The Falcon and The Winter Soldier geldi, neredeyse geçiyor. Biz de başlangıçta çok fazla bir şey beklemediğimiz diziyi şaşırtıcı biçimde, oldukça beğenerek izliyoruz. Her ne kadar dizimiz, isminden de anlaşılacağı üzere Falcon, Winter Soldier, Baron Zemo gibi ana karakterlerin etrafında dönse de aslında irili ufaklı birçok çizgi roman karakterine ev sahipliği yapıyor. Biz de bugün dizide gördüğümüz, çizgi romanlardan hatırladığımız sekiz karakter ile karşınızdayız.

1) Jonathan Walker – U.S. Agent

Steve Rogers’ın yerine geçmesiyle hepimizin daha görür görmez sinirlerimizi bozan Jonathan Walker, çizgi romanlarındaki haliyle karşılaştırıldığında melek gibi kalıyor. Başlangıçta abisini onurlandırmak için Amerikan ordusuna katılan Jonathan, daha sonra kendisini çok fazla “kahraman” hissetmediği için garip bir karar vererek yasadışı bir güreş federasyonu olan Unlimited Class Wrestling Federation‘a katılır. Fakat burada Power Broker‘ın kendisi ile temasa geçmesi sayesinde süper güçlere kavuşan Jonathan, Super-Patriot adıyla süper kahraman kariyerine başlar.

Oldukça muhafazakâr biri olan Jonathan Walker, Amerika’nın “gerçek ideallerini” savunmak için çıktığı macerada, yeri gelir Steve Rogers ile omuz omuza savaşır. Steve Rogers’ın emekliliğinden sonra Captain America unvanına layık görülen Jonathan, bu unvanı üzerinde taşıyamadı ve yaptığı eylemlerden sonra Steve Rogers tarafından deyim yerindeyse apoletleri sökülür. Bu noktadan sonra C.S.A (Süper İnsan Aktiviteleri Komisyonu) tarafından kurtarılan Jonathan Walker bu sefer U.S. Agent olarak adlandırılır ve komisyon için birçok göreve liderlik eder. Her ne kadar bir daha Captain America kalkanına layık olamasa da U.S. Agent olarak Avengers dahil birçok süper kahraman organizasyonuna katılmayı başarır.

2) Battlestar

Her kahramanın bir yardımcıya ihtiyacı var mı bilmiyoruz ama öyle gözüküyor ki her Captain America’nın kendisine özel bir Bucky‘si olması gerekiyor. Lemar Hoskins bir Amerikan askeri olarak Jonathan Walker ile omuz omuza görev yaptığı sırada Power Broker’ın kendileriyle temasa geçip, Johathan’ın Super-Patriot olmasının ardından özel bir askeri birlik olan Bold Urban Commando‘nın ya da nam-ı diğer Buckies’in bir üyesi olur. Jonathan Walker Captain America görevi üstlenince de devlet onun Bucky’si olarak Lemar’ı seçilir. Bu noktada ne diyeceğinizi biliyorum ama hayır, sizinle dalga geçmiyorum. Gerçekten böyle oluyor. Fakat Lemar, “Bucky” lakabının Afroamerikalılar küçük düşürdüğünü söyleyerek kendisine Battlestar ismini seçer ve yeni Captain America’nın yoldaşı olur.

3) Flag-Smasher

Son zamanlarda uyarlama eserlerdeki en ufak bir değişikliğe, “kaynak esere sadık kalınsın” diyen insanlar nasıl oldu da Flag-Smasher’ı gözden kaçırdılar gerçekten bilmiyorum. Zira dizide Karli ismiyle gördüğümüz Flag-Smasher, çizgi romanlarda aslında Karl Morgenthau, yani bir erkek. Sanıyorum ki kaynak esere sadıkçılar ya bu değişikliği beğendikleri için sesini çıkarmadılar ya da dikkat edecek kadar önemsemediler karakteri. Çizgi romanlarda İsviçreli zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Karl, babasının diplomatik seyahatleri nedeniyle o ülke sizin bu ülke benim gezmiş, bu yüzden birden çok dili ana dili gibi konuşabiliyor. Babasının diplomatik olarak barışçıl ideallerini takip eden Karl, bir ayaklanma sırasında babasının öldürülmesinin üzerine yüzüne maskeyi geçirir ve Flag-Smasher olarak kendisine bunu yapan insanlara, anlayacakları dilden konuşmaya başlar. Birçok kez Captain America ile karşı karşıya gelen kötü adamımızı, The Falcon and The Winter Soldier dizisinin, olduğundan çok daha iyi bir şekilde işlediğini söylememize gerek yok herhalde.

