Spesifik bir dönemi ve mekanı konu alan diziler yayın hayatına her zaman belli bir krediyle başlar. Seyirci nasıl bir şey izleyeceğinin az çok farkındadır. Senaryo için kaynak belli ve boldur. Özgün olmaktan ziyade uygun olmak gözetilir. Bu da işin kreatif boyutunu kolaylaştırır. Ama bu tip dizilerin dezavantajları da yok değildir. Seyircinin ne izleyeceğinin farkında olması aynı zamanda bir dezavantajdır mesela. Merak unsuru azalır çünkü internetten hikayenin sonu öğrenilebilir. Kritik karakterizasyon, görüntü veya senaryo hataları yaparsanız bir millet büyüklüğünde nefret kitlesiyle baş başa kalabilirsiniz.
Öyle veya böyle tarihi ve mekanı konu alan dizilerin biri bitse yenisi başlıyor. Biri batsa öbürü yükseliyor. Tabii diziler eğlence sektörünün hakimiyet bölgesi Amerika’nın ata toprakları Avrupa’ya yoğunlaşıyor. Milat öncesinden Rönesans’a, Britanya’dan Trakya’ya çeşit çeşit mekan, zaman ve konuya sahip Avrupa temelli dizilerle karşılaşıyoruz. İşte bu fikir ve ürün kalabalığı arasından en yüksek parlaklığa sahip 8 işi seçtik, ilk dördünü önünüze sunduk. kalan 4’ünü bunlara bir göz atmanız için sonraya saklıyoruz. Sıralamayı dizilerin konu aldığı tarihe göre yaptık ki subjektiflik ortadan kalksın.
Spartacus
Dizi efsanevi gladyatör Spartacus’ün arenaya düştüğü yıl M.Ö. 73 ve öldürüldüğü yıl M.Ö. 71 yılları arasında geçiyor. Karısı köle tüccarları tarafından kaçırılan kendisi de gladyatör yapılan Spartacus’ün karısının ölümü üzerine başlattığı intikam ateşinin zamanla köleler ve gladyatörler arasında bir özgürlük yangınına dönmesini konu alıyor dizimiz.
Başrol Andy Whitfield’ın ölümü üzerine bir spin-offla bölünen dizi, başrolü başta olmak üzere sezonları arasında ciddi değişiklikler yaşadığından dizinin genel kalitesi hakkında yorum yapmak pek kolay değil. Örneğin ben Whitfield sonrasına -aktöre sevgimden- ısınamayan izleyicilerdenim. Yine de gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki dizi soluksuz izlenecekler listesi yapsak listede kendine mutlaka yer bulurdu. Bunun en büyük sebebi elbette işlenen tarihi konu. Bu arada Spartacus’ün mücadele verdiği Roma o dönemler cumhuriyet. Bir sonraki maddede bunu değiştireceğiz.
Rome
M.Ö. 72 Roma’sını izliyoruz. Senato lideri, Roma cumhuriyetinin iki Reis-i Cumhurundan biri Julius Sezar, Galya seferinden zaferle ve Roma’nın bile zenginliğine zenginlik katabilecek ganimetlerle dönüyor. Yönetim merkezinde onu mevkidaşı Pompey Magnus bekliyor. Ancak Magnus’un kulağına aristokratlar tarafından Sezar’ın bir isyana kalkıştığı fısıldanıyor. Magnus içten içe dolarken Galya’da yaşanan beklenmedik durumlar da Sezar’ın aksi yönde dolmasına neden oluyor. Buradan sonrası kalın bir entrika ve ihanet zincirinden oluşuyor.
Rome şu listede göreceğiniz en her şeyiyle tamam tarih dizisi. Heyecanı bol ama kurguyu gerçekten uzaklaştıran diziler kadar heyecanlı, gerçekçilikte iddialı ama izlerken arada sabrınızı tazeleyen diziler kadar hakiki. Oyuncu kadrosu Rome’dan sonra çıkacak büyük dizilere kaynak olacak kadar iyi. Ama bir şey var ki sorumlusunu bulup ipte sallandırsak yeridir. Rome ne yazık ki ikinci sezonunda final yapma emri alan bir dizi. Bu yüzden önceden yolu açılan, istense sezonlara yayılacak bazı hikayeler ana hikayeye en kestirme yoldan bağlanıyor. Merak etmeyin bu bile Rome’u yıkacak kadar sarsamıyor. Sadece dizinin sevenini üzen bir durum oluyor.
The Last Kingdom
9. y.y. civarlarında Viking istilaları ve aralarında yaptıkları çıkar savaşları nedeniyle hızla çöken Britanya krallıkları dönemindeyiz. Bu çöküntüye dayanabilen tek krallık Büyük Alfred’in iktidarındaki Wessex. Ancak o da diğer krallıkların çok dayanabilecek gibi değil. İngiltere’nin çöküşüne dur diyecek kişi ise zamanında Vikinglerce kaçırılan Sakson asilzade Uhtred. Uhtred aynı bir Viking gibi yetiştirilip onlardan biri oluyor. Aslında kim olduğunu öğrendiğinde ise atalarının topraklarını çöküntüden kurtarıp Birleşik Britanya’yı kurmakla bebekliğinden beri ona kendi evladı gibi bakan Viking’lerin safında durmanın çelişkisinde kalıyor.
Subjektif bir yorum olacak ve tarih dizisinde spoiler oluyorsa da öyle olacak ama bunu söylemem lazım: Uhtred dediğiniz adam vefasızın teki. Elbette iktidara yürümeyi seçiyor yani. Ben her ne kadar başrolüne kıl kapıyor olsam da izlemesi keyifli, dövüş kareografileri zevkli, Avrupa’nın entrikasından nasibini almış bir dizi The Last Kingdom. Dizinin kostümleri biraz daha çalışmaya ihtiyaç duyuyor o kadar.
Vikings
840 yılları ve sonrasında geçiyor Vikings. Dizinin ismi diziyi yeterince net tanımlıyor. Ama Viking tarihi kısa bir tarih değil. Biz daha nokta atışı açıklayalım. Vikings, “mitlerin kıyısından gelen Viking hükümdarı” Ragnar Lodborg’un Fransa ve İngiltere’ye yaptığı saldırıları ve Vikinglerin asabi iç siyasetini konu alıyor. Dizi son derece popüler ve beğeniyle karşılanıyor. Kendisini türevlerinden ayıran en önemli özelliği neredeyse bakir bir konuyu ele alıyor oluşu. Viking tarihi birçok yalan yanlış söylentiyi çıkardığınızda insanlar arasında pek de bilindik durumda değil. Aslında “değildi” demeliyiz çünkü Vikings bu durumu ortadan kaldırmak için 2013’ten bu yana çalışıyor.
Dizinin oyuncuları genelde taze yüzler. Zaten bu tip dizilerde buna ihtiyacınız vardır. Anlatmak istediğiniz tarihi karakterin bir başka alakasız karakterle oynamasını istemezsiniz. Bu yüzden eskitilmemiş yüzler seçersiniz. Bunu oyuncuların amatör olduğu şeklinde algılamanızı istemem. Oyununa dikkat ettiğiniz her bir oyuncu karakterini iyi sergilemek için elinden geleni yapıyor. Bir diğer güven oyunu da dizinin yazarı Michael Hirst için atabiliriz. Kendisi az sonra listede karşılaşacağınız The Tudors’un yazarı. Kendini ispatlamış bir senarist yani. Benim Vikings’le en büyük derdim gittikçe fantastik dizi haline geliyor olması. Bu yüzdendir ki ilk sezon favorimdir.