Bundan bir iki yıl önce “Chronicle’dan en iyi çıkışı kim yaptı?” diye sorsanız, muhtemelen başrolerde oynayan Dane DeHaan ve Michael B. Jordan ile, yönetmen Josh Trank arasında kalırdık. Fakat işte zaman komik bir şey. Dane DeHaan yüzünü Amazing Spider-Man 2’de Harry Osborn’u oynayarak eskitti, Michael B. Jordan ve Josh Trank ise geçtiğimiz haftalarda vizyona girip yerin dibine sokulan Fantastic Four ile karizmayı çizdirdiler.
O yüzden, şu an Chronicle’ın en fazla hayrını gören kişi titri filmin yazarı Max Landis’e ait. Eğer kendisinin ismi tanıdık geliyorsa, helal olsun, tam bir sinemaseversiniz. Zira Landis’in babası John, The Blues Brothers, Animal House ve Thriller’ın müzik videosu gibi klasiklerin arkasındaki sinemacı. Kendisi de Chronicle’dan sonra American Ultra’yı yazdı. American Ultra, şu sıralar vizyonda. Hiçbir şeyi kasıp kavurduğu yok, ama en azından kimseyi de utandırmıyor. Ve yazarı, sağ olsun, bulduğu yerde yaratıcılığını konuşturmaya devam ediyor.
Grantland’e verdiği röportajda konu Landis’in daha önce eğlencesine yazdığı senaryolar gibi (Kendisi sırf denemek için Ghostbusters 3 ve Super Mario Bros senaryoları yazmıştı evvelinde) bir muhabbete evrildi. Bu sefer başrolde ise Cehennem Silahı serisi vardı. Landis, sırf geyiğine, biri ona Cehennem Silahı 5’i teslim etse, nasıl bir şey yazacağını açıkladı. Ve ne yalan söyleyelim, biz harbiden birinin ona Cehennem Silahı 5’i teslim etmesini istedik.
Landis’in kafasındaki fikir, Murtaugh, Riggs ve dört genç polisi konu alıyor. Film bu dört polisin, bizim görmediğimiz bir aksiyon filmini yaşamalarından sonrasını konu alıyor. Olaylar Murtaugh ve Riggs’e aktarılıyor, patlayan arabalar, epik takipler… Murtaugh ve Riggs, bu dörtlüyü sakin bir orman kulübesine götürüp, orada onlara “arkadaşlar, efendi olun az” tipi bir eğitim vermek üzere görevlendiriliyorlar. Fakat ondan sonra, o görmediğimiz aksiyon filminin kötüsü geri geliyor ve Murtaugh, Riggs ile dört genç ormanda “tam bir slasher filmi edasıyla” hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Ya bayıldım. Resmen bayıldım yani. Daha önce hiçbir Cehennem Silahı filmi böyle bir arka plana sahip değildi, o yüzden çok farklı ve çok ilginç bir senaryo zaten Landis’in kafasındaki. Ama çılgın polisler ve onları düzene çekmeye çalışan efendi komiserler fikri de çok tanıdık bir yandan, çünkü Cehennem Silahı’nın mayası o. Tam aşina olanla, yeni olanın arasında, inanılmaz tatlı bir yer bulmuş kendine bu senaryo. İlla ki bir noktada Cehennem Silahı bitpazarına nur yağdıran Hollywood’un aklına gelecek. İşte tam o anda, Landis’i düşünseler ya? Muhteşem olur!