Şu dünyada adı geçtiğinde bir saniye durup saygınızı sunacağınız sınırlı sayıda yönetmen var. Amerikalı, Türkiyeli ya da Fransız; fark etmez. Yaptıkları, yapacaklarının teminatı olmayı çoktan geçmiş; şu saatten sonra kakasının iki saatlik sabit görüntüsünü alsa “bir bildiği vardır” diyeceğiniz insanlar bunlar. Martin Scorsese, bana soracak olursanız, o isimlerden biri. Bugüne kadar Casino, Goodfellas, Taxi Driver, Raging Bull gibi efsanelerin altına imza atan Scorsese, şimdi de yeni bir klasiğin peşinde. Silence.
Geçtiğimiz günlerde 4. Los Cabos Uluslararası Film Festivali’nde tanıtılan filmi izlememize daha çok var. An itibariyle Scorsese montaj sürecinin ortasında, ve kendisi artık kariyerinde belirli bir noktaya geldiği ve hiçbir yapımcı ona “abi biraz acele etsek mi?” diyemediği için, herkes onun filmle tatmin olmasını bekliyor. Umutları 2016 Cannes Film Festivali’ne işi yetiştirmek. Bizim de ümidimiz o yönde, zira filmle ilgili açıklanan şeyler bizim merakımızı baya kamçılıyor.
Başrollerinde Liam Neeson, Adam Driver ve Andrew Garfield’ın olduğu film, Shusaku Endo’nun romanından uyarlanıyor. Konu, Japonya’ya gittikten sonra karşılaştığı şiddet ve baskıya rağmen yılmayan iki Cizvit rahibini işliyor. 17. Yüzyılda geçen romanı ilginç kılan, ve filme de muhtemelen yansıyacak olan şey, Shusaku Endo’nun Japon Katolik’i olması. Yani ortada çok acayip bir bakış açısı var, ki bu da filmin yönetmeni ve başrolünün Katolik geçmişlere sahip olmasıyla pekişmiş vaziyette.
Neeson’ın “Filmin sorusu: Bir Tanrı var mı? Biz bir anlamda bunu hep kendimize soruyoruz. Hayatın amacı ne? İnanç nedir? Neden inanırız? Neden uyanıyor ve sabah yataktan kalkıyoruz? Bu kadar basit, film bunları soruyor ve bunları çok istisnai bir biçimde dramatize ediyor” diyerek anlattığı filmde, Neeson, Driver ve Garfield’ın haricinde Rome’un Ceasar’ı, Game of Thrones’un Mance Rayder’ı Ciaran Hinds, Thor serisinde Hogun’u oynayan Tadanobu Asano ve Tetsuo serisinden biliyor olabileceğiniz Shin’ya Tsukamoto da boy gösterecek. Bakalım, benim ilgim tavan yaptı şimdilik. Siz ne diyorsunuz?