Gwyneth Paltrow’un yaşam stili ve online perakende satış sitesi Goop işi büyütmüş ve Goop Lap diye alternatif iyileşme yöntemlerini araştıran (muhtemelen çok yakında pazarlama niyetiyle) bir yan işe el atmış. Goop’u özellikle kadın yazarlar ve tüketicilerin eleştirilerine çok sık maruz kalması, alay konusu olması ve hatta sıhhi tedbirsizlikten para cezasına mahkum edilmesi ile sahip olduğu kötü ünden de tanıyabilirsiniz. Goop’un Netflix’te gösterime giren yeni projesi Goop Lab isimli altı bölümlük belgesel serisi, alternatif iyileşme ve iyi yaşam yöntemlerini ele alıyor.
Öncelikle şu ironiye beraber bir bakalım. Gereksizşeyler.com minvalinde ürünlere sahip (bkz. pembe quartz taşlı matara), daha önce yanıltıcı ve sahte sıhhi fayda iddiaları yüzünden başı belaya girmiş bir şirket, hâlihazırda tartışılan, ilginç bir şekilde dünyada çoğunlukla bir kişinin bildiği ve uygulayabildiği kimi metotların tanıtımına giriyor. Sanki bu iki öge tek başlarına yeterince az güven vermiyormuş gibi bir araya gelmişler. Bu açıdan bakıldığında parodi özellikleri taşıyan, provokatif bir içerik.
Paltrow ve çalışanları, çok şık döşenmiş Goop ofislerinde röportajlar yapıyor. Paltrow angoralar, satenler ve diğer çabasız şık ve lüks kıyafetler içinde mükemmel ışık ve tam dozunda makyajıyla oturmuş, anlatılanlara bolca onay veriyor ve destekliyor. Ardından da canlandırma ve değerlendirme amaçlı ekibinden bir grup, bölüme konuk olan profesyonellerle bu metotları deniyor ve deneyimlerini paylaşıyor. Ayrıca bu profesyonellerin müşterilerinden de kişisel tecrübelerini anlattıkları röportajlar izliyoruz. Buraya kadar estetik ögeler (örneğin Goop çalışanları, her biri butik mayolarının içinde mükemmel görünüyor) ve keyifli sohbetler yardımıyla tanıtıcı reklam etkisi yakalanmış.
Biraz Paltrow’dan bahsedelim. Kendisi aileden bir Hollywood elitidir ve herhalde bundan ötürü kendinde size 50 dolara gıda takviyesi ya da 40 dolara vajinanıza yerleştirebileceğiniz yeşim taşı satma hakkı görür. Varlık ve boş zamanın onu tüketim, öz refah, zindelik, güzellik ve sağlık konusunda bir uzman yaptığına ve her şeyin en iyisine erişim imkânının onu çağdaş ve sofistike zevkler konusunda söz sahibi olacak kadar eğittiğine hiç şüphe duymadan ikna olmuş gibi görünüyor.
Programın jenerik kısmında, amacının “hayatın suyunu sıkıp hepsini içine çekmek” olduğunu ifade ediyor. Bununla tatmin olmak bilmeyen bir tüketici olduğunu ve tüketime dayalı tatmini pazarladığını itiraf ediyor. Buradaki problemlerden birisi: Hayatı bu kadar tüketim ve deneyim odaklı yaşamak; yetişememe, yapamama kaygılarıyla stres ve aşağılık hissetme duyguları doğurabilir. Ayrıca batı ülkelerinde kendi coğrafyalarından olmayan şeylere duyulan aşırı ilgi, çok kolonyal ve küçük ekonomileri sarsabilecek güçleri ve çevreye zararları düşünülünce; ben olsam bunları programın başında söylemezdim. Kendini çok yetkin gördüğü için kendine eleştirel bakamıyor bence Paltrow, o nedenle pazarlama yöntemi çok şeffaf ve yeterince kurnaz değil.
Programın ilk dakikalarında gösterilen yasal feragatname, ilerleyen dakikalarda izlediğimiz onay, övgü ve yalnızca olumlu yorumlar ile çelişiyor diye düşünüyorum. Eğlence amaçlı olduğunu ifade eden program, izleyicinin sorgulayan bir açıdan da görmesini isteseydi bunu sağlayabilirdi.
