Hepinizin bildiği gibi geçtiğimiz üç gün içerisinde Denis Villeneuve üzerimize bir sürü mükemmel Dune görseli attı. Siz de hak verirsiniz ki bu görsellerden doğan heyecanımızı bastırmak ve sonunda ellerimizin yazı yazmamıza engel olmayacak kadar titremesini engellemek iki günümüzü aldı. Sonunda bilgisayarın başına geçebildim ve hiç vakit kaybetmeden başlıyoruz. İşte karşınızda Denis Villeneuve’nin muhteşem görünen Dune filminden kareler!

Üç gün önce bir anda Twitter ana sayfalarımızda Timothée Chalamet’i Paul Atreides olarak Caladan gezegeninde görünce hepimiz önce küçük bir şok yaşadık, daha sonra ise Dune diye bir filmin varlığını hatırladık. Şokumuzu atlattıktan sonra ise yavaş yavaş geek şapkalarımızı geri takmaya ve hem filme hem de karakterlere alıcı gözle bakmaya başladık ve bir şey diyeyim mi? Her şey olabildiğince mükemmel gözüküyor. Hani “Allah korusun ya nazarım değerse?” diye düşündüğümüz bir mükemmellikten bahsediyorum. Karakterlerin her biri o kadar mükemmel tasvir edilmişti ki hepsine böyle genel bir yazı yazmak istemedim. Tek tek inceleyeyim istiyorum. Bu yüzden Muad’Dib’den başlıyorum.

Paul Atreides-Muad’Dib

“O halde, Muad’Dib’in yaşamını incelemeye başlarken, evvela onu kendi zamanına yerleştirmeye ihtimam gösterin. O, imparator Padişah IV. Shaddam 57 yaşındayken doğmuştur. En özel ihtimamı ise Muad’Dib’i kendi mekânına yerleştirirken gösterin, Arrakis gezegenine. Onun Caladan’da doğmuş ve ilk on beş yılını orada geçirmiş olması gerçeği sizi yanıltmasın. Dune adıyla bilinen Arrakis gezegeni, onun ebedi mekânıdır.”

Dediğimiz gibi ilk resimde Timothée Chalamet’i, Paul Atreides olarak görüyoruz. Atreides hanedanının Arrakis gezegenine taşınma evresinde olduğunu düşündüğümüz sahnenin arkasında güzeller güzeli Caladan gezegeni yükseliyor. Bu gezegenin en büyük özelliği, Muad’Dib’in gezegeni olarak bilinecek Arrakis yani Dune gezegeninin tam aksine inanılmaz büyük su kaynakları ile ünlü olması. Ayrıca bu sahnede Muad’Dib’i simsiyah kıyafetler içerisinde görüyoruz ki bu da onun Arrakis’e giderken vazgeçeceği hayatının bir simgesi gibi. Zira bildiğiniz gibi bir çöl gezegeni olan Arrakis’te bu kadar siyah kıyafet ile dolaşmak intihar ile eşdeğerdir.

Hem gezegenin tasviri, hem Paul Atreides’in tasviri hem de sahnenin güzelliği açısından bu fotoğrafı görür görmez benim Dune filmine iki biletim şimdiden kesildi. Ama bitti mi? Hayır.

Dük Leto Atreides

Muad’Dib’in babasını hangi açıdan incelemeliyiz? Fevkalade samimi ve şaşırtıcı biçimde mesafeli bir adamdı Dük Leto Atreides. Bununla birlikte, birçok olgu Dük’e giden yolu açıyor. Bene Gesserit eşine olan ebedi aşkı, oğlu için kurduğu düşler ve ona hizmet eden adamların adanmışlığı.”

Biricik Muad’Dib’imizin babası, Atreides Hanedanlığının başı Dük Leto Atreides’i canlandıran Oscar Isaac’i gördüğümüzde bir iki dakika bu adamın kim olduğunu düşündüm. Birkaç sefer yaptığım Google araştırmalarından sonra bu “adamın” Oscar Isaac olduğunu öğrendiğimde bu sefer de Google’a inanmadım. Yahu bu adam, bizim Star Wars üçlemesinde izlediğimiz Poe mu gerçekten? Bu heybet nereden geldi yiğidim? Bu nasıl bir asalet, bu nasıl bir heybet yahu?

Yani kendimi bu adamın Oscar Isaac olduğuna ikna ettikten sonra hiçbir şüphem kalmadı; Leto Atreides olmuş. Bu adam kendisine temkinli yaklaşan Liet-Kynes’ın bütün ön yargılarını sorgulatacak kadar adil, arkasından gelen adamlarının onu ölüme kadar takip etmelerini sağlayacak kadar güçlü bir lider. Benim açımdan her şeyiyle mükemmel bir Dük Leto tasviri yani anlayacağınız.

Leydi Jessica

“Leydi Jessica, Başrahibelerine karşı koyarken, annem onlara boyun eğmişti. Daha güçlü olan hangisiydi? Tarih bunu çoktan cevapladı.”

