Daha önce de sözünü etmişizdir muhakkak; süper kahraman dünyasının en nevi şahsına münhasır durumlarından biri bayrak devir teslimi olsa gerek. Çizgi romanlar bir yandan uzun soluklu işler zaten. Bu uzun soluklu olma hâli, üreticilerinin değişmesini; değişmese bile çok seslileşmesini sağlıyor. Bu yüzden bir karakterin birden fazla yorumunu görebildiğimiz gibi, bazen bambaşka bir hâlini de takip ediyor hâlde bulabiliyoruz kendimizi. Çizgi roman daimi bir değişim mecrası. Bazen mizacı değişiyor bir karakterin. Bazen de ta kendisi.
Bu değişimden sağlam çıkamayanlar var elbette, çizgi roman mezarlığı ustasının kostümünü alıp da üzerine oturmadığını fark eden eski yancılarla dolu. Ancak bazıları abileri ablalarından aldıkları rütbeyle daha yükseklere de uçabiliyorlar. Bu yazımız onlardan 7 tanesini derledi. Sizin de aldıklarınız varsa, kaptırın gelsin!
Peter Parker’dan Miles Morales (Spider-Man)
Listemizin ilk maddesine Miles Morales ile başlamak isteriz müsaadenizle. Zira hem listemizin görece yeni üyelerinden biri, hem de aynı zamanda en acayibi. Durum şu ki, Miles Morales bu devir teslimi Marvel’ın –o dönem– alternatif evreninde yaşadı. Bu böyle devam etse, sınıflandırma dışı kalırdı muhtemelen, ama sonra Marvel bir ara kafayı kırdı, iki evrenini çarpıştırdı ve Morales’i ana evrene; Peter Parker’ın yanına koydu. Şu an Peter Avengers’ta, Miles ise onun ışıklı yolunda Champions ekibinde devam ediyor. Bu bakımdan Miles’ın başarısı iyice önemli aslında; zira sadece teslim aldığı bayrağı gururla dalgalandırmakla kalmıyor; bunu aynı zamanda eski bayrak da tam gaz uçarken yapmaya devam ediyor. Bravo Miles!
Vic Sage’den Renee Montoya (The Question)
2000’lerin ortasında gelen 52 serisi ile The Question olma şerefini Sage’den devralan Montoya, bir süredir suratsız maskesi ve fötr şapkasıyla gönüllerimizin şampiyonu. Karakter zaten Batman: The Animated Series’den beri sevdiğimiz bir insandı. Question olmayı iyice bir yakıştırdık. Kime sorduğunuza göre değişecektir ama, biz inanıyoruz ki The Question’ı Sage olarak sevenler kadar, Montoya hâline bayılanlar da çıkar hayranlar arasında.
Hank Pym’den Scott Lang (Ant-Man)
Bazı devir teslimlerde ikinci isim geri planda kalır. Bazısında üstat silinir. Bazen de her şey yolunda gider, Morales – Parker örneğinde olduğu gibi evrende denk bir konum elde ederler kendilerine. Pym – Lang ilişkisinde ise bambaşka bir durum var. Ant-Man mertebesi, Ant-Man’in hikayesi bugün ne Pym, ne de Lang olmadan düşünülemez bir seviyede. Zaten de bu yüzden kimse “Filmde acaba Pym mi olacak, Lang mi?” diye sormadı. Herkes iyi bir Ant-Man filminin ikisini birden barındırması gerektiğini biliyordu.