Ansiklopedi serimizde bir X-Men görmek bazılarınızı çok mutlu etti. Bu yüzden Marvel’ı Marvel yapan şeylerden biri olduğunu zaman zaman unuttuğumuz o güzide ekip X-Men’in bir üyesini daha sizinle tanıştırmak, çoktan tanıştıysanız da kaynaştırmak istedim. Rogue, ilk X-Men film üçlemesiyle hayatıma giren bir mutanttı benim için: Wolverine’le enteresan ilişkisi, güçlerinin o tehlikeli etkileyiciliği, üç kadından biri saçını platine boyamadan çok önce saçının bir kısmına yerleşen o platin rengi onun hakkında daha fazlasını öğrenme isteği uyandırmıştı bende. Bu yazı benim uzun zamanki isteğimi şimdi hissedenler için; müsaadenizle Rogue kimdir?
ORİJİN HİKAYESİ
Rogue’un çocukluk dönemi hakkında pek bir bilgiye sahip değiliz. Karakterin ailesini, gerçek ismini ya da nasıl şartlarda büyüdüğünü bilmiyoruz ancak çocukluğunu Missisipi’deki Caldecott’da geçirdiğini biliyoruz. Rogue’un erken yaşamı hakkında bilinen bir diğer önemli bilgi de mutant güçlerini nasıl keşfettiği: Rogue ergenlik çağının ilk dönemlerinde Cody Robbins adlı bir oğlanı dudaklarından öpüyor ve henüz farkında olmadığı mutant güçleri nedeniyle çocuğu felç edip hafızasını kendisine aktarıyor. Hayatını neredeyse elinden aldığı Cody’nin anılarıyla yaşamaya katlanamayan Rogue kasabadan kaçıyor ve şekil değiştirici –o zamanlarda genç– mutant Mystique ile karşılaşıyor. Rogue’un çaresiz halini fark eden ve ona Brotherhood of Evil Mutants’ın yardımcı olabileceğini düşünen Mystique, Rogue’u evlat ediniyor. Rogue, Mystique’e duyduğu minnetle ve aidiyet duygusuyla ekibin faşist/terörist eylemlerinde aktif rol oynuyor.
Kardeşliğin bir bölümü pusuya düşürülüp yakalanınca Rogue onlara gardiyanlık yapan Ms. Marvel ile karşılaşmak zorunda kalıyor ve haddinden uzun süre temas ettiği Ms. Marvel’ın tüm anılarına ve güçlerine sahip oldu. Başta yepyeni güçlerini kullanarak Avengers, X-Men gibi güçlü ekiplere kafa tutsa da bir süre sonra Carol Danvers gibi çok şey yaşayıp görmüş ve içinde dahilik barındıran birinin anılarına katlanamayan Rogue, çareyi düşman cephesindeki Profesör X’ten yardım istemekte buldu. Profesör X bu yardım çağrısını da hiçbir mutantı geri çevirmediği gibi geri çevirmedi ve diğer tüm X-Men’e geçmişlerindeki karanlık anlarını affettiğini hatırlattığı bir konuşma yaparak Rogue’u bir X-Men üyesi yaptı.
Rogue, Profesör X’ten yardım aldığı süre boyunca X-Men’e yardımda bulunsa da tedavi ardından tekrar Brotherhood’a döndü. Ancak kendini çok onurlu biri olarak tanıtan Magneto’nun bir rahibeyi acımasızca katletmesini gördükten sonra mutant davasında X-Men’in haklı olduğunu düşünerek X-Men Malikanesi’ne geri döndü. Burada, beraber operasyonlara katıldığı Gambit ile karşılıklı bir aşk yaşadı ve X-Men’in anlaşılması güç ama sadık bir üyesi haline geldi. Hikayenin buradan sonrası orijin olmaktan çıkıp takip edilebilir büyük eventlere geçiyor, gerisini zevkle okuyacağınız çizgi romanlara bırakıyorum.
GÜÇLERİ
Rogue dokunduğu her kimsenin anılarını, şayet dokunduğu bir mutantsa anılarının yanında güçlerini de –bir başka mutanta dokunana kadar– kendine transfer edebilir. Temas olduğu takdirde transferin olması kesin olduğundan bu güç sanıldığından çok daha can sıkıcıdır. Hatta Rogue bunu bir lanet olarak kabul eder. Sevdiklerine zarar vermemek için sürekli eldiven takması, aşık olduğu kişiyle sevişmeyi bırak ellerinden bile öpemiyor olması durumlarını düşünürsek Rogue’a hak vermek işten bile değil.
Ayrıca bir mücadele sırasında karşı karşıya geldiği telepatik uzaylı Z’Cann’a onu komaya sokmak için dokunan Rogue uzaylının telepatik güçlerinin de etkisiyle güçlerini mutasyona uğrattı. Mutasyon ardından Rogue artık daha önce dokunduğu herkesin güçlerini istediğinde kullanabilir hale geldi. Ancak bu mutasyon da Rogue’a yanında bir lanet getirdi: Rogue birçok zaman hangi gücü bedenine topladığını kestiremez yani Wolverine’in iyileşme özelliğindense Cyclops’un lazer bakışını edinebiliyor ve bu da hassas anlarda başına ciddi sorunlar açabiliyor.