Şimdi gelen görüntülerin bütününe coşmam küçük küçük itirazlarım olmadığı anlamına gelmiyor. Bu itirazlardan bir tanesi de ne yazık ki Leydi Jessica. Atreides Hanedanlığı’nın Bene Gesserit Rahibesi, Dük Leto’nun resmiyete kavuşmayan eşi ve tabii ki Muad’Dib’in annesi. Ama eğer onu erkeklerin etrafındaki bir karakter olarak görürseniz aptallıkta önde gidersiniz demektir.

Leydi Jessica, binlerce yıllık Bene Gesserit geleneklerini aşkı için hiçe saymış, oğlunu Harkonnen isyanından korumuş, tamamen yabancı olduğu bir gezegende Fremenlerin Başrahibe’si olmuş güçlü bir kadın. Ama işte Rebecca Ferguson şimdiki görüntüsüyle bu gücü vermekten çok uzak geliyor bana. Bu rol için çok genç bile diyebiliriz hatta. Biraz da dominant görüntüyü tercih ederdim açıkçası. Ama şimdilik oyunculuğuyla o dominant karakteri bana verebileceğini düşünüyorum. Bakıp göreceğiz.

Gurney Halleck

“Bir yöneticinin zorlamayı değil ikna etmeyi öğrenmesi gerektiğini söyledi. En iyi adamları etrafına toplamak için ortaya en iyi kahve ocağını getirmesi gerektiğini söyledi.”

 ” ‘Babanın, Duncan ve Gurney gibi adamları etrafına nasıl topladığını sanıyormuş?’ diye sordu Hawat.”

Atreides ailesini bitirdiğimize göre şimdi hanedanlığın, hanedanlığa kalben bağlı olan üyelerine geçebiliriz. Bunlardan konuşmak istediğim ilki, birçoğumuzun uzun yıllar boyunca Thanos karakteriyle hatırlayacağı Josh Brolin’in canlandırdığı Gurney Halleck.

Atreides Hanedanlığının suikastçılığı, taktik uzmanlığı ve yanından ayırmadığı dokuz telli balisetini daima çalmasıyla Gurney’in Dune filmindeki rolü çok çok büyük. Bu yüzden olur da devam filmleri gelirse Josh Brolin’i uzun bir süre göreceğiz demektir. Bunun yanında ise yine küçük bir itirazım olacak. Josh Brolin, Gurney Halleck için biraz fazla kaba ve ağır abi durmuş. Hani bu adam baliset çalıp şarkı söyleyecek. Pek gözümde canlanmıyor ama belki de farklı bir Gurney Halleck tasviri izleyeceğiz.

Duncan Idaho

“Yakınlarında, pırıltılı üniformasının içinde, basık yüzü ifadesiz ve siyah kıvırcık saçları özenle taranmış olan Duncan Idaho, grubun bir üyesi olmaktan çok bir ajan gibi duruyordu. Fremenlerin yanından çağırılmış ve Hawat’tan emirlerini almıştı:
 ‘Leydi Jessica’yı, koruma bahanesiyle sürekli gözaltında tutacaksın.’ ”

Gelelim Dune serisinin en karmaşık karakteri Duncan Idaho’ya. Jason Momoa’nın canlandırdığı Duncan Idaho o kadar karmaşık bir karakter ki ona spoilerlı olarak bir bu kadar yazı yazmamız gerekir.  Ama şimdilik, serinin sadece birinci kitabı baz aldığını düşünerek söylemeliyim ki Jason Momoa, iyi bir Idaho tasviri ortaya koymuş.

Sakallarını kesmesiyle kendisine genç bir görünüm sağlayan Momoa’nın diğer filmlerden alışkın olduğumuz barbar hâli bir nebze kısılmış, biraz daha kılıç ustası bir görünüş elde etmiş. Bu da bir Duncan Idaho tasvirinden istediğimiz her şey demek oluyor. Eh mutluyuz yani, daha ne diyelim.

Doktor Yueh

“Yueh! Yueh! Yueh!” denir nakaratta. “Milyon kere ölse bile az gelir!”

Gelelim her şeyi başlatacak olayların kıvılcımını atan Yueh’e. Chen Chang’in hayat verdiği karakter, Atreides Hanedanlığının en kilit isimlerinden biri. Hani öyle bir rolde ki, Chen Chang öyle bir oynamalı ki hepimiz bir anda Atreidesler’in uğradığı zulme dayanamayıp bir anda balkonlarımıza Atreides bayrağı asmalıyız. Doğru ve yanlışın savaşında çok önemli bir noktada duruyor anlayacağınız. Eğer iyi verilmezse bütün serinin altı çok boş kalabilir.

Öte yandan setten gelen görüntüsü, Leydi Jessica ile yaptığı “Fremenler ve Hurma ağaçları” bölümündeki sahnesine çok benziyor. Bu sahnenin filmde olması için ise ayak parmaklarımdan bir tanesini feda edebilirim. Aşırı güzel bir sahne yani, mutlaka bir gün beyaz perdede düzgün bir canlandırılmasını görmek istiyorum.

