Bu yılın ilk günlerinde, bu sayfalarda hoverboard olarak anılan muhteşem ulaşım araçlarından bahsettik ve sanal evren konsepti günlük yaşamımıza yavaş yavaş otururken neden hala bu araçların çağımıza yetişemediğinden dert yandık. Şimdi senenin ilk yarısını geride bırakıyoruz ve hoverboard yerine yolun ortasında bulup belli süreliğine kiraladığımız süremiz bitince de yine yolun ortasında bulduğumuz bir direğe bağlayıp gidebileceğimiz elektrikli scooter ile yetinmemiz gerektiğini yavaş yavaş kabul ettik. Bari bu sefer de başka evrenlerde hoverboard kullanma zevkine nail olmuş karakterleri hasetle analım dedik. Hazırsanız başlıyoruz, uçamadan; yerde tıpış tıpış gidiyoruz.
Rocket Racer
Bu şanslı kahramanlara Rocet Racer nam-ı diğer Robert Farrel’la başlıyorum çünkü daha dört tekeriyle yerde giden kaykaylar görmeye alışmadığım bir yaşta, havada süzülen bir kaykay olması zehrini bana veren bu karakteri görmek oldu. Spider-man Animated Series 3. sezon 5. bölümünde ilk kez karşılaştığım karakter, çizgi roman ayağında da ilk görünüşünü 1977’de yapıyor. Robert, sıkıntılı bir ailede ve sorunlu bir mahallede büyüyen bir genç. Hiçbir süper yeteneği olmamasına rağmen bilimsel teknik olarak genelleyebileceğim konularda üstün bir yeteneği var. Bu yetenekler, kaykay kullanma kabiliyetiyle birleşiyor ve Rocket Racer doğuyor. Başta suç işleme; hırsızlık yapma eğilimi olan Robert sonradan ilmin-irfanın ışığında doğru yolu bulup ufak çaplı bir kahraman olmayı seçiyor. Kaykayın çalışma prensibine gelirsek de karaktere de adını veren roket teknolojisiyle, jiroskop benzeri manyetik alan oluşturan ve bunu enerjiye çevirebilen bir teknolojiyle Robert havada süzülebiliyor. Oluşturduğu manyetik alan sayesinde de bina yüzeylerinden yukarı tırmanabiliyor.
New Goblin
Marvel’dan başladık Marvel’dan devam ediyoruz. Green Goblin’in uçan planörü, hoverboard deyince muhtemelen bizim neslimizin aklına gelen ilk örnek olur. Askeri kullanım amaçlı geliştirilen bu planör; kaykay şeklinde değil de yarasa kanadı görünümünde olduğu için onu listeye almıyoruz ama Green Goblin’in oğlu Harry Osborn’un Spider-Man 3’teki kaykayı listede kesinlikle kendine yer buluyor. Spider-Man’i avlamak için üretilen bu kaykay; snowboard’u andırıyor. Altındaki iki pervane ve ateş çıkaran yedi küçük roketle hızlı bir şekilde yerden oldukça yükseğe çıkabiliyor. Baba Osborn’un askeri teknolojisi burada da işin içinde olduğu için kaykay; hedefi delip geçmek için büyük bıçaklar ve jack o lantern bombaları için de bir çekmece barındırıyor.
Marty Mcfly
Bizim neslimizin hoverboard’la özdeşleştirdiği ilk karakter Green Goblin’se bizden öncekilerin de muhtemelen Marty Mcfly’dır. Back to the Future’ın iki ana karakterinden biri olan Marty, ikinci filmde, zamanda yolculuk yapabilen bir arabayla geçmişe ve geleceğe gittiği yetmezmiş gibi bir de gelecekte hoverboard kullanarak mahallenin zorbalarından kaçıyor. Nasıl çalıştığı hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı bu kaykaya, geleceğin teknolojisi deyip geçiyoruz. Yönetmenin; uçan kaykayların hatta uçan arabaların yaygın olacağını öngördüğü 2015’ten yedi yıl ilerde olmakla birlikte bu tutmayan öngörü için üzülüyoruz.
Jim Hawkins
Robert Louis Stevenson’ın Treasure Island hikâyesinden esinlenerek yaratılan Treasure Planet adındaki bu Disney animasyonunda Jim Hawkins adındaki özgür ruhlu, uçarı bir gencin kendini uzayda, bir korsan mürettebatıyla birlikte hazine avına çıkmasına şahit oluyoruz. Jim, alponian solar cruiser olarak andığı hoverboard’la gökyüzünde hız yapıyor. Adından yola çıkarak güneş enerjisiyle çalıştığını tahmin ettiğimiz araç, bu evrende yarış motoru veya yelkenli sörf tahtasının boşluğunu dolduruyor.
Static
DC’nin ikinci sınıf kahramanlarından Static, elektromanyetik dalgaları ve elektriği kontrol edebiliyor. Asıl adı Vilgil Ovid Hawkins olan Static, bir patlamaya maruz kalıyor ve mutasyona uğrayarak güçlerini kazanıyor. Static Saucer adını verdiği yuvarlak metal bir plaka üzerinde uçabilen Static, bu mekanizmayı tamamen kendi gücüyle besliyor ve kontrol ediyor.
Silver Surfer
Gurur, özgürlük ve ilim-irfan gibi kavramları gururla taşıyan, galaksinin kozmik güçlere sahip süper kahramanı Silver Surfer da listemizin son örneği. Zenn-La gezegeninde yaşayan Norrin, gezegenini kurtarmak için Galactus’un elçisi olmayı kabul edince Silver Surfer’a dönüşüyor ve gelmiş geçmiş en karizmatik hoverboard karakteri oluyor. Norrin, uzayda süzülebileceği sörf tahtasını Galactus’tan alarak gümüşü rengine bürünüyor ve Galactus’un kozmik güçlerini, paket halinde bu sörf tahtasıyla birlikte kullanabiliyor. Haliyle bu listedeki araçların arasından en hızlı ve güçlüsü Norrin’in sörf tahtası oluyor.
Teknolojik ilerlemeden umudumuzu kesip de bu listeyi yaparken en azından geriye dönüp bakarak bu hevesin nasıl içimize işlediğini görme fırsatı yakaladık. Bu kadar derdimizin arasında tek eksiğimiz uçmak mıydı diyebiliriz tabii ama hiçbir mekanik aksama tutunmadan, koltuğun üzerinde oturmadan, sadece ayaklarımızın altındaki ufak bir zeminin üzerinde yükselmenin verdiği hisle belki biraz hafifleyebilirdik. Tıpkı özgür bir kuş gibi.
2 Comments
Başarılı bir yazı olmuş
İlgi çekici ve merak uyandırıcı bu yazı için teşekkür ediyorum.