İkonik bir karakter yaratmak, tahmin edilemez bir iş. Başarılı bir karakter yaratmanın az çok belli formülleri, uymanız gereken kuralları var. Ama onu bir “ikon” hâline getirmek, imkansıza yakın neredeyse. Şu sıralar hepimizin hayatında önemli bir yer taşıyan Katniss’ler, Optimus Prime’lar, Jack Sparrow’lar şüphesiz başarılı karakterler. Ama bir elli sene sonra hâlâ onları konuşuyor olacak mıyız? Bugün Bugs Bunny’yi konuştuğumuz gibi?
Eğer burada sadece ve sadece “ikon” olabilmeyi konuşuyorsak, Bugs Bunny’yi bu dünyada geçebilecek iki isim var: Mario ve Mickey Mouse. Bu üç karakter, bizden çok önce de buralardaydılar, bizden sonra da buralarda olacaklar ve ne olursa olsun, her nesil onların işleriyle büyüyecek, her nesil onları ayrı sevecek. Bu Bugs Bunny için, tam olarak yetmiş beş senedir böyle.
Evet, dünyanın en uyuz tavşanı Bugs Bunny, 27 Temmuz 2015 itibariyle yetmiş beşinci yaşını kutladı. 1940 senesinde, sinemalarda vizyona giren “A Wild Hare” çizgi filmiyle ilk doğum günü kutlayan Bugs Bunny, bugün artık dede olmuş vaziyette. Eski Warner Bros çizgi filmlerini yayınlamak gibi bir huyu olan Türkiye televizyonları sağ olsun, muhtemelen hepimiz bir kez izlemişizdir o muhteşem çizgi filmi. Sadece sekiz dakika on beş saniyeye neler sığdırabildiğine inanmak, bugün de güç.
O dönem En iyi Kısa Çizgi Film dalında Oscar’a aday gösterilen A Wild Hare, Bugs Bunny ve Elmer Fudd’ın kapışmasını içeriyordu. İki karakterin de tasarımları A Wild Hare sonrası haliyle değiştiler, ama temel genelde aynı kaldı. Yetmezmiş gibi, iki karakter de sonraları efsane olacak repliklerini de daha ilk ağızlarını açtıklarında söyleyeceklerdi: Elmer için “Be vewy, vewy quiet, I’m hunting wabbits”; Bugs Bunny için ise “What’s up Doc?”. Anlayacağınız Bugs Bunny yetmiş beş senede kendini pek fazla bozmadı! Biz bu efsane karakterin doğum gününü kutlamayı boynumuzun borcu biliyor, şapkamızı Bugs’a ve Warner Bros’a çıkartıyoruz. İyi ki doğdun Bugsy!