Teoriler, teoriler… Bir yapımı teorilerle genişletmek ve sınırsız ihtimallerle renk katmak kadar eğlencelisi yok doğrusu. Hayranların kendi çıkarımlarına dayanarak ortaya attıkları teorilerin bazıları, gerçekten kayda değer ve olabilecek bir ihtimaldeyken bazıları da tam aksi şekilde oldukça imkansız bir vaziyette. Peki Harry Potter evreninde bitmek bilmeyen teorilerin ucuna bir de yeni filmimiz Fantastic Beasts için teorilere göz atmaya ne dersiniz?
Öncelikle belirtmek isterim ki, bu teori hakkında tek başıma düşünmedim, aksine bu evren hakkında bilgisi oldukça bol olan biriyle tartıştım ve sonuç olarak ikimiz de bunu mantıklı bulduk. Hatta filme dair bu teoriyi kanıtlayacak detaylar araştıracağımı söylediğimde, kesinlikle bu konuda yazmak istediğimi biliyordum. Araştırmamı yaptığımda ise, bu şekilde düşünenlerin sadece bizler olmadığını çok net gördüm: Aynı şeyi düşünen yabancı hayranların varlığı beni bu teorinin gerçek olma ihtimali konusunda daha da heveslendirdi. Peki teorimiz ne mi? Hemen anlatıyorum.
Fantastic Beasts filminde hatırlarsanız daha çok başlardayken Jacob, Newt’ın çantasından kaçan bir Murtlap (Laçan) tarafından ısırılmıştı. Sempatik No-Maj’ın üzerine atlayan ve evin içerisinde onu duvardan duvara sürükleyen Laçan’ın yarattığı dağınıklık oldukça da büyüktü. Hatta öyle ki, sadece ev değil aynı zamanda Jacob da fena halde darmadağın olmuştu. Hem gördüklerinin gerçek olduğuna inanamamaktan hem de Laçan tarafından hunharca ısırılmaktan dolayı bir afallamıştı zavallı No-Maj’ımız. Laçan konusuna, bu teorinin ortaya çıkmasını sağlayan detaylardan sonra değineceğim, o nedenle Laçan ısırığını lütfen unutmayın.
Goldstein kardeşlerin apartman dairesinde valizin inanılmaz dünyasına adım attıkları zaman, Jacob ve Newt ilk olarak minik bir atölyedelerdi hatırlayacak olursanız. Burada Newt Scamander’ın iksirler konusundaki üstün bilgilerini ve de başarısını görmemiz oldukça mümkündü. Birkaç otu başka bir şeylerle karıştırıp hazırladığı bir panzehiri Jacob’ın ısırığına uygularken, hemen birkaç cümle sonra ta kendisinin sarf ettiği sözlerle teorimizin yapısını inşa etmeye başlıyoruz: Swooping Evil kozasını sıkarak elde ettiği bir özü minik bir şişeye aktaran Newt, o sırada bunun unutturma büyüleri konusunda büyük bir gelişme sağlayacağından bahsediyordu. “En kötü anıları yok etme” konusunda bir yenilik diyordu hatta. Peki bu bilgi bize teorimizin neresinde yarayacak? Okumaya devam edin, sonuca varınca her şey netlik kazanacak.
Filmin sonuna kadar aslında bu Swooping Evil özünün kullanıldığı bir yer göremiyoruz. Bütün bir şehre Obliviate büyüsü uygulayarak unutturma büyüsü uygulamanın çok zor olacağını belirten Bakan Picquery’nin sözleri üzerine, Newt parlak zekası ile ortaya çıkıyor ve Swooping Evil kozasından elde ettiği o minik tüpü hatırlayıveriyor hemen. Bu sıvıyı bütün bir şehre dağıtabilmek için de, Thunderbird’den faydalanmayı akıl eden Scamander, tüpü sihirli yaratığına verip, tüm şehrin üzerine bu özü yağmur olarak yağdırmasını ima ediyor. Buraya kadar her şey aslında amacına uygun ve filmin başında öğrendiğimiz bilgiye de odaklı bir örgü.
