Disney Plus’ın hazırlayıp bize sunduğu dizilerin beşincisi ve en yenisi Hawkeye dizisi, hızla ilerlemeye devam ediyor. Biz de diğer dizilerde olduğu gibi, Marvel’ın beğenimize sunduğu bu diziyi de büyük bir keyif ile izliyoruz. Tabii artık beşinci dizi olmasından mütevellit, diğer Marvel-Disney+ yapımlarıyla arasında bazı paralellikler de yakalıyoruz. WandaVision’ın “We Interrupt This Program”, The Falcon and The Winter Soldier’ın “The Whole World Is Watching”, Loki’nin “The Nexus Event” ve son olarak What IF’in “Doctor Strange Lost His Heart Instead of His Hands?” gibi sezonun en heyecanlı bölümleri hep dördüncü sıradaydı. Bana göre Hawkeye da dostlarından geri kalmadı ve dördüncü bölümü olan “Partners, Am I Right?” ile birlikte gelecek bölümlere heyecan yaratmayı başardı. Hadi gelin inceleyelim.

Partner-İş Ortağı Fark Etmez, Bu İkili Çok Tatlı!

Hawkeye dizisinin bu bölümü genel hikâyeden biraz daha sıyrılarak, Kate ile Clint arasındaki ilişkiye odaklandı. Dizinin aldığı bu karar her ne kadar birkaç izleyici sıksa da benim açımdan oldukça yerinde bir karardı. Zira Hawkeye dizisi nihayete erdiğinde hepimiz, tıpkı Falcon and The Winter Soldier’da olduğu gibi Clint Barton’ın, Hawkeye unvanını Kate Bishop’a devredeceğini düşünüyoruz. Bu yüzden de Kate Bishop ile Clint Barton arasındaki öğrenci-öğretmen ilişkisinin doğru yansıtılması benim için çok değerli.

Kate’in, ailesi ile ilgili şüphelerinin kısa bir süre için de olsa son bulmasının ardından, onun yüzünden ailesinden Noel’de ayrı kalan Clint’in yanına gidip birlikte vakit geçirdikleri bu bölümden çok büyük keyif aldım. Dizinin, Matt Fraction ve David Aja’nın ortaklaşa çalışmasından meydana gelen “Bir Silah Olarak Yaşamamım” çizgi romanından büyük ilham aldığını daha önce söylemiştik. “Partners, Am I Right?” bölümü de bu çizgi romana en çok gönderme yapan bölümlerden bir tanesi oldu ve benim kalbimi çaldı. Kate ile Clint arasında geçen hiçbir diyaloğun altı boş değildi, her birinin hem kaynağı hem de amacı vardı.

Öte yandan çok tatlılar ya! Yani hep söylüyorum, biz Avengers filmlerinde Jeremy Renner’ın canlandırdığı Clint Barton ile çok fazla bağ kuramadık ama Hawkeye dizisi, sonunda karakteri bizim için değerli kılmayı başardı. Yani bundan iki yıl önce Vormir gezegeninde Natasha değil de Clint ölseydi zerre üzülmezdim ama şimdi, Hawkeye dizisinin son iki bölümünde Clint’in başına bir şey gelirse gözlerim dolar… Clint’in yorgun ve geçmişinde pişmanlıkları olan bir süper kahraman olarak enerjisiz hali ile Kate’in, hayran olduğu insan ile tanışan yeni yetme süper kahraman enerjisi mükemmel bir biçimde uyum sağlıyor. Oyuncular arasındaki kimya da çok güzel tutuyor ve bu ikili ekranda birbirleri ile konuşurken, size tatlı bir tebessüm ile seyretmek kalıyor.

Ah, şu aileler!

Bütün bir sezon boyunca annesinin yeni sevgilisi Jack Duquesne’dan şüphelenen ve onun, Armand III’yi öldürdüğünü düşünen Kate, sonunda bu bölüm annesinin gözlerinden Jack’i gördü ve onu ne kadar sevdiğini anladı. Annesinin ne kadar mutlu olduğunu görüp, sonunda bu ilişkiye onay vererek belki de tüm bu suçlamaları kendi kafasında oluşturduğunu ve Jack’in gerçekten suçsuz bir adam olabileceği ihtimalini aklına getirdi. Böylece bir anlamda iç huzuruna kavuştu. Fakat tabii bu huzur çok kısa sürdü. Zira Hawkeye ona, burnuna gelen pis kokuların o kadar da yanlış olmadığını söyledi. Peki, bu kokular gerçekten Jake’den mi geliyor?

