Geeki olduğumuz şeylerin her birini bu sayfalarda dile getiremiyoruz galiba. Buna dilerseniz paylaşamamak deyin, dilerseniz de değer görmeyecek korkusu… Zira bunca senedir bir kere bile dibine kadar geeki olduğum Kurban grubuna dair tek bir cümle dahi yazmadığımı fark ettim. Çok utanıyorum, inanın.

Uzun süredir kafamda bir yazı fikri vardı aslında. Ancak hep uygun bir zamanın gelmesini ya da kendimi bunun için yeterli görmeyi bekledim. Ne kadar da yanlış yaptığımı şimdi fark ediyorum. Çünkü bugün itibari ile iş işten geçmiş hale geldi. Çocukluğumun ilk anılarından bu yana bana her daim moral, eğlence, güzel vakit ve kaliteli müzik kaynağı olan Kurban için sanıyorum ki istesem de bundan sonra pek bir şey yazmam mümkün olmayacak. Neden mi? İşte orası biraz karışık ve üzücü.

Kurban’ı çok ama çok uzun senelerdir takip edenlerin bildiği birçok şey var bu grubun tarihinde. Bunlardan biri de sanıyorum ki daha önceden de yaşanan ayrılık meselesi. Zira Deniz Yılmaz’ın askerlik yaptığı dönem haricinde Kurban grubu bir zamanlar ufak bir kopuş yaşamıştı bünyesinde. En azından benim hatırladığım bu iki vakit de, grubun bir süreliğine beraber iş yapamadığı vakitlerden olmuştu. Hatta ayrılıkları sırasında davulcu Burak Gürpınar da Athena’da sürdürmüştü müziğini. Deniz Yılmaz’ın askerlik döneminde de Özgür Kankaynar’ın solistlerinin üzerinden biraz yük alma amaçlı Kerem Tüzün ve Burak Gürpınar ile olan stüdyo çalışmalarındaki çabasını da unutmamak lazım tabii.

Gel zaman git zaman Kurban 2010’da dördüncü albümünü çıkarmış ve tekrar eski temposunu yakalayacak umudu aşılamıştı bizlere -en azından bana. Çünkü Kurban’a olan sevgim o kadar fazlaydı ki, milyonlarca defadan daha fazla dinlediğime neredeyse emin olduğum her bir şarkının albüm sırasını, hatta ve hatta iPod’umda “şarkı tahmin etme” oyununda bir saniyede bildiğim tek gruptu kendileri. Sırf Kurban posteri ve albüm yorumlaması var diye Blue Jean aldığım dönemlerden biriydi. Gerçekten ağır takıntılı falandım yani.

587494cb67b0a90e888daebd

Nereden geliyordu bu sevgi, hiç bilmiyorum gerçekten. Tek bildiğim, kendimi bildim bileli Kurban’ı dinlediğimdir. Bunun için, bugünkü geekliğimi de borçlu olduğum ablama bir teşekkürü etmeliyim sanırım. Çünkü Winamp listemizin olmazsa olmazlarından, iki gb’lık iPod’umun asla silinmeyen gruplardandı Kurban. Asla ve asla paylaşamadığım, en hassas noktam olan oluşumdu.

Geçmiş zaman eki kullanmamın ve size grubun tarihinin ufak bir kısmından bahsetmemin bir sebebi var elbette: O da, Burak Gürpınar’ın yapmış olduğu ve rockistasyonu.com‘da okumuş olduğum bir açıklama üzerine, artık Kurban’ın eskisi gibi bir arada olamayacağı. Asıl habere ulaşmak için sizi hemen yönlendireyim, sonrasında ise gelin yazımın asıl amacı olan konuya geçelim: Kaliteli bir rock grubunun yani Türkiye’de hak ettiği değeri görmediğini düşündüğüm Kurban’a saygı ve sevgi duruşu.

