CALIFORNICATION’ı İzlenmesi Kati Suretle Şart Bir Dizi 7 Fena Geçerli Sebep

4. Adının Hakkını Veren Dramedy

Showtime bir ara –endüstride hâlihazırda mevcut olan bir terimi kullanarak elbette– arka arkaya yayınladığı iki dizi, Weeds ve Californication için dramedy tabirini tercih ediyordu. Hayatımda bu kalıba böylesine uyan bir dizi daha görmedim. Futurama da örneğin drama ve komedi arasında şahane ip atlayan bir diziydi, ancak genel olarak cepheler ve hatlar belliydi; sadece aralarında seyahat gerçekleşiyordu bazen. Californication tonlama olarak komedi ve dramanın flu olduğu bir hatta yaşıyor, ve yaşamını büyük bir ustalıkla idame ettiriyor. Kahkaha da atacak, ama bir yandan insan vaziyetinin kabahatlerine de ayrı yanacaksınız…

5. “Hollywood’un Mutfağı” Kafası

Bu aynı kafa Entourage’da da var, orayı da keyifli kılan şeylerin başında geliyor. Californication, ekseriyetle Hollywood etrafında dönüyor. Buna çok bulaşmadığı bazı hikaye çizgileri de var; ancak büyük ölçüde Moody ekmeğini yoz ve çetrefilli melekler şehrinin, yoz ve çetrefilli aktörler kasabasında çıkartıyor. Dizi, Hollywood’la ilgili çok çarpıcı şeyler söylemese de, sevdiği şeyin mutfağını görmek isteyen insanlar için gerçekten çok başarılı bir seyirlik sunuyor. Kapinos anlatıyor, Moody yaşıyor, siz de izliyorsunuz.

6. Binge-Watch’a Yatkınlığı

Ben ömrü hayatımda tek oturuşta izlenmeye bu kadar müsait bir dizi daha hatırlamıyorum. Hele ki Netflix’ten izlerseniz, sitenin bir sonraki bölümü otomatik açma huyundan mütevellit bir sezonu bir günde bitirebilirsiniz. Dizinin yirmi dakika olması, ama aynı zamanda da sürükleyici olması işin hem sarmasını, hem de yorucu olmamasını sağlıyor. Bir yandan zaman su gibi akıp gidiyor, bir yandan da “Allah’ım ben zamanımla ne yaptım” demiyorsunuz. Yorgan döşek 12-13 bölüm var zaten bir sezonda. Gerçekten bir oturuşta içmelik.

7. Kelime Oyunları

Ama gelelim en önemli sebebe. Californication bir yazar dizisi. Bundan kastım, yazarın çok hükmünün geçtiği bir dizi olması değil. Californication bir yazarı konu alıyor, bir yazarı anlatıyor ve kelimelerini seçerken de ana karakterinin iyi bir yazar olduğunu anımsayarak yapıyor. Hank Moody ne zaman ağzını açsa, eforsuzca büyüleyici ve sadelikle ağdalı cümleler kuruyor ve her seferinde hayran oluyorsunuz. Özellikle kelimelerle yapılabilecek şeyler üzerine özel bir keyfiniz varsa, Californication’ı mutlaka kaçırmamalısınız. Hani saydığımız yedi madde yeterli olmadıysa diye diyorum…