Stanley Kubrick‘in yönettiği The Shining; bugün sinemaseverler tarafından tartışmasız bir şekilde gelmiş geçmiş en önemli korku filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Gerçekten; sahneleri defalarca kopyalanmış, meşhur replikleri sayısız eserce tekrar edilmiş, başrol performansları sinema tarihine mihenk olarak yazılmış bu filmi hemen hemen herkes seviyor. Bir kişi hariç. O da filmin uyarlandığı kitabı kaleme alan Stephen King.
King daha önce pek çok farklı mecrada, pek çok farklı şekilde The Shining’i sevmediğini nedenleriyle birlikte dile getirdi. Bir yandan, nedenleri çok mantıklı. Filme “Kaputun altı bomboş olan çok güzel bir Cadillac” diyen, King; Kubrick’i de pek çok filmiyle ve genel anlamda sinemacılığıyla yere göğe sığdıramasa da bu film özelinde “Çok fazla düşünüp çok az hisseden” bir adam olarak tanımladı. Wendy karakterini cinsiyetçi bulduğunu söyledi. Jack karakterinin zaten belli bir oranda deli olarak hikayeye başlamasını yanlış buldu.
Bütün bunların sonunda King hızını hâlâ almışa benzemiyor, çünkü bu sefer de önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak olan kitabı The Outsider‘da artık çok meşhur olmuş bu gıcıklığına şakalı bir dilde yer vermiş. Kitap bir tasviri esnasında karakterlerden birinin televizyonda The Paths of Glory izlediğini; “çünkü zaten The Shining’den daha iyi bir filmdi” diye anlatıyor. The Paths of Glory Kubrick’in erken dönem eserlerinden biri, başrolünü Kirk Douglas‘ın oynadığı kuvvetli bir savaş filmi. Güzel filmdir, ancak hemen hemen hiç kimse Shining’den daha iyi olduğunu düşünmez. Belli ki King hariç.
Elbette artık bu noktadan sonra iş komple şakaya vurulmuş vaziyette. King kendi kanaatinin kamuoyuna ters olduğunu biliyor. Bu saatten sonra mevzubahis etmesi de biraz çuvaldızı kendine batırma seansı gibi geliyor bana. Çünkü hiçbir şey değilse, konu zaten 1997’de bizzat King’in kendi yazdığı bir The Shining mini dizisi yayınlanıp belli bir başarıya ulaşınca kapanmıştı. O mini-diziyi yapabilmek için King o zamanlar Kubrick’e yazılı olarak “Söz bir daha sağda solda filmi kötülemeyeceğim” diye bir vaatte de bulunmuştu. Mini-dizi, daha sadık bir uyarlama isteyenler için güzel bir örnek olarak orada duruyor. Film kendi kimliği içinde hâlâ dimdik ayakta. Kubrick zaten Kubrick, King zaten King. Bize de böyle küçük laf sokmalara kenardan “OOOO MANYAK LAF” deyip eğlenmek kalıyor işte. Ne güzel!
