Netflix’e geldiği ilk günden beri çok sevilip çok tutuldu Strangers Things. İzleyenler, izlemeyenleri darladı; herkes bilsin diye cümle aleme duyurdu diziyi. Kimine hitap etti, kimine etmedi tabii; orası bambaşka. Ama sonuç olarak geek cemaatinin genelince sevilen, devamı da sabırsızlıkla beklenen bir dizi haline dönüştü.
Geçtiğimiz sene sonbaharda ikinci sezonuyla tekrar dönen Stranger Things, şimdilerde üçüncü sezon için masaya oturtulup konuşulmaya bile başlanmış. Yeni roller, yeni hikayeler, yeni maceralar derken yine herkesi Netflix ekranlarına kitleyecek bir şeyler bekliyor tüm severleri. Tabii bu sırada bu popülerliğe erişen Stranger Things’in, bir şekilde “çalıntı” olduğuna dair bir suçlama şamarı yediğini de es geçmeyelim. Evet, Matt ve Ross Duffer, daha önceden var olan bir fikri çalıp dizi haline getirdikleri gerekçesiyle büyük bir itham şamarı yediler.
Yönetmen Charlie Kessler, bizzat kendisinin 2011 seneli kısa filmi Montauk‘tan anahtar fikri çaldıkları gerekçesiyle Duffer’ları oldukça büyük bir suçla itham etmiş. Hatta ve hatta 2015 yılında Netflix’in de Stranger Things olarak değiştirmeden önce dizinin ismini de aynı şekilde “Montauk” olarak duyurduğu gibi resmi haberleri de öne sürerek bu savını destekliyor Kessler. Netflix’in o haberine göre Duffer Kardeşler, Stranger Things’de birebir izlediğimiz her şeyi, ta en başında Montauk ismiyle Netflix’e yönlendirmişler.
Duffer Kardeşler’in, Kessler’ın bu fikrini nereden öğrendiklerine gelirsek… Kessler 2014 seneli Tribeca Film Festivali’nin partisinde, fikri bizzat kendisinin bu ikiliye anlattığını söylemiş. Hatta avukatının da belirttiğine göre bu anlattığı, kağıt üzerinde olmasa da üçünün arasında kalması gereken bir şeymiş. Dolayısıyla da Duffer Kardeşler’in bu fikri çalarak bir proje yapmaları son derece yasa dışı.
Şu olay için dönen adli süreç bir hayli ciddi yalnız. Zira Kessler ve avukatı açtıkları davayı kazanırlarsa, Doffer Kardeşleri’nin yaptığı hırsızlık sebebiyle Netflix üzerindeki tüm Stranger Things içeriklerinin silinmesi gibi bir durum söz konusu. Geri dönüşü olmayan bir silinme bu üstelik. Harcanan onca zaman ve prodüksüyonun hepsini tek celsede çöpe atmak demek.
Twitter üzerinden Doffer Kardeşler’in verdiği bir cevap da “Kessler birilerini bir şeyler çalmakla suçluyor ama sanırız kendi filminin 1922 seneli “The Montauk Project: The Experiments in Time” kitabı ile ne kadar benzeştiğinin bile farkında değil.” tarzında olunca, işlerin ne kadar kızıştığı konusunda galiba daha fazlasını anlatmamıza hacet yok.
Bu kitap neymiş diye ufak bir araştırma yapınca da ciddi anlamda hangi tarafın “çalıntı” yaptığına karar vermek zorlaşıyor. Daha önceden Stranger Things ekibi, Hero Camp olarak adlandırılan ve bu kitapta da geçen yerin, dizi senaryosuna esin kaynağı olduğu söylemiş. Hatta özetlerine bakınca çok da benzer tipte bir hikaye örgüsü görülebiliyor. Fakat gel gelelim önce Kessler mı kitaptan araklamış, yoksa Duffer Kardeşler mi senaryoyu direkt alıp uygulamış; orası bir muamma.
Şimdilik Netflix’in bunlara verdiği kesin bir cevap yok, iki tarafın avukatları arasında çekişmeli bir maç dönüyor gibi. Ancak sahiden de Kessler davayı kazanırsa, Stranger Things sonsuza dek Netflix arşivlerinden silinecek ve devamı gelmemek üzere bitecek. Ne dersiniz, nihai karar ne yönde olur?