4) Isaiah Bradley

Marvel çizgi roman evreninin en acı hikâyelerinden birine sahip olan Isaiah Bradley, Siyahi Captain America olarak da anılıyor. Dr. Erskine’in trajik ölümünden sonra süper asker serumunun formülünü bulmak isteyen Amerikan hükümeti, Isaiah’ın da içinde bulunduğu üç yüz Afroamerikalı askerin üzerinde Yeniden Doğuş isimli bir deney gerçekleştirir. Bu deney sonucunda sadece Isaiah hayatta kalır ve Amerikan hükümeti için savaş sırasında imkansız denilecek görevler yapmaya başlar. Son olarak kendisine bir intihar görevi verilen Isaiah görevine gitmeden önce Captain America’nın kalkanı ve kostümünü üstüne geçirir, görevini de layıkıyla yerine getirir. Fakat American hükümetinin öngördüğü üzere Isaiah bu görevde ölmez yalnızca esir düşer. Bir şekilde Nazilerin elinden kaçıp ülkesine geri döndüğünde ise onu bir kutlama değil, suçlamalar bekler. Captain America’nın kostümünü çalmaktan tam on yedi yıl boyunca hapis cezasına çarptırılan Isaiah, bir de bunlar yetmezmiş gibi üzerinde deneyler yapılmasına da mecbur kalır. Her ne kadar Amerikan hükümeti kendisine en büyük ayıbı yapsa da Siyahi Captain America’nın ünü siyahi kahramanlar arasında yayılır. Falcon, Luke Cage, Muhammed Ali, Goliath ve Malcom X gibi kahramanların hepsi ara sıra onu ziyarete gelirler.

5) Patriot

Her ne kadar ilk bakışta birçoğumuz görmesek de Isaiah’ı gördüğümüz sahnede dizi, aynı zamanda onun torunu olan Elijah Bradley’i de bizlerle buluşturdu. Çizgi romanlarda tıpkı dedesi Isaiah gibi bir süper asker olan Elijah, Patriot adıyla kendini süper kahramanlığa adamış biri. Genç yaşında süper kahraman olan Elijah, çok kısa bir sürede bir Young Avergers üyesi bile olur. Her ne kadar dizide küçük bir sahnede öylesine gösterilse de Marvel bu, ne olacağı belli mi olur? Bir bakarsınız beş yıl sonra Young Avengers filminde kostümüyle gözükür, belli mi olur?

6) Power Broker

Hemen belirtmekte fayda var, Marvel evreninde bir değil, iki değil tam olarak üç adet Power Broker var. Çizgi romanlarda Power Broker ismi tam olarak iki insan ve bir şirket tarafından kullanılıyor ya da en azından kullanılıyordu. İlk Power Broker olan Curtiss Jackson, şeytani bir şirket olan The Corporation’ın temsilcilerinden biriyken, kendi şeytani şirketi olan Power Broker Inc.’i kurar. Süper asker serumları üreterek Avengers ekibinin başına bela olacak bir sürü süper kötü adam yaratan bu kötü şirket, aynı zamanda U.S. Agent ve Battlestar’a da süper güçler kazandırır. Fakat daha sonra Curtiss Jackson, kaçınılmaz olarak Punisher’ın hedefi haline gelir ve yine kaçınılmaz olarak ölür. Fakat Marvel, Power Broker öldü çok yaşa yeni Power Broker diyerek evrene yeni bir Power Broker getirdi. Yeni Power Broker’ımız, tıpkı eski Power Broker gibi insanlara özel güçler vererek onları manipüle eden art niyetli biri. Eski Power Broker’dan farkları ise; yeni Power Broker’ımızın adını bilmiyoruz ve kendisinin bir önceki Power Broker’ın aksine süper güçleri var. Kendisine hayal dahi edemeyeceğimiz kadar güç verdiğini söyleyen Power Broker’ın şimdiye kadar gördüğümüz tek gücü ise ellerinden pembe enerji ışınları çıkarması. Dizide kendisini görür müyüz bilmiyorum ama benim en büyük korkum dizide Power Broker’un kimliğinin, Sharon çıkması… Eğer öyle bir şey olursa gerçekten tükenirim, şimdiden söylüyorum.

