Orada bir yerlerde, Uslula Le Guin isimli bir insan yaşadı ve ardından bizlere kendisini özletecek çok fazla güzel eser bıraktı. Fantastik edebiyat denince akla gelen ilk isimlerden biri kendisi çoğumuz için, birazdan daha detaylı şekilde sebeplerimi açıklayabileceğimi umduğum Yerdeniz Serisi de bence bu yüzden fantastik evrenlere giriş yapmak için bulunmaz bir fırsat.

Sizin fantastik yahut bilim kurgu / fantastik türüyle maceranız birebir benim gibi olmasa bile her yeni kitap, yeni bir evren demek ve herkes, bir yerinden başlayarak giriyor bu evrenlere. Nereden giriş yapacağını bilemeyip bocalayanlar için, herkes bir başkasına tutkuyla bağlandığından hangisine başlayacağından emin olamayanlar için, bütün forumlarda hepsi övüldüğünden hangisini gerçekten seveceğini kestiremeyenler için, bir müddet önce, sadece ilk kitapları kapsayan birer izlenimin yer aldığı yeni bir yazı serüvenine giriştim. Bu da bizlerin fantastik serüveni olsun!

Birkaç temel soru eşliğinde Yerdeniz Büyücüsü’nden bahsedeceğimiz yazıya geçmeden önce içinizi rahatlatmak da isterim: Kitapla ilgili temel ve genel bilgiler dışında hiçbir spoiler vermeyeceğim. Unutmadan, zaman zaman bu serüvende Geekyapar’ın güzide kitap kulübü Saga ile paralel gidebileceğizdir, onu da söylemiş olayım.

Ne Anlatıyor Bu Seri?

Yerdeniz Büyücüsü’nün ilk kitabı, henüz ergenlik çağlarında olan bir gencin, doğduğu kasabayı terk edip büyücü olmak için çıktığı yolda büyümesini, kendini bulmasını ve gerçekleştirmesini anlatıyor.

Dili ve Üslubu Nasıl?

İlk bakışta alabildiğine sade, akıcı ve anlaşılır cümlelere sahip olan bu kitabın yetenekli bir yazarın elinden çıktığını, o sade cümleler üzerinde düşündükçe anlayabiliyorsunuz. Bu yeteneğin bir parçası sizi, her bir cümleyi tekrar okumaya itebiliyor ancak serüveniniz kesinlikle yorucu değil. Altını çizecek çok fazla cümle buluyor, bunları kendiniz başka şekillerde anlamlandırabiliyorsunuz. Muhtemelen bir kere daha okursanız bu kitabı, kendinizi başka cümlelere takılmış olarak bulacaksınız.

İlk kitabın tamamında destansı bir üslup hâkim. Karakterinizin gördüğü kadarıyla ve karakterinizin gelişimine odaklanmış şekilde olayları izliyorsunuz. Aralarda kalan boşluklar yahut anlatılmadan ima edilen şeyler, okurun hayal gücüne bırakılmış. Fakat Le Guin’in destansı üslubundan ayrıldığı bir yer var; orası da hikâyesini anlatmayı tercih ettiği zaman diliminde düğümleniyor. Destanlar da Yerdeniz Büyücüsü gibi tasvirlere uzun uzun yer vermez ve önemli olaylara, vermek istedikleri mesajlara odaklanırlar ancak onlar; büyük insanların, daha da büyük dertleriyle ilgilenirler. Yerdeniz Büyücüsü ise büyük bir insanı, büyümeye giden yolunda anlatıyor ve onun en büyük derdi, tıpkı bizim gibi, kendisiyle yüzleşebilmek.

Ne Kadar Uzun?

Yerdeniz Büyücüsü yani Yerdeniz’e bağlı serinin ilk kitabı Türkçe çevirisiyle 153 sayfa. Seriye doğrudan bağlı altı kitap mevcut, sonraki kitapları da aşağı yukarı 150 – 250 sayfa civarlarında dolaşıyor.

Damakta Bıraktığı Tat Nasıl?

Buna cevabım, tam kararında olacak. Kitap sizi hikâye ve evren açısından ne tam anlamıyla doyuruyor ne de bir uçurumun kenarına getirip, içiniz içinizi yerken bırakıyor. Dünya hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsunuz ama bu öğrenme isteği, büyük bir eksiklik gibi yankılanmıyor kafanızda. Çocuksu bir merak bu, nerede görseniz tanırsınız.

Evren İlgi Çekici Mi?