Bu bölümde Kate’in annesi Eleanor’un, Clint’e yönelttiği “Çocukların var mı?” sorusuna, daha Clint cevap veremeden “Tabii ki var” şeklinde cevap vermesi aslında oldukça küçük bir sahne gibi gözüküyordu. Fakat daha sonra Clint ile Kate’in, müzayededen çalınan saatin peşine düşmelerinin ardından birilerinin Hawkeye’ın ailesini araştırdığı gerçeğinin ortaya çıkması bu diyaloğun hiç de basit bir diyalog olmadığını kanıtladı. Çizgi romanlarda Eleanor Bishop, dizimizdekinin aksine Derek’in yerine ölüyor ya da öldü gösteriliyor fakat daha sonra Madame Masque olarak kızının bir numaralı düşmanlarından biri oluyor. Bu bölümde de hem Eleanor konuşurken arkadaki bir tabloda yapılan Madame Masque göndermesi hem de Clint’e yönelttiği bu diyalog, Eleanor’un baş düşman olabileceğini gösteriyor. Kendinizi her şeye hazırlayın anlayacağınız.

Belaya hazır olun. Hem de çifte belaya!

Bütün sezon boyunca ha geldi, ha gelecek derken Black Widow filminde görüp, izlemekten büyük keyif aldığımız Yelena sonunda dizimize teşrif etti. Marvel Cinematic Universe’de hem TFAWS dizisinde hem de Black Widow filminde gördüğümüz Valentina Allegra de Fontaine nam-ı diğer Madame Hydra’nın dolduruşuna gelen Yelena, ablasını öldürdüğünü düşündüğünü Clint’in peşine düşerek intikamını almaya çalışıyor. Eninde sonunda bu ikilinin bir araya gelerek aralarındaki sorunları konuşarak çözeceğini düşünüyoruz ama henüz o noktaya gelmedik. Daha iki güzel bölümümüz var.

Yelena ile Clint dövüşedursun diğer tarafta da Kate ile Maya ya da yine süper kahraman ismiyle tanıtacak olursak Echo’nun arasındaki gerginlik giderek büyüyor. Ronin’in babasını öldürdüğünü düşündüğü için intikam yemini eden Echo, Ronin olduğunu düşündüğü için Kate’in peşini bırakmıyor. Resmen herkes dövüşmeyi bırakıp bir masa etrafında toplansa bütün sorunlarımız çözülecek ama tabii ki öyle olmuyor. Herkes, herkese aşırı öfkeli ve bunun için de herkesin kendince sebepleri var!

En güzel ok, hiç atmadığın oktur…

Ya dizide benim en çok kalbimi sızlatan bu ayrıntı oldu ve bu ayrıntıyı da bizim ekipten sağ olsun Hilal fark etti. Yoksa böyle bir güzelliği aksiyon içerisinde kaçıracaktım resmen. Clint’in, Kate’in kendisine sorduğu “En iyi atışın hangisiydi?” sorusuna Natasha’yı hatırlayarak “Hiç atmadığım ok.” şeklinde yanıt vermesi bizi duygulandırdı. Fakat daha sonra Echo-Clint-Yelena-Kate kavgası sırasında Kate’in, Yelena’ya karşı oldukça iyi bir atış yapma fırsatı varken bundan vazgeçmesi, ikilinin potansiyel geleceği için çok güzel bir temel oluşturdu. Ya zaten Kate içinde bulunduğu her ikiliyi inanılmaz izlenebilesi bir seviyeye çıkartıyor bir de Yelana ile birlikte ikili olduğunu düşündükçe yüzümde güller açıyor.

Son olarak bu bölümde yine “Big Guy” tarzında yapılan göndermeler, Wilson Fisk’in diziye gelme ihtimali gün geçtikçe arttırıyor. Biz de bu ihtimaller doğru çıksın diye dua ediyoruz. Anlayacağınız “Partners, Am I Right?” bölümünü biz çok sevdik ve bıraksanız sabaha kadar konuşuruz.. Siz nasıl buldunuz sevgili dostlarım? Dizi nasıl gidiyor, gelecek bölümden neler bekliyorsunuz? Hepsini yorumlara bekliyoruz.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.