Filmler ve animeler fellik fellik oyunlara çevriliyorlar, ama söz konusu TV dizileri olunca ortada pek üzerine konuşabileceğimiz bir örnek yok. En sevdiğiniz dizileri geçirin bir kafanızdan. Kaç tanesi oyun oldu? Şimdi aynısını en sevdiğiniz filmlere ve animelere yapın. Oranlamada bir fark var değil mi?
Biz bunun sebebini bilmiyoruz. Ama madem South Park: The Stick of Truth‘a şu sıralar “en iyi dizi uyarlamalarından biri” deniyor, o zaman biz de bu yoklukta bir dizi oyunu listesi yayınlama görevini üstleniyoruz. Üstelik bir liste fiyatına, iki listeyle karşınızdayız sevgili Geekyapar insanı; önce en kötü 5 dizi oyununu sayacağız, sonra da en iyilere el atacağız. Önce bir kuralı netleştirelim, sadece canlı dizileri sıralıyoruz, yani lafa South Park ile girdik ama, en iyi çizgi film oyunları başka bir listenin konusu olacaklar. Yani anime oyunları da yok. Anlaştık mı? O halde buyurun!
En Kötü 5 Dizi Oyunu
5. Lost: Via Domus
Lost’u nasıl oyun yapabilirsiniz bilmiyorum, gerçi muhtemelen Telltale’in bu soruya bir cevabı vardır. Ama nasıl yapmamalısınız sorusunun cevabı Via Domus’ta. Eyvallah, dizinin mitosunu bozmadan yeni bir karakter ekleme görevini başarıyla yerine getirdi; zaten o yüzden en kötü listesinde yüksek sıralarda değil. Ama Lost o zaman dünyanın en büyük dizisiydi be, böyle mi oyunlaşacaktı?
4. The Sopranos: Road to Respect
Bakın, elinizde Sopranos gibi bir materyal varsa, GTA’yı çakma isteğini anlayabiliyorum. GTA zaten mafya dizileri ve filmlerinden bolca çakarak başladı hayatına. O yüzden Scarface, Godfather, Sopranos gibi eserlerin GTA klonlarına çevrilmesi çok makul. Gelin görün ki bu oyunun felaket grafiklerini, saçma sapan tasarım fikirlerini (oyunculara hiç harcayamayacakları paralar, hiçbir işe yaramayacak bir Respect verelim, bütün oyunu tek tuşla bitirsinler) ve gerçekten bozuk bir alt yapıyı açıklamıyor. Özen göstereydiniz?
3. Desperate Housewives: The Game
Sizde de bir ürperme oldu mu? Ben bu oyunun kutusunu ilk gördüğümde tüm dünyanın soğuduğunu, her şeyin bir saniyeliğine durduğunu ve kıyamet zamanına geldiğimizi düşünmüştüm. Sırf meraktan eve gidince bir deneme turu attım ve şu sorunun, şu mühim sorunun cevabını aradım: Bir pembe dizi nasıl oyuna uyarlanır? Cevap basitti: Tabii ki Sims’i çakarak. Çok daha görev bazlı ve ara sahneli bir The Sims. Yarısı kadar bile eğlenceli değil, çeyreği kadar bile ilgi çekmiyor.
2. Grey’s Anatomy: The Video Game
The Sopranos GTA’dan, Desperate Housewives Sims’den çaktıysa, bir hastane dizisinin öncelikli olarak Trauma Center’dan çakmasını bekliyor insan. Tabii bunu sadece Grey’s Anatomy’yi bir hastane dizisi sanıyorsa bekliyor. Diziyi izlemediyseniz şöyle diyeyim, ülkemizin ölümsüz dizisi Doktorlar’ın temeli olan diziden söz ediyoruz. Bu da pembe dizi yani. Bu sefer yalnız pembe dizi kısımlarını Sims vari bir oynanış ya da ara sahnelere değil, mini oyunlara bağlamışlar. Hadi Meredith’in kafasındaki şüpheleri yok edelim. Nasıl mı? Kafa resminin etrafındaki şüphe baloncuklarını uzaklaştırarak tabii ki. Ne olacaktı ya?
1. Prison Break: The Conspiracy
Düşündükçe yanıma ağrılar saplanıyor. Gelmiş geçmiş en kötü dizi oyunu budur. Gerçekten budur. Yanılmıyorsam bir OXM editörü bu oyun için “Dizinin hayranları suç işleyip gerçekten hapse gidebilirler, o bu oyundan daha iyi bir tecrübe olur” demişti. Açıkçası bence de. Buradaki en büyük günah, ne oyunun aceleye gelmesi, ne de gerçekten oynanmayacak denli kötü mekanikleri. Buradaki ayıp, Prison Break’in gerçekten potansiyeli olması. Şöyle Arkham Asylum tadında bir oyun konsepte tam uygun giderdi ama, kader bize bunu bahşetti.
3 Comments
Ben olsam Telltale’in Game of Thrones’unu da en iyiler listeme alırdım.
The Walking Dead ve The Wolf Among Us’tan sonra Telltale’in Game of Thrones işi bana biraz sönük kalmış gibi geldi. Muhtemelen her oyundan sonra beklentiler arttığı ve bu beklentiler (şahsi beklentilerim) karşılanmadığı için bana öyle gelmiş olabilir. Ayrıca ne karar verilirse verilsin bazı şeylerin değişmemesi insanın biraz canını sıkıyor (ama bu dediklerim maalesef adamların çok iyi iş çıkarması ve beklentilerimin ciddi olarak artması kaynaklı). Bir de sanırım GoT’de birden fazla karakterle oynandığı için karakterleri tam olarak benimseyemedim (Mesela King’s Landing’teki kız kardeş -aslında oldukça kilit bir noktada olmasına rağmen- ile ilgili verdiğim kararlar çok baştan savmaydı. Halbuki The Walking Dead’te Clementine’a ve Lee’ye bir şey olacak diye uykularım kaçıyordu).
GoT’da verilen kararların belli başlı durumlarda aynı sonuca çıkması cidden can sıkıcı bir detay. Buna katılıyorum. Ama fazla karakter mevzusuna başta kitaplar olmak üzere kitaplar ve diziden alışkın olduğum için bu konuda bir problem yaşamadım şahsen. The Walking Dead ise çok ayrı bir mevzu. Gönül isterdi PCden değil de tablet veya PSden oynayabileyim. Klavye ile oyun oynama mevzusuna bir türlü ısınamadım. Telltale’in oyunlarının tarzı o kadar çok hoşuma gidiyor ki sönük olanları bile diğer oyunlara oranla daha çok seviyorum. Bunlar hep kişisel görüşler tabii. 🙂