Yerdeniz Büyücüsü’nün evreni, keskin sınırlarla çevrelenmiş, içerisindeki her aktörün ve her nesnenin varlığı belirlenmiş bir evren değil. İlk kitaptan hareketle bu evrenin dini ya da yönetiliş şekli hakkında bir şey bilmiyorsunuz mesela. Ne zamandan beri var olduğu hakkında pek bir ipucunuz olmuyor; karakteriniz dışındaki diğer insanların nasıl yaşadıklarını, sadece karakterinizin ilgilendiği kadarıyla çıkartabiliyorsunuz. Bu açıdan her ne kadar coğrafi olarak dolu, düşünülmüş olsa da canlılık açısından biraz boş bir evren olduğunu söyleyebiliriz. Fakat evrenle ilgili bilgi kırıntılarını izlediğiniz her zaman, daha fazlası olduğunu da hissedebiliyorsunuz. Farklı kültürlere, değişik coğrafyalara dair izler yakalamaktan mutlu oluyorsanız sizi tatmin edecektir.

Bu bir fantastik eser ve isminde de büyücü geçiyor, hâliyle bundan da bahsetmemiz lazım. İlk kitabın nazarında büyü, isimlerle yapılıyor. Bu, bence nokta atışı bir şey çünkü sözün ve isimlendirmenin önemi, bizim o kadar da fantastik olmayan gerçek dünyamızda da aşikâr. Büyü, doğanın bir parçası gibi işliyor ve ona ait bir şey olarak kabul edilmiş gibi gözüküyor. Ona, ne çok üstün bir güç gibi ne de bir lanet gibi bakılıyor. Bu evrende büyücü olmak, sadece erkeklere mahsus olsa da sanki demirci olmak ya da fırın işletmek gibi bir şey –ki gerçek dünyamızın şöyle bir üç yüzyıl öncesine bakarsak aşağı yukarı aynı şeyi söyleyeceğiz. Buradan yola çıkarak evrenin büyüsünün dağlar ya da ırmaklar gibi, her zaman orada olduğunu söylemek mümkün. Nasıl ki akarsuyun akışını değiştirmek için belirli bilgilere ve aletlere ihtiyacınız varsa, büyüyü kullanmak için de bunlara ihtiyacınız var ve bu çok doğal.

Kimler Sever?

Eğer fantastik edebiyata girmek istiyor ancak nereden başlayacağınızı henüz bilemiyorsanız, Yerdeniz biçilmiş bir kaftan. Yok, eğer bir şekilde fantastik edebiyat okuruysanız ve yazının tarihini, gelişimini, ilk örneklerini de bilmek, bunlardan eksik kalmamak istiyorsanız da yine Yerdeniz biçilmiş kaftan çünkü okuyacağınız çoğu eser, bir şekilde içinde Yerdeniz’den esinti taşıyor.

Daha özelde Percy Jackson ve/veya Harry Potter seviyorsanız, Yerdeniz Büyücüsü’nü seveceğinize dair hiçbir şüpheniz olmasın. Hem kendini hem evreni hem de büyüyü keşfedecek olan genç bir karakterimiz mevcut, kitapta çeşitli derslerin görüldüğü bir büyü okulu var; bir de yanında ejderhalar var. Arkadaşlıkla ilgili, büyümeyle ilgili, doğru kararları vermekle ilgili alt metinler ve daha fazlası da mevcut.

Bir adım ötesinde Kralkatili Güncesi seviyorsanız, yine bakmanızda fayda vardır bence zira temelde Kralkatili’nin büyü sistemi, başlangıcını buradan alıyor ve başkahramanları da birbirine çokça benziyor. Yerdeniz’i okuyup, oradan Rüzgârın Adı’na devam edebilirsiniz. İkisini aynı derecede sever misiniz, orası başka bir tartışmanın konusu olurdu.

Bir-iki gününüzü yahut hızlı bir okuyucu iseniz birkaç saatinizi ayırıp, farklı kültürlere dair izler görürken bir yandan da “Fantastik bir dünyada büyümek nasıl olurdu” diye düşünmek isterseniz, altı çizilecek cümlelerden ve kısa fakat öz bir anlatımdan hoşlanıyorsanız, bazı şeylerin hayal gücünüze bırakılmasından memnunsanız ve başı sonu belirli, içerisinde kendinizi bulabileceğiniz, aynı zamanda edebi açıdan da kayda değer bir eser okumak isterseniz bu kitap sizin için.

Kimler Sevmez?

