Bazı şeyler vardır hayatınızda. İlk görüşte seversiniz. Çok seversiniz hem de. Sonra o sevgi anlattıkça, üzerine düşündükçe büyür. Geek insanlar için her gaza geliş zamanın testini aşamaz, çoğu zaman saman alevi gibi bir şeye alevlenip, iki dakika sonra söneriz. Ama bazı özel şeyler bizimle kalırlar. Eşe dosta önerdikçe, onların tepkilerini ölçtükçe de yükselmeye devam edersiniz. Üzerinden yıllar geçer, bir bakmışsınız ki “gelmiş geçmiş en iyi X” listelerine sokmaya başlamışsınız o şeyi kafanızda.
XCOM: Enemy Unknown ile olan münasebetimin kısaca özeti budur. Oyunu defalarca oynadım, saatlerimi, günlerimi, haftalarımı gömdüm; eşime, dostuma, berime püsürme önerdim ve şimdi buradayım. Firaxis resmen XCOM 2’yi duyurdu ve ben yerimde zor duruyorum. Mübalağası yoktur, haberi duyunca evin içerisinde zeybeğe durasım geldi, efe gibi “hobaa” diyerek ve sol elimi kaldırarak yerimden fırladım. XCOM 2 geliyor dostlar, üstelik de uzak bir tarihte değil, bu Kasım ayında!
Peki ne olacak XCOM 2? Önceki oyunun yirmi sene sonrasında geçecek. Dünya işgal olmuş, mevzu kapanmış. Bir avuç insan Avenger adlı bir geminin içerisinde yeniden kurduğu XCOM işgal gücüyle, ADVENT adı verilen uzaylı hükmüne karşı direnmeye çalışıyor. Bu sefer gerilla savaşıyoruz anlayacağınız, oynanış da buna göre değişmiş. Bir kere artık görev bölgeleri yordamsal üretiliyorlar, yani aynı köprü bölümünü yirmi beş kere oynamak gibi bir durum söz konusu değil. İşin içerisine biraz daha saklanma da girmiş bu sefer. Pusu kurma, gölgelerden vurma, aklınıza ne gelirse var.
Beş yeni uzaylı sınıfı var, askerlerimizi daha derinlemesine özelleştirebiliyoruz, düşman çeşitleri yenilenmiş, yeni teknolojiler var, uzay gemimiz Avenger’ı geliştirebiliyoruz aynı o eski karınca çiftliği tarzı üssümüz gibi… De, açıkçası çok da önemli değil bunlar benim için. Oyun Enemy Unknown’un yaptıklarını harfiyen uygularsa, üzerine başka hiçbir şey katmadan sadece rolleri değiştirse de olur. Ben tamamım yani. Şimdi tek zor olan, Kasım ayını da beklemek. Oyun şimdilik sadece PC, Linux ve Mac için çıkacak gibi gözüküyor. Bakalım, bekleyelim. Siz ne diyorsunuz peki?
2 Comments
yeni xcom oyununu oynayan biri için hayran olmamak elde değil. ciddi anlamda farklı bir tür ve farklı bir oynanış tarzı var. hani seneler öncenin ilk ufo ve xcom oyunlarını oynamamış biri rahatlıkla oyuna 10 üzerinden 9 verecektir.
ama benim gibi zamanın ufo ve akabinde gelen xcom oyunlarını oynamış insanlar ister istemez yeni nesil oyunu eski ile kıyaslamışlardır. bu kıyaslamayı yaptığımda oyun sonunda içimde burukluk oluşmuştu. belki eski kafalılıktan, belki eskinin tadı damağımda özlemle kaldığından olabilir.
tüm buruk düşüncelerime rağmen xcom un eski kardeşiyle verdiği ortak bir his vardı: gerilim. sadece bu yönü ile bile tüm eksileri görmezden gelinebilir.
2. oyun için ben de heyecanlanıyorum, zira ilkinde olan eksiklikleri giderip, gerilimi azaltmazlarsa, sanki savaş alanındaki benmişim gibi çaresizlik duygusunu verebilirlerse, herhangi bir asker öldüğünde içimizden bir parça kopacaksa o zaman herkesin aklına mukayyet olmak gerekecektir 😉
X-COM serisinin bütün oyunlarını oynadım ve açık söyleyeyim ilk canlandırma girişimleri birşeye benzememişti ve sonunu getirememiştim. Neyse ki Firaxis aradaki tireyi kaldırıp XCOM yapmasına rağmen serinin geri kalanını ve ruhunu toparlamayı başarmıştı. Eksikler var mıydı? Belki çok ufak tefek, daha iyi olabilirdi dediğim yerler oldu ama eklenti paketi de gelince tamamen içime sinmişti. Şimdi ikinci oyunla ilgili birşeyler okuyup izleyince firmanın artık risk almak gerektiğini düşündüğünü görüyoruz. Daha önce düşünülen ama uygulanamayan bir gelecek senaryosu ile rolleri değiştiriyoruz. Onlar savunuyor biz saldırıyoruz. Hikayesi düzgün yazıldı ise tutacağına inanıyorum 🙂