Son birkaç gündür internetin kolektif olarak birincil gündem maddesi, FX‘in yeni dizisi American Crime Story; fark etmişsinizdir. Dizi, ana magazin basınına dünyanın en tabloid kişiliği Kim Kardashian ve kardeşlerinin babası Robert Kardashian‘ın dizideki betimlemesinden ötürü girdi. Amerikan ana akım basını ise, tarihinin en yüksek profilli cinayet davalarından biri olan O.J. Simpson olayını tekrar yaşama fırsatı yüzünden işin üzerine atladı.
Siz hepsini bir kenara bırakın. Robert Kardashian, David Schwimmer tarafından canlandırıyor olması ve dizinin birkaç yerde çok zorlama bir şekilde işin içine Kim Kardashian‘ın çocukluğunu sokuşturması haricinde, Kardashian ismini çok bariz bir şekilde sadece promosyon olarak konumlandırmış, hikayeye yedirmiyor. O.J. Simpson davasını ise, vakti zamanında basının yaptığı gibi sansasyonuyla ele almıyor. Bütün bu basın ilgisinin altında, ucuz yumruk atan bir dizi yok. Baya 2016’nın en kaliteli dizilerinden biri olmaya aday bir iş var. Gelin, size beş maddede, bunun niye böyle olduğunu anlatalım.
1. Yazar Kadrosunun Özgeçmişi Devasa
Evveliyatla her kurgu işin başladığı yerden, yani kağıt-kalem ikilisinden başlayalım. Dizinin geliştiricisi, Scott Alexander ve Larry Karaszewski adında bir ikili. Bu ikilinin özgeçmişleri, gerçekten de baya hayranlık uyandırıcı. Man on the Moon, The People v. Larry Flynt gibi filmleri yazmışlar, ve bundan da acayibi, Tim Burton’la iki kere çalışmışlar. Bir kez Ed Wood‘da, bir kez de Big Eyes‘da. Ben şahsen Burton’ın Ed Wood ve Big Eyes arasındaki “kostüm yıllarını” Big Fish harici kayıp gören bir insan olarak, bu tesadüfe pek bir vuruldum.
İkilinin bu tecrübesi, diziye çok net bir şekilde yansıyor. Boşa kurulmuş bir cümle, boşa yazılmış bir sahne yok. Dizi, bu hikayeyi anlatacaksa, tüm karakterlerinin duruşunu, tavrını ve eğilimini; kısa bir süre içerisinde yanılgıya yer bırakmadan şekillendirmesi gerektiğinin farkında. Bu yüzden, çok nokta atışı teşhir sahneleri görüyorsunuz yayınlanan ilk beş bölümde. Dizi taşlarını dizmeden önce, her birinin ne olduğunu size ince detaylarıyla anlatmak konusunda muazzam başarılı.
2. Mutfağında American Horror Story Ekibi Var
Alexander & Karaszewski ikilisi dizinin geliştiricileri konumundalar; genel olarak da Jeffrey Toobin’in The People v. O.J. Simpson kitabından uyarlamışlar hikayeyi. Dizinin alt ismi de bu. Üst isminin hikmeti de, yapımcı kadrosuna bakıp, Brad Falchuk ve Ryan Murphy isimlerini görünce ortaya çıkıyor. Bu ikili, Murphy’nin yarattığı Nip/Tuck‘ın setinde tanışmış, sonradan beraber Glee ve American Horror Story‘yi yapmış olan ekip. Burada da Alexander ve Karaszewski’nin hikayesine, American [blank] Story etiketini yapıştırıp, antolojiye çevirme fikri de onlardan gelmiş. İyi ki de gelmiş, zira ikilinin AHS’te yaptıklarını görünce, ilerleyen sezonlarda ACS’in nereye gideceğini hayal etmek gerçekten de heyecan verici bir eylem oluyor.