Süper Kahraman Ansiklopedisi’nde, “Adaletin gören gözlere ihtiyacı yoktur” temalı Daredevil‘dan sonra, onun baş düşmanına geçiyoruz. Wilson Fisk, namıdiğer Kingpin. Kendisinin doğaüstü güçleri yok. Süper değil, kahraman hiç değil ama Marvel için her bakımdan klas bir karakter. Kingpin, en son Spider-Man: Into the Spider-Verse animasyonunda görüldü ama şimdi, Hawkeye’ın beşinci bölümüyle, kanlı canlı olarak Marvel Cinematic Universe’e katıldı. Hem de üç sezon boyunca Daredevil dizisinde gördüğümüz, Vincent D’Onofrio‘nun canlandırmasıyla. Bu harika olay sayesinde karakterin yakın planına geçiyoruz. Kingpin kimdir?
Yaratıcıları
Kingpin de Daredevil gibi zaman içinde katmanlanmış bir karakterdir. Sydney Greenstreet’in, müthiş bir film olan Maltese Falcon‘daki Kasper Gutman rolü baz alınarak yaratılan Kingpin’in yaratıcıları, Stan Lee ve John Romita SR.‘dir. İlk olarak 1967’de, The Amazing Spider-Man‘in 50. sayısında ortaya çıkan ve uzun süre Spider-Man’in baş kötülerinden biri olan Kingpin, iş adamı görünümlü mayfa babası olarak, sıradan bir kötü olmuştur.
Frank Miller‘ın 80’lerde Daredevil hikayesi yazmaya başlamasıyla karakterin motivasyonu derinlik kazanmış, Spider-Man Animated Series‘in The Man Without Fear bölümünde, karakterin origin‘ini anlatan küçük bir flashback sahnesiyle de iyice derinlikli bir karakter hâline gelmiştir. Miller, zaten hâlihazırda var olan karakterleri alıp onları baştan yaratmada bir numaradır, Daredevil’ın dışında bunun için en büyük örnek, Batman’in sınırlarını aştığı; Batman: Dark Knight Returns.
İlginç olan, birçok Marvel karakterini, hikâyelerini yumuşatarak tanıtan Spider-Man Animated Series‘in, Kingpin için yeniden hikâye yaratmış olması.
Origin Hikâyesi
Çocukluğunda babası tarafından ilgi görmeyen Wilson Fisk, aşırı kiloları yüzünden akranları tarafından sürekli zorbalığa uğramıştır. İnsanlar üzerinde etki uyandırmayan bir mizaca sahip olan Fisk, babasının karıştığı bir soygun işine “yanlışlıkla” dâhil olmuş; polis kovalamacası sırasında da babası kaçarken oğlunu arkada bırakmıştır. Wilson, mahkum olduğu sürece insanlara nüfuz etmenin yollarını aramıştır. Bunun için de önce dövüşmeyi öğrenmiş, sonra da bin bir çeşit okuma yapıp içerde kendini geliştirmiştir. Hapisten çıktıktan sonra etkili bir suç lideri olup, New York sokaklarında, suçun Kingpin’i olarak anılmaya başlamıştır.
Güçleri
Kingpin; iri yarı, kalıplı bir adamdır. Bu yüzden sürekli 180 kilodan fazla olduğu ve bunun sadece yüzde ikisinin yağ olduğu söylenir. Böylece onun yakın dövüşte ne kadar tehlikeli bir rakip olacağı vurgulanır lakin bence bu Kingpin’in en sıkıcı özelliği. Karşısındakini döve döve New York’un başına geçmiş biri değil Kingpin. Onu Kingpin yapan yanı kafası, zekasını kullanması. Okuduğu kitaplarla ve yaptığı gözlemlerle, karşımızdaki eli sopalı bir dev değil; politik bir dehadır.
Kingpin’in sürekli bir planı olur, bir şeye ulaşmak istediğinde Machiavelli’nin Prens‘ine dönüşür. Elde edeceği şeye odaklanır, gözden çıkaracaklarını hesaplar, insanları kullanır ve günün sonunda legal yollarla ekmeğini kazanan bir iş adamı gibi görünür. Halk da onun yeraltı dünyasının babası olduğunu bilmez, hayırsever biri sanır. İnsanların zayıf yönlerini bulup onlara karşı kullanmakta üstüne olmayan Kingpin, yeri geldiğinde bunu bir tehdit mekanizmasına çevirir; yeri geldiğindeyse de karşısındakine duymak istediklerini söyleyerek onu kendi tarafına çeker. Hele Daredevil’in üçüncü sezonuyla Kingpin’in entrikaları, iyice Game of Thrones düzeyine ulaşmıştır.
