Az buçuk dahi olsa dört popüler Amerikan sporundan birine ilgi duyanlar, muhtemelen Birleşik Devletler’deki spor-yüksek eğitim ilişkisini biliyorlardır. Bilmeyenler için anlatalım, zira gerçekten enteresan bir dinamik gelişmiş orada yıllar içerisinde. Şöyle: Amerika’da hemen hemen her üniversitenin, hemen hemen her spor dalında bir takımı var. Bu spor dallarının hemen hemen hepsinin üniversiteler arası yerel, eyalet seviyesinde ve ulusal müsabakaları var. Amerikan futbol ve basketbol gibi popüler sporlarda bu ulusal müsabakalar baya televizyonda yayınlanıyor, ciddi anlamda seyirci çekiyor ve profesyonel liglerin de altyapısı olarak hizmet veriyor.
Bu popülerlik üniversitelere ciddi bir gelir getiriyor, fakat tüm bu müsabakalarda amatör olma şartı var ve şaşmıyor. Üniversitelerin sporcularına kazandırdığı tek şey de bu yüzden burs oluyor. Üniversitelerin hepsinin özel olduğu, hepsinin de hayvan gibi pahalı olduğu Amerika’da bu yüzden spor bursuyla okul okumak pek çok genç için büyük bir önem arz ediyor. Tamam mı? Amerika’da spor bursları ve bunun sosyolojik önemi konusunda bilgi haplarını aldık mı?
Hah, o zaman buyurun ezcümlemize: Ashland Üniversitesi geçtiğimiz günlerde Fortnite oyuncularına burs vereceğini duyurdu.
Tahmin edebileceğiniz gibi, Ashland Üniversitesi’nin bir e-spor takımı var. Bu takım League of Legends, Rocket League, Overwatch ve DotA 2 oyunlarında faaliyet gösteriyor. Yakın zamanda bir de Fortnite ekibi kurmaya karar vermişler. Epey de rekabetçi oldukları, üniversiteler arası e-spor müsabakalarını ciddi düşündükleri için de iyi bir takım kurmak istiyorlar. “İyi Fortnite oynuyorsanız, gelin harcınızdan 4,000$ düşelim” diye hodri meydan çekmişler. Toplam dört senelik bir eğitimin harcı 32,000$ olduğu için çok “vauv” değil. Ama öte yandan 4,000$ da az para değil.
Şimdi bu tek başına büyük bir olay değil. Zira Ashland Üniversitesi nedir, ne yapar, akademik başarıları ne çaptadır bilmiyoruz ancak eminiz ki bir öğrenci Harvard ile Ashland arasında kalsa; Fortnite’ın kralı da dahi olsa şu burs uğruna Ashland’i seçmez. Fakat işte bugün insanlara “Yemişim Harvard’ını, Gonzaga bana basket oynarsam bedava yurt + yemek veriyor” dedirten NCAA de bir zamanlar böyle üçlük beşlik burslarla başladı yola. Bundan yirmi sene sonra başrolün “Varoşlardan çıkıp adam olmak için tek bir şansım vardı, League of Legends” diye dış ses verdiği biyografik filmler görür müyüz, esas mesele o. Bana sanki bu, o yolun bir başlangıcı gibi geliyor ve buna da fena coşuyorum. Siz ne diyorsunuz?