Nisan ayının son haftasına girmiş olmamız elbette herkes için farklı bir şey ifade edecektir ya da etmeyecektir fakat bizim için, şuradan listenin tamamına ulaşabileceğiniz şekilde, birkaç gün içerisinde bu ay beklediğimiz tüm filmlerin görücüye çıkmış olacağı anlamına geliyor. Bunlardan bir tanesi, birkaç gün içerisinde seyirciyle buluşacak olan Mortal Kombat filmi; Warner Bros. ise bundan önce filmin ilk yedi dakikasını yayınlamaya karar vermiş.
Yayınlanan ilk yedi dakika, daha önce izlediğimiz fragmandan da yola çıkılarak beklenebileceği gibi filmde yaşanacak olan olaylara ve Scorpion ile Sub-Zero’nun arasındaki mesele gibi, karakterlerin arka plan hikâyelerine bir alıcı gözle bakma imkânı sunuyor. Filmin bir Mortal Kombat oyunu uyarlaması olduğunu düşününce zaten içerisinde kavga ve dövüşün hat safhada yer alacağı malumdu; nitekim filmin genel tonunu yakalamak için, henüz ikinci dakikadan, yaşanacak şiddetin boyutunu da kısmamışlar. Dakikalar ilerledikçe zalimlik ve vahşilik doğru orantılı şekilde artıyor gibi gözüküyor, onu da belirtmemiz lazım sanırım.
Başrollerinde Lewis Tan, Jessica McNamee, Josh Lawson ve Hiroyuki Sanada’nın yer aldığı, üstte isimleri geçen Scorpion ve Sub-Zero’nun yanında Sonya, Kano, Liu Kang, Raiden gibi pek çok tanıdık karakteri de barındıran Mortal Kombat, 23 Nisan 2021‘de hem salonların açık olduğu bölgelerde sinemalarda hem de HBO Max üzerinden seyirciyle buluşacak.
Eh, nihayetinde bu ne Mortal Kombat’ın ilk film uyarlaması ne de birçoğumuz, eninde sonunda bir dövüş oyunundan uyarlanmış bir filmle karşı karşıya olduğumuz için çok ekstrem şeyler bekliyoruz bu filmden. Düşüncelerimizin, birkaç saatliğine eğlenmek istiyorsak, temelde kavga ve dövüş sekanslarını seviyorsak ve filmde de bunlar güzel çıkacaksa, takdir edip hayatımıza devam etmek minvalinde geliştiğini söyleyebiliriz filmle ilgili. Ha, bir de çocukluğunun büyük bir kısmını Mortal Kombat oynayarak geçiren neslin bir üyesi isek ve daha da önemlisi, Geekyapar’ın müthiş semalarından dünyamıza katılan “Burnum Nerede?” diyerek özetleyebileceğimiz o şaheseri, filmi bahane edip tekrar gündeme taşımak istiyorsak, bu nostalji hislerimiz de beklentiler arasında sayılabilir. Şimdilik filmle ilgili bu düşünce ve beklentilerimiz de karşılanacak gibi duruyor. Siz ne dersiniz?