7) Smiling Tiger

The Falcon and the Winter Soldier dizisinde sadece satır arasında, bir espri için söylenilmiş bu isim, Marvel çizgi romanlarını takip edenler için küçük de olsa bir önem arz ediyor. Conrad Mack adıyla tanınan Smiling Tiger, Vietnam’da savaşırken Dragon’s Breath isimli bir kültün tapınaklarından birinde esir düşen bir Amerikan askerinin oğlu. Babası ile annesinin bir ayin sırasında birbirlerine aşık olmaları sonucunda dünyaya gelen Conrad, hem babasının hem de kabilesinin kendisine öğrettikleri sayesinde yakın dövüşte oldukça başarılı biri haline geliyor. Çizgi romanlarda sadece sarı ve pençeli kostümü dolayısıyla kendisine Smiling Tiger denilen Conrad Mack,  Folding Circle isimli şeytani bir gruba katılması ve dizideki kahramanlarımız sayesinde keşfettiğimiz Madripoor’u yöneten güçlerden biri olmasıyla tanınıyor. Açıkçası bir daha çok fazla göreceğimizi sanmıyorum ama yine dediğim gibi, belli mi olur?

8) Joaquín Torres

Gelelim dizide olmasına en çok şaşırdığım karakterlerden bir tanesine. Dizinin daha ilk bölümünde gördüğümüz Joaquín Torres, her ne kadar karşımıza basit bir Amerikan askeri olarak çıksa da aslında son zamanlarda kendisini çizgi romanlarda bir süper kahraman olarak görüyoruz. Bir Meksikalı doğup Amerika’ya taşınan Torres, annesi ve anneannesiyle oldukça mütevazı bir hayat yaşarken Sons of the Serpent isimli kötü bir grup tarafından kaçırılır ve üzerinde deneyler yapılır. Captain America’nın da bizzat dahil olduğu arama çalışmaları sonucunda bulunan Torres, bir tesis de yarı şahin yarı insan şeklinde, kollarından iki adet kanat çıkmış halde bulunur. Tam olarak bu noktada az önce bahsettiğimiz Captain America’nın Steve Rogers değil, Samuel Wilson olduğunu söylemekte fayda var. Çünkü Torres’i bu hale çeviren kötü adamlar, Sam’in, çizgi romanlarda gerçek bir şahin olan kuşu Redwing’in DNA’sıyla Torres’in DNA’sını karıştırarak, onu bu hale getirirler. Claire Temple‘ın üzerinde yaptığı çalışmalar sonucu bu değişimin geri alınamayacağını öğrenen Sam, Torres’i kanatları altına alır ve ikisi birlikte Sons of the Serpent’ı bozguna uğratırlar. Captain America unvanını kullanarak süper kahraman hayatına devam eden Sam, eski unvanı olan Falcon’u da Joaquín Torres’e vererek onu yardımcısı yapar. Böylece bir kez daha Captain America ve Falcon beraber çalışır.

Şimdilik dizide bu tarz bir olaya denk gelmedik fakat belki de çizgi romanlarda Sons of the Serpent’in yerini dizide Flag-Smashers devralarak Torres’e süper asker serumu verirler ve o da MCU’muzun yeni Falcon’u olur. Oyuncu çok tatlı bir çocuk ben, onu izlemeye devam etmeyi çok isterim.

Bizim diziden gözümüze çarpan çizgi roman karakterleri böyle. Sizin gördüğünüz, bizim göremediğimiz çizgi roman karakterleri varsa onları da yorumlara yazmayı unutmamanızı tembihliyor ve hoşça kalın diyoruz.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.