Uzun süredir Marvel Cinematic Universe etiketiyle çıkan filmlerin her biri seyirci tarafında belirli bir kalitenin üzerinde olacağı varsayımıyla karşılaşıyor, bu da boşuna değil. Eğrisi ve doğrusuyla MCU’nun her filmi vaat ettiği enerji ve nitelik seviyesini karşılamayı bildi. Bu her film “başyapıt” anlamına gelmiyor elbette, ama standart izleyici artık Marvel filmlerinden çok da mutsuz ayrılamayacağını benimsedi. Bu da otomatikman her Marvel filminin açılışını belli bir seviyenin üstüne koyuyor gişesel anlamda. Bu da rekorların bini bir para demek oluyor.
Bu sebepten, Black Panther’ın rekoruna şaşırmamak lazım belki de; ancak yine de burada özel bir şeyler olduğu açık. Çünkü şu sıralar 170 milyon dolarlık bir ilk haftasonu performansıyla Deadpool’un sahip olduğu “Kış Gişesi Rekorları” kategorisine tek atmaya hazırlanan Black Panther için uzmanlar ilk etapta “90-100 milyona açılır” diyorlardı. Kıyas yapmak isterseniz diye altını çiziyorum: Marvel evreni söz konusu olduğunda “90-100” ile “170-180” arasında Doctor Strange ve Civil War kadar büyük bir fark var.
Yani Black Panther şu an herhangi bir Marvel filmi gibi gelmiyor. Black Panther merakla beklenen bir Marvel filmi olarak geliyor. Bunu da borçlu olduğu pek çok şey var, en başlıcası da böyle bir filmin modern Amerikan blockbuster sinemasında öncülünün olmaması. Afrika’da geçen, bir Afrika krallığını konu alan, ekseriyeti Afro-Amerikan aktörlerden kurulu bir film görülmüş şey değil. İnsanlar görmek için bilet almak istiyorlar.
Ama bu, bence 100 milyon dolarlık ilk beklentiyi açıklıyor. Filmin çıkışına yakın bunu 70 puan arttıran şey ise bana soracak olursanız Ryan Coogler. Filmi heyecanla beklememizi sağlayan şey bence hepimiz için, bir noktada, Ryan Coogler. Fruitvale Station ve Creed gibi iki tane tokat film ürettikten sonra bu göreve gelen; çocukluğu çizgi roman karşısında gözlerini bozarak geçmiş, genç, dinamik, heyecanlı ve heyecan verici bir yönetmen var filmin başında. Onun tutkusunu ben Black Panther’ın genetiğinde hissedebiliyorum. Bence hepimiz biraz hissedebiliyoruz. Bu rekor durumunu da o yaratıyor.
Benim filmden en büyük umudum, Coogler’ın tutkusunun çayırlara sarılmış olması şu an, o zaman bu rekorları helal ederim gibi geliyor. Siz ne diyorsunuz?