A’dan Z’ye ayrıntılı karakter açıklamaları, sözlükler, politika, büyünün ayrıntılı bir tasviri ve kitaplarca çoğalacak, çoğaldıkça bitmeyecek bir lore istiyorsanız doğru bir yere gelmişsiniz diyemem. İyi mi kötü mü olduğu belli olmayan karakterler, teoriler, entrikalar, plot twistler arıyorsanız; aradığınız şey Yerdeniz değil. Bir başka koldan dünyalar çarpışsın, devler ejderhaları yesin, aksiyondan aksiyona koşalım diyorsanız da başka bir seriye bakmalısınız. Son olarak bu kitapta zamanlar geriye akmayacak, kafanız fazla karışmayacak, libidoyu da sağlama alamayacaksınız. Meselemiz kişisel, meselemiz masum, meselemiz küçük çaplı.

İkinci Kitabı Açtırır Mı?

Kitabın destansı üslubundan ötürü bazı noktalarda bilmediğiniz fazlaca şey kalıyor. Nitekim kitabın dünyası hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyebileceğinizi de daha önceki bir başlıkta yazmıştım. Bu sebeplerle Yerdeniz Büyücüsü, bende serinin devamını okuma isteği uyandırdı. Diğer kitapların da aynı şekilde bazı yerlerden beni kancaya takıp yakalayacağını; bazı yerlerde ise yine boşlukları hayal gücüme bırakacağını düşünebilirim. Fakat böyle bir tarzdan da memnunum, edebiyatın bunu yaptırmasını seviyorum.

Öte yandan “Bu kadarı kâfi” derseniz, seriye devam etmeyebilirsiniz. Sizi, bir uçurumun kenarında tırnaklarınızı yerken bırakmıyor kitap. Yukarıda bir yerlerde başka bir şekilde ifade ettiğim gibi, Yerdeniz Büyücüsü bittiğinde, kendi içerisinde anlatmak istediği alt metni, fantastik unsurlarla süsleyerek derli toplu bir şekilde anlatmış oluyor. Okurun daha önceden bilmediği bir dünyayı ve henüz en baştan tanışacağı bir karakterin yolculuğunu tanıtmak için tamamlanan 150 kadar sayfa için bu bence büyük bir başarı. Minicik bir kitaptan belki beklemeyeceğiniz kadar şeyi almış oluyorsunuz; devamı, bu dünya ilginizi yeterince çekmediyse sizin tercihinize bırakılabilir.

Bunu özellikle söyleme sebebim, bazı seriler hakkında sizin de bir şekilde duymuş olduğunuz “Üçüncü kitaptan sonra açılıyor” yahut “Sonunda öyle şeyler oluyor ki!” cümlelerinin kurulması ki doğruluk payları da vardır. Ancak Yerdeniz Büyücüsü’nden hareketle ve sadece bu kitapta tanıştığımız başkahramanımız için, durum böyle değil. Yerdeniz Büyücüsü’nü, okuduğunuzda size bir şeyler katan bir eser ve kendi içerisinde tamamlanan bir bütün olarak okuyabilirsiniz, engeliniz yok. Yine de bence, Yerdeniz’de keşfedilecek daha çok fazla şey var.

Adı sanı duyulan, oranızdan buranızdan çekiştirilerek okumanızın tavsiye edileceği seriler için yazacağım ilk kitaplar özelindeki serüvenim devam edecek. Sonraki yazılar için sizlerden de tavsiye yahut öneri almayı çok isterim. Kim bilir, belki kendinizi adamaya cesaret edemediğiniz seriler vardır, onları yazarsınız? Bu serüvenin neresinde olursanız olun, bana katılır; bazen yön gösterir bazen benimle keşfeder bazen de “Hoop, orada dur!” derseniz, müteşekkir olurum.

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

2 Comments

  1. Öncelikle selamlar, uzun zamandır kimse yorum yazmadığı için ben yazayım dedim. Yazınız çok güzel olmuş, emeğinize sağlık. Ekibiniz arasında en çok sizi (Sizin isminizi de hatırlamıyorum, kusura bakmayın.) ve saçları aklar ile dolmuş beyefendiyi samimi buluyorum. Ah be! kızıl kızcağızı unuttum, o vol.2 Berna gibi. Sizleri ve yaptığınız işleri çok beğeniyorum, kanal renk kazandı. Kral Katili Güncesi, Sissoylu, Ejderha Mızrağı gibi eserler için özel bölüm çekerseniz çok müteşekkir olurum. Her şey dilediğiniz gibi olsun, sevgi ile dolun.

    • Meltem Deniz Doğan Reply

      Merhaba. Ben de öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim. İsmim aslında okumuş olduğunuz yazının hemen altında yazıyordu, tanıştığımıza memnun oldum diyeyim 🙂 Kanalda konuşmasak bile sitede okumanız ve yorumlarla bizi ilerletmeniz dileğiyle bol bol yazı yazıyoruz, kendinizi eksik etmeyin! Çok sevgiler <3

Meltem Deniz Doğan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.