Geçtiğimiz haftalarda Hollywood’un süper her şeyinin fısıltı makinesi Umberto Gonzalez, bizi baya heyecanlandıran bir haber paylaşmıştı sayfasında. Gonzalez’in duyurusuna göre Marvel Black Panther’ı yönetmesi için Selma’nın ödüllü yönetmeni Ava DuVernay için anlaşmış, iş sadece imzaya ve resmi açıklamaya kalmıştı. Görünen o ki, haber doğruymuş gerçekten de. Marvel ve Ava DuVernay, baya prensipte anlaşmaya varmışlar. Ama o kritik imza, çok bilindik bir sebepten dolayı yalan olmuş.
DuVernay Essence dergisine verdiği röportajda “Black Panther için imza atmayacağım” açıklamasını resmi olarak yaptı. Sebebi ise çok net. “Sadece şunu diyeceğim, hikayenin ne olması gerektiği konusunda farklı fikirlerimiz vardı. Marvel’ın belirli bir çalışma biçimi var ve ben bunun harika olduğunu düşünüyorum, pek çok kişi de yaptıklarına bayılıyor zaten. Bana ulaşmış olmalarından da çok mutluyum”. Mutlu, ama imzayı atmamış işte. DuVernay, bu net açıklamasının üzerine viraj da yapmadan ilerlemeye devam etmiş.
“Chadwick Boseman ile buluşmaktan, yazarlarla tanışmaktan, Marvel yöneticileriyle toplanmaktan çok hoşnut kaldım. En sonunda mesele hikaye ve bakış açısına dayandı. Ve biz birebir aynı noktalarda değildik. Benim için bunu şimdi fark etmek, sonradan ‘kreatif anlaşmazlıklar’ diye bir açıklama yapmaktan daha iyi oldu. Black Panther karakterini ve Wakanda ulusunu seviyorum, görsel olarak olabileceği her şeyi de. Umarım film başarılı olurlar, ben gösterime girdiğinde sıradaki ilk kişi olacağım.”
Lexi Alexander (Thor: The Dark World) ve Michelle MacLaren’dan (Wonder Woman) sonra, bir kadın yönetmen daha süper kahraman filmlerinden kanatlanarak uzaklaştı anlayacağınız. Bu kağıt üzerinde rahatsız edici bir şema gibi duruyor, özellikle de Michelle MacLaren’ın ayrılma sebebi DC’nin filmi daha “kadınsı” yapma isteği olduğuna yönelik dedikoduları anımsayınca. Fakat DuVernay ve Marvel arasındaki anlaşmazlık, gerçekten de kreatif gibi duruyor zira DuVernay’ın olay sonraki tutumu, MacLaren’a kıyasla kesinlikle daha sıcak. Bu da beni hep söylediğim bir şeye getiriyor.
İnsanlar Marvel’dan birileri “kreatif anlaşmazlık” sebebiyle kopunca “vay kapitalist” diye yükleniyorlar Marvel Studios’a ama, ben bu görüşe pek katılmıyorum. Marvel Cinematic Universe tekil bir adamın vizyonuyla şekillendi bugüne kadar: Kevin Feige. Bu onun bebeği, onun serisi. O Iron Man’den buralara kadar getirdi. Buradaki çalışma prensibi, bana Amerikan dizilerini hatırlatıyor. Tepede bir “showrunner” var, bölümden bölüme yönetmenler ve yazarlar değişiyor, ama asıl vizyonu o üstteki adam dikte ediyor. Breaking Bad için Vince Gilligan, Lost için J.J. Abrams, True Detective için Nic Pizzolatto neyse, MCU için de Kevin Feige o. Bu yüzden onun vizyonuyla ters düşen birinin projeden ayrılmasında ben hiçbir beis görmüyorum. Peki siz ne düşünüyorsunuz?
