Bakın, Hollywood dünyasında kitap uyarlamak, çizgi roman uyarlamak, hatta tiyatrodan video oyunlarına kadar hikayesi olan her şeyi senaryolaştırmak çok popüler bir eylem, farkındayım. Hem ortada denenmiş, test edilmiş bir fikir var; hem de halihazırda kendi hayran kitlesine sahip bir marka değeri var. Bunlar çok çekici şeyler. Ama rica ediyorum, sevgili Hollywood yapımcıları, bir şeye el atmadan önce de bir düşünün, “acaba boyumuzdan büyük bir işe mi kalkışıyoruz?” diye.
Zira burada bu kesinlikle yapılmamış gibi hissediyorum. Neyden mi söz ediyorum? Aldous Huxley’nin efsanevi bilim kurgu romanı Cesur Yeni Dünya, Sharknado 3 isimli bir filmi gözünü kırpmadan onaylayan SyFy tarafından diziye çevrilecek. Hakkını verelim projenin arkasında Steven Spielberg’İn Amblin Television firması da var ve bu bize bir pay umut veriyor. Ama niyeyse, içimden “bundan Hunger Games çıkartacaklar” diye çığıran sesi susturamıyorum.
Cesur Yeni Dünya sadece savaş arası döneminin mevcut siyasi durumunu değil, aynı zamanda insanlığın çekirdeğini; ne anlama geldiğini ve ruhani dengenin nasıl kurulacağını da sorgulayan ve bunlar üzerine çok akıllı laflarla konuşan bir romandı. Bunu yaparken çok keskin bir distopya kurguladığı için, gelecek nesillere de öyle miras kaldı. Elbette yüz kızartmadan “Cesur Yeni Dünya sırf bir distopya olarak biliniyor” demek mümkün değil, ama en azından Hollywood eşrafının bunu böyle göreceğinden de korkmak abes değil.
Zira şu sıralar Hunger Games, Divergent gibi “distopik hayatta kalma mücadeleleri” gırla gidiyor ve bunların hepsi, bir veya öteki şekilde Huxley’nin büyük büyük büyük torunları konumundalar. Asıl dedeye bakıp, “sen biraz torun gibi olsana” diyerek dar pantolon giydireceklerine dair bir şüphem var bu yüzden. Tabii ki bu diziy çeken mecra Netflix, AMC ya da HBO olsaydı bunları demezdim. Ama diyorum ya işte, Sharknado’u yaratan kanal bu. O yüzden şimdilik bilin, bir Cesur Yeni Dünya dizisi geliyor, ama bence temkinli de olmakta fayda var. İçinden çok hayırlı bir şey de çıkacağa benzemiyor.
2 Comments
Sansür korkusu saldı beni çünkü uyuşturucu ve çok eşliliğin norm sayıldığı bir distopyadan bahsediyoruz… Umarım ki gerçekten umarım ki yanılırız. Çünkü öte yandan çok hassas dengeleri olan bir hikayeyi sansürlemek herşeyin anlamını yitirtir.
Yazdıklarınıza katılıyorum. Bu romandan iyi bir dizi yapabilecekleri konusunda oldukça şüpheliyim. Öte yandan bu işi kotaracak tek mecranın HBO olduğunu düşünüyorum.