi. Benim gibi Nejat İşler’i özleyenler kendine bir bilet alsın ama oyuncuya bir yakınlık hissetmiyorsanız çok gerek yok açıkçası.

 

BLING/En Süper Kahramanlar

Çeviri bu denli yaratıcı olan(!) animasyonumuz robotlarla ilgi duyan bir lunapark görevlisinin şehri dev bir robotun basmasıyla yaşayacağı mücadeleyi ve kahramanlık öyküsünü anlatacak. Ne fikir güzel, ne çizim, ne animasyon, ne Türkçe seslendirme…

Nihai karar: Zaten yetişkin seyirciye hitap edecek bir değilken çocuklarınıza, kardeşlerinize, kuzenlerinize de pek bir şey katacak gibi durmuyor.

İLLET

Ben size filmin kalitesini şöyle özetleyeyim: Filmi çeken ekip daha bir Audacity indirip kurgu dışı sesleri temizleme zahmetine girmemiş. Oyunculuk, çok güzel el titreme taklidi yapan arkadaş; yönetmenlik, es kaza eline bi Fujifilm geçmiş kanka; senaryo, korkulu hikaye muhabbetinin dışında kalmamak için o an kafasından anı uyduran arkadaşın söylediklerinin kağıda dökümü… Espri yapıyorum zannediyorsanız bir fragmanı izleyin.

Nihai karar: Film izlenecek gibi değil ama fragmanı gülmelik.

DEFNE’NİN BİR MEVSİMİ

Zengin bir ailenin kızı olan Defne’yle en yakın arkadaşı Leyla ile üniversiteye hazırlanmaktadır. Leyla’nın ağabeyi Ferhat, Defne’yi sevmektedir. Aynı zamanda günün birinde geri döneceğine inandığı İsrail’e giden çocukluk aşkı Miryam’ı da unutmamıştır. Ancak 1980 yazında hepsinin hayatı tersine dönecektir. Ferhat’ın ağabeyi Şefik Suriye’de ölür, İstanbul’da okuyan İnayet geri döner ve o da Defne’ye aşık olur. Siyasi işlere bulaşmış olan ve Leyla’dan hoşlanan Sebahattin, istemeden Leyla ve Defne’nin başını derde sokacaktır. 12 Eylül 1980 gelip çatmıştır.

Nuri Bilge Ceylan’ın yanında pişen Mehmet Öztürk’ün ilk yönetmenlik ve senaryo denemesi ama mentorunun dokunuşuna kesinlikle sahip değil. Maalesef usta yönetmenle Bir Zamanlar Anadolu’da çalışması yeterli olmamış. Özellikle bir dönem filmi için ışık kullanımı uygunsuz ve karakter etkileşimleri biraz zorlama gözüküyor.

Nihai karar: Gitmem. Çünkü size tavsiye edeceğim başka bir yerli film var. Aşağıda:

RÜYA

Alışıldık mesleki kalıpları reddeden, idealist bir mimar olan Sine bir cami projesini üzerine alır. Sonunda görenleri şaşkınlığa uğratacak şekilde kubbesi, hatta minaresi bile olmayan, mağarayı andıran bir tasarım yapar. Ancak çeşitli sorunlardan ötürü cami inşaatı yarım kalır ve bu stresli süreç, Sine’de bir uykusuzluk sorununu ortaya çıkarır. Tedavi için bir kliniğe yattıktan sonra gördüğü rüyada, kendini Yedi Uyurlar Efsanesi’nin içinde bulur. Uyandığında ise farklı biri olmuştur. Kliniğe her ziyareti, daha farklı bir kimliğe bürünmesine ve çevresindeki olaylara tutarsız tepkiler vermesine neden olacaktır.

Gördüğünüz gibi konu alışılmışın çok dışında. Sadece yerli sinema için değil genel sinema dünyası için de orijinal denebilecek bir konu. Yönetmen Derviş Zaim, Tabutta Rövaşata gibi kült bir yerli filme ve geleneksel sanatlar üçlemesine (Cenneti Beklerken, Nokta, Gölgeler ve Suretler) imza atmış bir yönetmen.

Nihai karar: İşte benim için haftanın favorisi bu film. Eğer (kaliteli) yerli sinemanın hali hazırda takipçisi değilseniz, Derviş Zaim ve Rüya iyi bir başlangıç noktası gibi duruyor.

Author

Lord olmak için yola çıkan gariban geek kendini bir anda yazar olarak buldu. Geek kültürüyle küçük şakalaşmalarını, sinemayla flörtlerini yazıya dökmek için burada. Muhitte Geek_Lord olarak bulabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.