Dış Görünüşü
Dev cüssesiyle, saçsız başıyla, elmas saplı bastonuyla, kodamanlara yakışır takım elbisesi ve yeri geldiğinde elinde gördüğümüz purosuyla Kingpin, tam bir klişe zengin kötü adam görünümüne sahiptir.
Kerli ferli veya kalantor gibi denilebilecek bir adam, çokça Lex Luthor’a benzeyen ama Türk filmlerinde gördüğümüz fabrikatörlere benzemeyen bir kötüdür.
İlişkileri
Wilson Fisk’in en değerli hazinesi, biricik aşkı Vanessa Marianna Fisk; Stan Lee tarafından Kingpin’e biraz insaniyet vermek için yaratılmış bir karakterdir ve Kinping’in en büyük zaafıdır. Eşini tehlikelerden korumak için ona dublörler tutan ve onlar kaçırılıp öldürüldüğünde zerre umursamayan Fisk; benzer bir umursamazlığı, oğluna da göstermiştir.
Küçükken babasının işlerinden uzak tutulan Richard Fisk, sürekli babası tarafından zayıf/güçsüz olduğu gerekçesiyle azarlanmış, sonunda ise annesi tarafından okuması için Avrupa’da bir koleje gönderilmiştir. Richard geri dönüp babasının işlerini devralmak istemiş ancak bunda başarılı olamamıştır.
Fisk’in diğer bir çocuğu da Maya Lopez, namıdiğer Echo‘dur. Doğuştan sağır ve Kızılderili asıllı olan Maya’nın babası, Kingpin’e çalışan ufak çapta bir mafya hayatı sürerken Kingpin tarafından öldürülmüştür. Kingpin, Maya’yı evlatlık kızı olarak yanına alıp onu, bir savaşçı gibi eğitmiştir. Maya’nın görsel hafızası insanüstü biçimde gelişmiştir ve gördüğü hareketleri aynen kopyalayabilmektedir. Bu da onu zorlu bir dövüşçü yapar.
Fisk’in değer verdiği muhtemelen son insan da sağ kolu James Wesley‘dir. Fisk’in avukatı olan Wesley, onun pis işlerinin üstünü örter. Frank Miller tarafından yaratılmıştır ve Daredevil dizisinde Karen Page tarafından öldürülüp, Fisk’i sinir krizine sokmuştur.
TV ve Sinema Uyarlamaları
Televizyona uyarlanan Spider-Man animasyonlarında defalarca boy gösteren Kingpin, live action olarak üç farklı aktör tarafından canlandırılmıştır. İlki, The Trial of the Incredible Hulk filminde John Rhys-Davies‘tir – ki şu an kendisini Gimli olarak biliyoruz. Açıkça belirtmeliyim ki Gimli olması hem kendi açısından hem de bizim açımızdan kesinlikle en hayırlısı olmuş.
İkinci canlı Kingpin uyarlaması da 2003 tarihli Daredevil’daki Michael Clarke Duncan‘dır. Devasa cüssesiyle harika bir Kingpin olmuş ama filmin devamı çekilemediği için, rolünü devam ettirememiştir.
Sonuncu Kingpin ise herkesin aşina olduğu, Netflix yapımı Daredevil dizisindeki Vincent D’Onofrio tarafından canlandırılan, mastermind Kingpin’dir.
Genel Bakış
Kötü adam olarak Fisk, hem dış görünüşü ve muhtelif özellikleriyle hem tam bir klişe kötü hem de kompleks icraatlarıyla kendine has bir kötü olmuştur. Clarke Duncan’ın öldürdüğü herkesin üzerine bir gül bırakması, Vincent D’Onofrio’nun da resim sevdası ve kahvaltı rutininde seyirciye sürekli Bach dinletmesi, Kingpin’in rafine karakterini sürekli ortaya koymuştur.
Karakter, Miller’ın kaleme aldığı Daredevil çizgi romanlarında ve özellikle de Netflix yapımı Daredevil dizisindeki gerçekçi hâliyle unutulmaz olmuştur. Kingpin, kurduğu entrikalarla zannımca lokalde Ezel; dünya çapında ise The Godfather kötüsü olmaya yaraşır bir karakterdir.
Son Not
Kötülük yapmaya sadece iş olarak bakan, konu iş olunca da vicdansız bir karakter olan Kingpin; birçok yerde boy gösterdikten sonra Hawkeye ile tekrar ortaya çıktı. Şimdilik sadece yüzü gözükse de çevirdiği dolaplarla seyirciyi yerinden zıplatmasını bekliyoruz. Siz Kingpin’den neler bekliyorsunuz?