Curb Your Enthusiasm Paris’te Larry ve Leon ile biten final sezonundan beri geçen 6 yıldan sonra 9. sezonuyla nihayet yayında. Dizinin pek çok hayranı uzun zamandır büyük hevesle bekliyordu. Şunu söylemeliyim: Ben ne kadar keyif almaya çalışsam da ilk 2 bölümü izledikten sonra hayal kırıklığına uğradım. Üstelik değişen şey dizinin esansıymış gibi geliyor ve bu bir iki kötü bölümün kötü olmasından daha endişe verici.
Değişen şey Larry’nin tavrı gibi görünüyor. Öncelikle dizideki en eğlenceli şeyi her zaman Larry’nin dürüstçe başka kimsenin söylemediklerini söylemesiydi. Larry’nin samimiyeti, iyi gözlemciliği ve gerçekçiliği karakterle bağ kurmayı kolaylaştırıyordu.
Her yerde ağzına geleni söyleyen 9. sezon Larry’si artık o sempatik adam değil. Daha çok, patavatsız, çoğu zaman kaba ve abartılı huysuz bir ihtiyar. Elleri açık durmadan bağırması kendi kendinin parodisine dönmüş. Recep İvedik mizahına bir göndermeymişçesine bağırmalar, koşuşturmalar kesilmiyor. Larry öyle ileri gidiyor ki kimi yerlerde daha yeni tanıştığı bir kadını yeterince kadınsı bulmadığını ima ediyor. Adeta bütün kadınlar dizilmiş onu kadınsılıklarına ikna etmeye çalışıyormuş gibi önüne geleni eleştiriyor. Asansör beklerken tanıştığı bir kadınına giyim kuşam tavsiyesi veriyor. Daha kötüsü bunları görmüş geçirmiş elit bir ihtiyar olarak yapıyor.
9. sezonda bulduğumuz Larry rahatsız edici bir adam. Larry’nin her zaman işe yarayan replikleri ise tuz biber ekmiş. İyi kısımlardan biri Larry’nin yine bir asistanla başının belada olması ve ondan kurtulma planıydı. Daha önce de benzeri bir hikaye görmüş olsak da, Larry’nin insanlardan kendi zarar görmeden kurtulma hikayeleri her zaman çok komik. Onun kıvranarak bir şeylerden kaçması, zor sosyal durumlara düşmesi, en sonunda ne düşündüğününü söylemek zorunda kalması dizinin keyifli kısımları.
Bakalım önümüzdeki bölümlerde ne olucak, yine de merakla ve ilgiyle bekliyoruz.