Chani

“Gri taşlardan da yansıyan ay ışığında, Fremen cüppesi giymiş ufak tefek birisi, kapüşonundan ona bakan gölgeler içinde bir yüz ve cüppenin bir kıvrımından kendisine doğrultulmuş bir fırlatıcı silah namlusu gördü.
‘Ben Chani, Liet’in kızı.’ ”

Gelelim Muad’Dib’in sevgilisi ve biricik aşkı Chani’ye. Zendaya’nın Chani’yi canlandıracağını ilk duyduğumda çok sevinmiş ve bu rol için çok uygun olduğunu düşünmüştüm. Şimdi ise bu düşüncenin ne kadar doğru olduğunu görüyorum. Damıtıcı giysileri içerisinde Zendaya tam olarak bir Fremen’in olması gerektiği gibi savaşçı görüntüsünü çok doğru bir şekilde veriyor. Bu noktada diyecek çok az şey var açıkçası. Harika bir Chani uyarlaması izleyeceğiz gibi gözüküyor.

Fremenler

“Fremenler! diye düşündü Paul. Başka kim kumun üstünde kendinden bu kadar emin olabilir ki? Onlardan başka kim endişe duyulmaksızın doğal bir şekilde terk edilebilir, tehlike altında değiller diye?”

Yayınlanan görsellerde karakter olarak bir önemi olmasa da tipleme olarak belki saydığımız bütün bu karakterlerden daha önemli bir role sahip olan Fremenler’den bir örnek gördüğümüz resme ise tam anlamıyla bayıldım. Dune’un ekosistemini çok iyi anlayan bir adamın tasarladığı “damıtıcı giysisi” ve rüzgârda salınan tülbent ile tam anlamıyla gördüğümüz şey, mükemmel bir Fremen tezahürü. Zira David Lynch’in bana göre en büyük hatalarından biri, yazının başlarında da söylediğim gibi Dune’un, siyah bir giysiye kesinlikle iltimas geçemez oluşunu kaçırması.

Suyun her bir zerresini büyük bir hazine olarak gören Fremenler, kıyafetlerini bu derece acemice bir hatayla seçmezler. Onlar, kendilerini kumda kamufle ederek; güneşten ve düşmanlardan kendilerini gizleyerek yaşamayı ve dövüşmeyi bir töre olarak kabul eden bir halk. Bu yüzden yeni filmdeki Fremenlerin kıyafet seçimine diyeceğim tek şey, mükemmel olmuşlar. Ayrıca Denis Villeneuve’nin Dune’unda Fremenler’in göz rengi de David Lynch uyarlamasından farklı olarak çok daha doğal ve güzel duruyor. Gerçi bu filmi, David Lynch filmi ile karşılaştırmak ayıp. David Lynch’in Dune’unu herhangi bir şeyle karşılaştırmak ayıp. Öyle bir film yokmuş gibi davranıyoruz biz.

“Muad’Dib’in, Caladan’da kendi yaşında hiç oyun arkadaşı olmadığını okumuştunuz. Tehlikeler çok büyüktü. Lâkin Muad’Dib’e harikulade öğretmenleri eşlik ediyordu. Ozan, savaşçı Gurney Halleck vardı. Bu kitabı okurken Gurney’in şarkılarından bazılarını terennüm edeceksiniz. İmparator Padişah’ın dahi yüreğine korku salan Baş Suikastçı,yaşlı Mentat Thufir Hawat vardı. Ginaz’ın Kılıç Ustası Duncan Idaho, ihanetiyle karanlık ama bilgisiyle aydınlık bir isim Dr. Wellington Yueh; oğluna Bene Gesserit Yöntemi’yle yol gösteren Leydi Jessica; ve tabii ki, bir baba olarak nitelikleri uzun zaman görmezlikten gelinen Dük Leto vardı.”

Ve son olarak mutlu aile tablomuz. Gerçekten şu resme bakınca insanın sağa sola Kızıl Şahin bayrakları asası geliyor ama bir yandan da yanlış anlaşılır diye korkuyor. Yine de gerçekten şöyle bütüne bakınca insanın ekrana ekmek banası geliyor. Abi her şey çok güzel gözüküyor ya, her şey! Gerçekten 2020’den bir bu beklentim kaldı. Eğer Dune filmi de bu yılı kurtaramazsa başka hiçbir şey kurtaramaz artık.

Son tablomuzda gördüğümüz ama bahsetmediğimiz Mentat Thufir Hawat gibi karakterleri de gözden kaçırdım sanmayın. Daha beklediğim çok fazla şey var film ile alakalı. Daha Harkonnenler var, İmparator Shaddam var, Stilgar var… Daha yazacak çok yazımız var! Heyecanla bekliyoruz.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

2 Comments

  1. hawat kafamdaki hawat’tan daha çok hawat’a benzemiş. Müthiş! 🙂

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.