Cadılar Bayramı’nı günümüzde her ne kadar bir Hristiyan bayramı olarak bilsek de bu günün kökleri, Pagan Keltler’e dayanır. Paganlar, ölülerin ruhlarının eskiden yaşadıkları yerlere geri döndüklerine inandıkları bu gecede onlara tanınmamak için maske ve kostümler giyermiş. Gerek bu kültürel arka planı, gerekse dilimize “Cadılar Bayramı” şeklinde çevrilmesi sebebiyle bu bayram çoğumuzun kafasında hep cadı temasıyla özdeşleşmiştir. Biz de tematik bir liste yapıp size cadı filmleri önermek istedik. Meşhur “Şaka mı? Şeker mi?” Sorusuna “Film!” diye cevap verenler için: Cadılar Bayramı’na özel cadı temalı birbirinden güzel 6 film!
1) You Won’t Be Alone
Hayata çok uzak olduğunuzu hissettiğiniz, diğer insanların yaşama şekillerine anlam veremediğiniz zamanlar oldu mu? Ya da başka biri olmayı dilediğiniz; bir gün karşı cinsten biri, bir gün yeniden bir çocuk, bir gün bir hayvan olmayı istediğiniz zamanlar? Şekil değiştirebilen bir cadıysanız bunların hepsini yapabilirsiniz!
Cadı hikâyelerinde insanların –çoğunlukla kadınların- özdeşlik kurabildiği çok öge oluyor ama You Won’t Be Alone’un dünyayı anlama çabası, benim en çok bağ kurduğum hikâyelerden biri olmasını sağladı. Son zamanlarda Makedon Sineması’ndan çıkan en iyi filmlerden biri olduğu konusunda da kefil olabilirim.
2) The VVitch
2015 yılında çıkan ve daha vizyon tarihinin üzerinden on sene bile geçmeden türünün en iyi örnekleri arasında anılmaya başlanan bir film The VVitch. Daha ne denebilir ki? Hem yönetmen Robert Eggers’ın ilk uzun metraj filmi hem de şimdilerin en popüler aktrislerinden olan Anya-Taylor Joy’un ilk başrolü. Bana kalırsa ikisinin de hâlâ en iyi filmi.
Cadılık temasını seviyorsanız ve son dönemlerde “elevated horror” diye anılan, benim kısaca “psikolojik korku” diye tanımlayabileceğim bu yeni korku türüne merakınız varsa bu filmi muhtemelen çoktan izlemişsinizdir. Bu saydıklarıma temkinli yaklaşan ve The VVitch’i hâlâ izlememiş olan ekiptenseniz türe hiç beklemeden bu filmle giriş yapmanızı öneririm. Zaten Cadılar Bayramı’nda 1600’lerin İngiltere’sinden bir cadı öyküsü ile kendinizi rahatsız etmekten daha güzel bir plan düşünemiyorum!
3) Hagazussa
Üçüncü maddede çıktığı yıl izlediğimde beni çok etkileyen ve korku filmlerinin geleceğine dair beni en çok umutlandıran yapımla geldim size. Hagazussa kendisine gereken popülariteyi yakalayamasa da bende yeşerttiği umutlar boşa çıkmadı. Yakın dönemlerde çıkan The VVitch’te olduğu gibi cadılığın “toplum dışına itilme” temasını ele alarak türün psikolojik ve trajik tarafına ağırlık veren bir film. Sakin, huzurlu ama rahatsız edici. Bir Cadılar Bayramı gecesinde yalnız ve muhtemelen mutsuzken izleyip, kendinizi filmin muhteşem manzaraları ve boğucu karamsarlığına bırakabilirsiniz.
Çok da gerekli olmayan bilgilere gelirsek: Hagazussa eski Almanca ’da “Cadı” anlamına geliyor ve Faun grubunun aynı isimde çok güzel bir şarkısı var. Önce filmi izleyip, sonra şarkıyı dinleyip daha sonra da sosyal ortamlarda bu dil bilgisini satabilirsiniz!
4) Suspiria
Cadı filmlerinin dünyasında “klasik” kelimesinin sözlükteki karşılığına bakarsanız bu filmin ismi yazar. Dario Argento 1977 yılında bu denli estetik bir korkuyu dünyamıza nasıl armağan etmiş, hâlâ şaşkınlıkla karşılarım. Bir bale okulunun gelebileceği en kanlı hâli gördüğümüz bu öykü beni balefobik de yapmıştır ayrıca. Evet, balefobi diye bir şey vardır ve bale yapan insanlar gördüğünüzde kafanızın içinde Suspiria sahnelerinin gelip gitmesi şeklinde seyreder. Türü sevip de hâlâ izlemeyen varsa kendisini küçük bir “yuh” eşliğinde filmi izlemeye uğurluyor; 2018’de gösterime giren yeni versiyonunu da herkese öneriyorum.
5) The Love Witch
Cadılar Bayramı’nda herkes “çok korkunç” şeyler izlemek istemeyebilir. Hatta belki bir aşk hikâyesi iyi gider miydi? Aşkta aradığını bulamayan bir kadın hikâyesi? Gerçek aşkı aramak, aşkı kaybetme korkusu, minik takıntılar… Kulağa çok tatlı ve keyifli geliyor. Uyaralım: İşin içine iyi niyetli büyüler girince durum biraz karışacak.
Aşk cadımız Elaine’nin eline düşenin vay hâline ama siz izleyici olarak ona bayılacaksınız. Filmi yapım yılına bakmadan izlerseniz sizi kandırması da epey mümkün. Renkli sinemaya yeni geçilen dönemlerin meşhur “technicolor” estetiğine sahip film, adeta geçmişten gelmiş gibi. Eski gibi gözükmeye çalışıp başarısız olan çok yapım var ama bu, asla onlardan biri değil. The Love Witch, yüzde yüz keyif alma garantili bir film. Şartlar uygunsa şarap eşliğinde izlenmesi önerilir.
6) Hellbender
Tamamen rastgele karşıma çıktığı bir gecede, hakkında hiçbir şey bilmeden bu filmi izlemeye başladım. Film önce bir cadı ayini, sonrasında anne-kız ikilisinden oluşan bir metal grubunun prova performansıyla açılınca “Tamam“, dedim; “Ruhum bu gece senindir.”
Modern bir dünyada, insanlıktan yalıtılmış bir şekilde yaşayan ergen cadımızın bir “büyüme hikâyesi” yaşama vakti gelip geçmektedir. Tabii bir cadı olduğunuzda bu büyüme hikâyesi Ladybird ya da Booksmart gibi filmlere benzemiyor. Ana karakterimiz Izzy dış dünyayla iletişim kurmaya başladıkça ailesinin karanlık tarafını da daha fazla keşfediyor. Bu durum annesiyle arasındaki ilişkiyi de gerim gerim geriyor tabii. Cadılar Bayramı’nda Hellbender izlemek sizi hem eğlendirecek hem de Izzy’nin altüst olan hayatını yönetme ve ipleri eline alma şekli sizi dehşete düşürecek!
Bu 31 Ekim gecesini listedeki filmlerden biriyle geçirmenizi ümit ediyor, hepsini izlediyseniz ve başka önerileriniz varsa da yorumlara bekliyorum.