Nicholas Winding Refn’i tanır mısınız? Kendisi Danimarkalı bir yönetmen. Kendi ülkesindeki sinema sahnesine, 1996 tarihli Pusher filmiyle çıktı. Ardından Bleeder ve yönetmeni neredeyse iflas ettiren Fear X geldi; iki Pusher daha filmi çekildi. Refn’in nevi şahsına münhasır idolleri ve renk körlüğünden ileri gelen yüksek kontrastlı görsel tarzı; onu çok özel bir yönetmen yapmıştı ve Danimarkalı sinemacı, bunu 2008 tarihli Bronson ile tüm dünyaya kanıtladı. Ardından Valhalla Rising geldi, en sonunda 2011 senesinde ise Drive ile birlikte, uluslararası şöhrete sahip oldu, Cannes’dan En İyi Yönetmen ödülü aldı.
Böyle bir adamla ilgili şu cümleyi kuracağımı tahmin etmezsiniz ama, kendisi bir süredir DC ile flört ediyor. Daha doğrusu, büyük çaplı filmlerle ilgili bir meyli var son günlerde. Refn bugüne kadar bütçesi sekiz haneli rakamlara çıkan tek bir film yönetti, o da 15 milyon dolarlık Drive’dı. Hiç blockbuster bir filmi olmadı kendisinin. Belli ki artık olması gerektiğine karar vermiş vaziyette; zira önce bir “Ya Bond filmlerini çok severim, yapsam yaparım ha” dedi, ardından da DC Comics’e kafadan girdi.
Refn bir muhabbet esnasında, süper kahraman dünyasıyla ilgili bir şey yapsa ne yapmak isteyeceği sorulunca, Batgirl deyiverdi. İlginç bir karardı elbette, fakat pek sorgulamadık. Esas bomba sonra patladı. Meğerse Refn, vakti zamanında DC Comics ile bir toplantı yapmış. Bu öyle “bir asansörde karşılaştık, şöyle bir lafladık” değil yalnız, baya samimiyetle “acaba olur mu?” toplantısı yapılmış. Konu? Wonder Woman! Refn de meseleye baya ilgiliymiş, ancak başrolde anlaşamayınca baştan vazgeçmişler. Refn’in istediği başrol de, Christina Hendricks‘miş!
Ben kendi payıma, hani Refn’in gücüne gitmesin ama, baya vizyonsuz bir tercih olarak görüyorum bunu. Refn belki de son filmi Neon Demon’da beraber çalıştığı için biraz kayırmıştır; anlarım. Ancak yine de, yani sevgili üstat, sevgili Cannes ödüllü adam, sevgili Avrupa sinemasının biricik neferi, Hendricks ne? Gerçekten yani, ne fiziksel ne de rol kapasitesi olarak Wonder Woman’ın gözüpek ve kararlı tavrına yaklaşabilecek bir insan değil kendisi. Ya da bilmiyorum, yalnız mıyım bu konuda?