Haberde okuduğunuz üzere Gürpınar kısaca “ben her şeye rağmen müzik hayatıma devam edeceğim” demiş. Kurban’ın solisti Deniz Yılmaz’ın müzik sektöründe devam etmek istemediğini, bu yüzden de bir süredir hayranların beklemekte olduğu parçadan pek umutlu olmadığını belirtmiş. 2015’teki İyi Ol single’larından beri ben de bayağı merak ediyordum neler oldu diye, ne yalan söyleyeyim. Hatta grup üyelerinin, özellikle de Gürpınar’ın, stüdyo çalışmalarından parçalar yayınlamalarını çok sıkı takip ediyordum. Ancak yeni yılın ilk günlerinde gelen bu açıklamayla kalbim gerçekten kırıldı.

Burak Gürpınar’ın Kurban’da devam edemiyor oluşunu açıklayışı sonrası “E Kurban yine devam edebilir ki.” diyenler olabilir. Ancak kabul edelim ki bu grubu grup yapan bizzat her bir üyesi ve onların kalitesiydi. Sonradan katılan Özgür Kankaynar’ın bile ilk kurulduğu günden bu yana varmış hissi yaratmasındaki sebep de buydu. Kurban; Yılmaz, Tüzün, Kankaynar ve Gürpınar ekibi ile hayatını yaşamıştı. Başka isimlerle yine aynı duyguyu yaratır mı hiç bilmiyorum. Zaten öyle de bir ihtimal varmış gibi durmuyor.

1152628360

Kurban’ın benim için değeri ve önemini ana dilimde dahi anlatmam gerçekten mümkün değil. Bazı duygular cidden kelimelerle dile getirilemeyebilir. Bu da onlardan biri. Şu yaşıma kadar birtakım sebeplerden ötürü tek bir konserlerine dahi gidemediğim için o kadar da içim acıyor ki. Ya yaş sınırına takıldım, ya konser şehrimin dışındaydı… Hatta bazı zamanlar tam son anda çıkan aksilikler engel oldu. “Kahramanlarınla hiçbir zaman tanışmamalısın” lafı sanıyorum ki evren tarafından üzerime büyük oyunlar oynanarak gerçekleştirildi. Alacağın olsun evren.

Hatıralarımın gidebildiği en erken yaşımdan bu yana hep “en küçük Kurban hayranı” diye övünerek geçirdiğim hayatımda artık 22. yaşıma doğru yol alıyorum ve fazlasıyla üzgünüm. Artık o kadar küçük değilim ama duygularım hep aynı samimilikte kaldı. Ne olursa olsun her bir üyesini sevgiyle ve saygıyla takip ettim, bundan sonra da yürüyecekleri yolda desteklemekten geri durmayacağım. Ancak bu açıklamadan sonra Kurban’ın eskisi kadar aktif bir şekilde hayatına devam edemeyeceğini anladığım haberden ötürü ne kadar buruk olduğumu dile getirmek istedim. Tanıyanlar gelişmelerden haberdar olsun, tanımayanlar da böyle kaliteli bir grubun yaşattığı üzüntüye rağmen hemen tanısın istedim.

Şimdi o “en küçük Kurban hayranı” olarak kendimi bildim bileli kaliteli müzik dinlememi sağladıkları ve hayatımda mühim bir yer edip güzelleştirdikleri için kendilerine gönülden teşekkür etmek istiyorum: Her şey için, yaptığınız müzik için, Türk rock müziğine kattıklarınız için teşekkürler. Her biriniz şahane insanlarsınız. Benim umut etmemle bir şey değişir mi bilmiyorum ama umarım ileride tekrardan canlandırma şansınız olur grubu ve o zamanlar gelince de yine “ufak ayrılık” diyebilecek kadar mutlu oluruz.

Author

Geveze, aşırı heyecanlı, domates surat. Ailenizin mülayim, cep tipi ponçiği. Profesyonel inek. Özel gücü ise role play yazmak. @poncikbruiser

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.