Marvel’ı muhtemelen yönetmen bulma konusunda en uzun süre uğraştıran film Black Panther oldu, değil mi? Bana öyle geliyor en azından. MCU’nun 2019 yılına kadar çıkartacağı filmler arasından yönetmeni belli olmayan tek işti uzun bir vakittir. Thor: Ragnarok’u Taika Waititi, Spider-Man’i Jon Watts, Infinity War filmlerini Russo Biraderler, Ant-Man and the Wasp’ı Peyton Reed… Hepsini kimin çekeceği belliydi, Black Panther gölgelerde beklemek zorunda kaldı.
Artık bu çile sona ermiş vaziyette. Marvel resmi sitesi üzerinden –yani dedikodu falan değil, yüzde iki yüz doğrulanmış bilgi– T’Challa’nın ilk beyaz perde macerasını Creed ve Fruitvale Station’ın yönetmeni Ryan Coogler’ın çekeceğini açıkladı. Kevin Feige, Coogler hakkında şu beyanda bulundu:
“Marvel ailesine bu kadar saygı duyulan bir yönetmeni katabildiğimiz için kendimizi çok talihli hissediyoruz. Ryan’ın ilk iki filminde sergilediği yetenekler onu kolayca bizim Black Panther’ı yönetecek adaylar listemizde zirveye çıkardı. Pek çok hayran Black Panther’ı kendi filminde görmek için uzun bir süre bekledi ve şimdi Ryan ile birlikte, T’Challa’nın hikayesini hayata geçirmek için mükemmel yönetmeni bulmuş olduk.”
Hatırlayacaksınız, filmle ilgili daha önceden Selma filmiyle ödül çevrelerinde çok konuşulan Ava DuVernay’ın adı geçmişti. DuVernay, “kendi çekmek istediği filmin, Marvel’ın kafasındaki film olmadığı” gereksinimiyle projeden vazgeçmişti. Coogler ile anlaşmışa benziyorlar. Peki kilit soru şu, Coogler bu işin altından kalkabilecek mi? Çünkü bilmiyorsanız söyleyelim, ama Amerikalı yönetmen henüz yirmi dokuz yaşında. Yani T’Challa’yı oynayacak Chadwick Boseman’dan 10 yaş küçük.
Bana soracak olursanız, Coogler’ın yaşı hiç mesele değil. Şu dakikaya kadar iki film çıkardı, Fruitvale Station ve Creed; ikisi de eleştirmenlerden çok yüksek notlar aldı. Kendisi Afro-Amerikan sinemasının son on yılda çıkardığı en heyecan verici yetenek ve selefleri Spike Lee ve John Singleton gibi örneklerin aksine bu eleştirel başarıya diyaspora filmlerine ek söyleyecek şeyler ekleyerek ulaştı. Lee ve Singleton, diyaspora filmleri çekme cesaretini göstererek bu kapıyı Coogler gibilere açtılar, ama Coogler, şu an o yolun 2.0 sürümünü temsil ediyor. Marvel gibi büyük bir kapıdan iş bulması da, bu anlamda hem kariyeri, hem de Afro-Amerikan sineması için büyük bir adım. Siz ne diyorsunuz?