Programın adında lab olmasını da dikkat çekici ve yönlendirici buluyorum. Lab, bilimsel deney yapılan laboratuvarın kısaltması ise bilimsel metotlarla araştırma yapılmasını beklerdim. Yaş ve cinsiyet çeşitliliği, istatiksel açıdan önem arz eden sayıda denek, placebo efekti araştırılıyorsa iki ayrı denek grubu, icracıdan izolasyon vb. Bunlar olmadığına göre lab isminin koyulması, kendilerine havalı bilimsel terimlerle önem bahşetme ve izleyiciyi etkileme amacı taşındığını düşündürüyor.
“Enerji Deneyimi” adındaki beşinci bölümde, alternatif tıp icracısı John Amaral diye bir adam, vücudun yaydığı bir enerjiden bahsediyor. Enerji kelimesi bilimsel bağlam dışında mı, içinde mi kullanılıyor belli değil başta, çok bulanık. Ne çeşit enerji olduğuna dair bizi aydınlatmıyor ancak şu gülünç detaya giriyor: Parmaklarını doğru yerde şıklatarak atom içi değişikliğe sebep olabiliyor ve insanları iyileştirebiliyormuş. Hücre içi atomları radyoaktif elementlere çevirmesinden endişe ediyoruz kazara parmaklarını şıklatarak. Bu tam bir bilimsel saçmalama örneği ve hiçbir karşı soruyla sınanmıyor programda.
Üçüncü bölüme konuk olan Betty Dodson ile kadın orgazmı ele alınıyor. Çalışma grubunun ayna ile vulvalarını incelemelerini cesaret verici ve kadın mastürbasyonu konuşmalarını kısmen eğitici buldum. Şöyle ki Betty Dodson, ne olduğunu teknik olarak açıklamadıkları bir tür orgazmı, rock’n roll orgazm diye kendi bulduğu bir terim ile adlandırmış. Bu yöntem, Dodson’ın tasarımı olan iki ayrı, biri elektrikle çalışan aygıt gerektiriyor. Bu yöntemle 20 ile 40 dakika arasında orgazma erişiliniyor. Anlaşıldığı kadarıyla rock’n roll yönetimi hem vajinal hem klitoral uzun süreli uyarım ile orgazm amaçlayan, karşılığında da daha şiddetli ve derin bir haz vadeden bir yöntem ancak hiçbir açıklama gelmiyor.
Bu yöntem bir alternatif olabilir, standart olamaz. Çünkü bir değil iki aygıt ve 20-40 dakika arası süre gerektiriyor. Genel olarak konu yüzeysel ele alınmış ve kadın mastürbasyonu yine karmaşıklaştırılmış diye düşünüyorum. Üstelik erkekler de her boşaldıklarında orgazm yaşamıyor ve farklı şiddette orgazmlar yaşayabiliyorlar. Dodson’ın yaptığı cinsel koçluk ve aynada anatomi inceleme çalışmalarının ise kadınların zevk veren taraftan zevk alan tarafına geçişinde psikolojik engelleri aşmasında yardımı olabilir gibi görünüyor. Çeşit çeşit vulvayı ekranda göstermeleri ise ana akım pornolardaki estetikli vulvalar ve beyazlatılmış anüslerden sonra bir ferah nefes aldırıyor.
Zaman kadın gücü zamanı deyip bu trene de atlamışlar diye düşünüyorum. Konuya yüzeysel, ürün odaklı yaklaşıyorlar. Evrensel bir sorunu iki ürüne indirgiyorlar. Tek bir ürün, tek bir seans ile ömrü boyunca buna yeltenmemiş veya başaramamış kimselerin çözüm bulmasını inanması güç buldum.
Zamanında cinsel gücü arttırıcı diye vajinaya koymalık yumurta şeklinde taş pazarlayan, enfeksiyonlara yol açan, ardından mahkemelik olup 145 bin dolar cezaya ödemesi hükmedilen şirket, bu sefer female empowerment diyor ve endişelendiriyor.