DSC_0334

Amsterdam’da geçirdiğimiz toplam sürenin yarısında bisikletimiz mutlaka vardı. Elimizde bir Amsterdam haritası ile karış karış gezmeyi planlıyorduk. Haritada ilgimizi çeken ve aklımıza takılan kısım ise, Amsterdam’ın meşhur değirmenleriydi.

DSC_0341

Nasıl gidebileceğimizi sorduktan sonra Üsküdar-Beşiktaş motoru benzeri bir motorla diğer yakaya geçmemizi söylediler. Motorda karşılaştığım ilk manzara beni cezbetmeye çoktan yetmişti. Meşhur Eye Film Institute beni Stanley Kubrick sergisiyle öylece bekliyordu. Bu konuya daha sonra değinmek üzere susuyorum. Değirmenlere dönecek olursak, ulaşmak için bisiklet ile epey yol katetmemiz gerekiyordu. Tabii ki pes edecek değildik.

DSC_0342

Yol boyunca gözlemlediğimiz kadarıyla söyleyebilirim ki, geldiğimiz yer Amsterdam’ın Anadolu yakasıydı. İstanbul’daki dingin, sakin yakanın burada muhteşem değirmenleri vardı. Değirmenleri görüp de bu yakaya vurulmamak elde değildi. Nehir kenarında otururken içimden bir ses bu manzara karşısında Great Lake Swimmers dinlememi söyledi. Bir gün gidecek olursanız, mutlaka bu grubun şarkıları yanınızda bulunsun, benden söylemesi. Hiç konuşmadan ve sadece etrafa bakarak değirmenlerin etrafında yaklaşık bir saat geçirdik.

DSC_0357

Bu yakaya doyamadığımızı farkedip daha da ilerlemek konusunda hepimiz hem fikirdik. Sessizce ve sadece etrafı izleyerek uzunca bir süre daha ilerledik.

DSC_0345

Farketmeden epey ilerlediğimizi ve artık durmamızı söyleyen bu tabela bizi kendimize getirmişti. Amsterdam’ı bitirdik. Hatta yedik onu biz.

Özetlemek gerekirse, Amsterdam’ın diğer yüzü rüya gibiydi. Eğer bir gün yolunuz Amsterdam’a düşerse, üşenmeyin.

Author

Bir gün pikseller dünyayı kurtaracak!

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.