Çizgi roman seven çoğu insanın sıklıkla duyduğu, bir kısmına ise görece olarak yabancı bir durumdan bahsedeceğiz. “Bu yaşa geldin hala çizgi roman mı okuyorsun sen?” ile özetleyebileceğimiz, genel anlamda “resimli çocuk şeyleri” okumakla bir tutulan ve okurun, çevresinden aldığı tepkilerin bir özetini geçeceğiz.
Bu tepkinin haksızlığı şüphe götürmez zira çizgi romanların (özellikle de yeni nesil pek çoğunun) çocuklar için olmadığı aşikardır. Dahası çizgi roman çocuklar için olsa ya da kişi çocuklar için tasarlanan çizgi romanları okusa dahi, bunu okuması o kişinin yeterince olgunlaşmadığının bir göstergesi olarak kabul edilmeli midir? Eğer gerçekten çocuksu bir kişi ise veya çocuksu bir bakış açısına, zevklere sahipse bile bunun kime ne zararı vardır?
Konu ile ilgili sorular ve cevaplar, bakış açısına ve tecrübelere göre uzattıkça uzatılabilir. Daha özgürlükçü bir bakış açısı bu tür soruları yok saysa da farklı düşünenler, eninde sonunda o soru ile yüzleşmek durumunda kalıyorlar:
“Bu yaşa geldin hala çizgi roman mı okuyorsun?”
Bu noktada şunu bilmekte fayda var, hayatı boyunca binlerce çizgi roman okuyup bu soruyla karşılaşmayanlar da var. Şaşırtıcı mı? Belki…
Bu kişiler çok mu şanslılar? Aşırı çağdaş bir aile ve sosyal çevrede mi yaşıyorlar? İlk olarak bu soruların akla gelmesi gayet mantıklıdır ve genelde şu yorumlar da hemen sonrasında gelir:
“Benim ailem de öyle olsaydı…” veya “Bizim arkadaşlar bildiğiniz gibi değil adamı tefe koyarlar valla…”
Yanlış…
Bu kişiler sizinle aynı çevrede yaşıyorlar, anneleri ev hanımı, babaları şöför, arkadaşları içinde üniversite mezunu da var, esnaf da var, işçi de var. Yani geriye tek bir cevap kalıyor, arada başka bir fark var. Gelin bu farklara bir göz atalım.
Bu tepkileri hiç ya da çok az alanlar, genellikle çevrelerine çok farklı bir görüntü ve imaj veriyorlar. Öyle ki bu imaj sayesinde çocuksu esprilerin hedefi olmamakla kalmayıp, çevrelerine de bu hobilerini aşılayabiliyorlar. Nasıl mı? Bunlara dikkat eden genç okurlar, ileride (ve belki de bu günlerde) benzer eleştirilerin hedefi olmayabilirler.
1. Sadece çizgi roman okumayın!
Evet çizgi romanlar, muhtemelen en sevdiğimiz yazılı materyal olabilirler ve çok da fazla çeşitleri vardır. Öyle ki yayın evleri tarafından Türkçe’ye çevrilenler ve son yıllarda çeviri/balonlama yapan sitelerdeki Türkçe eserler bile bir okuru aylarca, yıllarca oyalayacak malzeme sunabilir. Yani çizgi roman okumak tek başına yeterince zaman alabilir ve başka türde kitap okumaya zaman kalmayabilir. Ancak sadece çizgi roman okursanız, adınızın “çizgi romancı çocuk” olarak kalması da kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.
Çizgi romanların yanı sıra başka şeyler de okur ve bunları hazmederseniz, “sen hala çizgi roman mı okuyorsun” diye birine “evet, sen ne okuyorsun peki?” dediğinizde, karşılık olarak onlarca kitaplık bir liste verse bile siz ona yüzlerce kitaplık başka bir karşılık verebilirsiniz. Bu durumda, soruyu yönelten kişi karşısında kendisinden daha derin ve entellektüel birikimi olan biri olduğunun farkına varacaktır.
Ve daha da ileriye gidersek, sizden etkilenip çizgi roman okumaya bile başlayabilir! Kendisini çok bilgili olarak kabul ettiği bir konuda ya da edebi akımda, ondan daha fazla şey okumuş olduğunuzu fark ettiğinde “bu adam, benim okuduğum türün büyük kısmını okumuş demek ki aynı şeyleri seviyoruz, üzerine bir de çizgi roman okuyorsa ben de sevebilirim” diye düşünebilir.
Kısacası, her şeyi okuyun!
2. Sürekli aynı konulardan bahsetmeyin!
Esasında yukarıdaki madde ile oldukça yakın bir konu olsa da, geeklerin laneti burada devreye girer. Sevdikleri konuya çok odaklanıp, başka konuyu bilmez, ilgilenmez ya da üzerine konuşmazlar. Bununla birlikte, yukarıdaki maddede “sadece çizgi roman okumak”tan bahsedilirken, burada da “sadece çizgi roman konuşmaktan” bahsedeceğiz.
Yukarıdakini uygulayamıyorsunuz çünkü kötü bir okuyucusunuz. Çizgili olmayan şeyleri okumak zor geliyor ya da sevmiyorsunuz. Bu oldukça kabul edilebilir bir durum. Bununla birlikte birileri ile buluştuğunuzda konuştuğunuz konular son Avengers filmi, eski kitapçıda bulduğunuz Tommiks ciltleri, Arrow`un ya da Agents of Shield`in son bölümünden ibaretse benzer bir durumun içinde olduğunuzu gösterir.
Spor, politika, gündem, müzik, ilişkiler vs. türü herkesin hakkında kabaca bilgi sahibi olduğu konularda ortalama bilgi sahibi olmaya bakın. Arkadaşınız Barcelona – Real Madrid maçından bahsederken, Lana Del Rey`in son albümünü dinletmek isterken ya da IŞİD`i anlatırken siz hala aynı konular etrafında dolanıyorsanız, tek bir hobi sahibi olarak yaftalanmanız işten bile olmaz.
Kısacası, başka hobiler de edinin, başka şeylerin de geek’i olun!
3. Yetişkin olun, olamıyorsanız da öyleymiş gibi davranın!
Çevrenizde, güvenilir ve sağlam bir karakter olarak görülüyorsanız okuduğunuz çizgi romanlar eğlence konusu olmaktan çok bir egzantriklik olarak görülebilirler. Ancak öyle değilseniz, çocukça şeyler yapan adam olarak kalmaya mahkum olursunuz. Belirli bir izlenimi çevrenize yaratmadığınız sürece, üzerinize farklı etiketler yapıştırılmaya devam edilecektir.
Unutmayın, sunum ve pazarlama her şeydir!
2 Comments
Desinler değişemem, desinler değişemem…
”Bu yaşa gelmişsin…” ile giden cümle ve ”Yetişkin olun, olamıyorsanız da öyleymiş gibi davranın!” cümlesi çok çelişkili geldi, olay yetişkin olup diğer yetişkinler tarafından ön yargıyla bakılmak değil mi zaten.. Onun dışında ülkemizde bolca örneği olan insanlar var, güzel konu… Bir de önce bu ne çok çocuksu deyip de bir kere başlayınca elinden bırakamayanlar da çok var. Onlara hani kötüydü yprm demek de pek bir keyifli