Hiçbir istisna olmaması gerektiğini vurgulayan Bakan Picquery’nin, Jacob’ın da hafızasının silinmesi gerektiğini belirttiğinde, üçlümüzün oldukça üzüldüğünü görmüştük. Hatta öyle ki, dışarıda hala yağmur yağmaya devam ederken aralarında geçen konuşmayla oldukça duygusal an yaşayan bu ekip, birbirlerine oldukça bağlı gözüküyorlardı. Jacob, Newt’e “Neden beni yanında götürdün?” gibisinden bir soru sorduğunda “Çünkü seni sevdim.” tarzında cevap veren Scamander’ın, o sahnedeki surat ifadesi aslında bir şeylerin habercisi olabilirdi. Tam da bu vedalaşmadan sonra yağmura doğru adım atan Jacob, en az diğer büyü dışı insanlar gibi her şeyi unutmalıydı, en azından Swooping Evil kozasının özü bunu istisnasız herkese sağlamalıydı, öyle değil mi?
Peki filmin en son sahnesinde Jacob’ın pastanesini gördüğümüz yerde, aslında hiçbir şeyi unutmamış olduğunun bir gerçek olabileceği hiç aklınıza gelmiş miydi? Gördüğü bütün sihirli yaratıklardan bir tatlı yapan Jacob, Queenie geldiğinde de suratında sanki onu hiç unutmamış gibi bir ifadeyle aslında her şeyi hatırladığını yansıtıyor olabilirdi bizlere.
İşte teorinin yükseldiği nokta da tam olarak burası aslında: Jacob hiçbir şeyi unutmadı. Bu teoriyi toparlayabilmek için şu ana kadar anlattığım Laçan ısırığı, ısırığın üzerine uygulanan panzehir ve elbette yağmura adım attıktan sonra aslında hiçbir şeyi unutmadığına dair birkaç film karesini tekrar hatırlayalım. Bütün bunlar şu an çok uzak bir ihtimal gibi gözüküyor değil mi? Ama hayır, aslında hiç de öyle değil. Bu teoriyi sağlam kılan nedenlerden biri olan Laçan isimli sihirli yaratığın özelliklerine göz attığımızda, aslında bunu kanıtlayan yegane sebeplerden biri olduğunu göreceksiniz. Zira, Newt Scamander’ın kendi kitabında yer verdiği bilgilere göre Laçanların urları, lanetler ve uğursuzluk gibi birçok büyüye karşı direnci attırmakta. Dozunun fazla kaçması halinde mor kulak kıllarına sebep olsalar da, yeteri miktarda alınan Laçan uru ile, kişinin bu tür büyülere karşı dirençli olması pek mümkün. Peki tüm bu bilgiler bir araya gelince aslında ne anlama geliyor?
Laçan tarafından ısırılan Jacob, tükürük yolu ile bedenine aldığı Laçan uru özü ile, Swooping Evil kozasından elde edilen “en kötü anıları unutturmaya yarayan” iksirin etkisinden kurtulmayı başarıyor, teorimiz bu yönde. Swooping Evil kozasının en kötü anıları unutturduğu bilgisi ise, teoriyi güçlü kılan sebeplerden biri: Zira Jacob bütün bu maceralar sırasında aslında kötü ve hiçbir şekilde hatırlamak istemeyeceği bir şey yaşamadı, kendisi bile bunu sözleriyle ima ediyordu. Newt Scamander’ın da, Jacob yağmura adım atmadan önce attığı bakış, belki çok derin eşelemek olacak ama, bir bakıma bunu anlatıyor da olabilir. Yani aslında, Jacob Kowalski yaşadığı hiçbir şeyi unutmadı, her şeyi hatırlıyor.
Filmin son sahnesinde Queenie’yi görünce gülümsemesi ve yaptığı tatlıların aslında sihirli yaratıkların şeklinde olması olayıyla, aklının bir kenarında bu anıların yer ettiği iması da verilmişti zaten, peki neden sahiden de her şeyi hatırlayabiliyor olmasındı ki? Obscurial’ın yarattığı onca yıkımı ve kötü olayları unutması ama Newt-Tina-Queenie üçlüsünü ve o sihirli yaratıklarla geçirdiği tatlı anları hatırlaması, bu teoriyi mantıklı kılacak bir ayrıntı oluyor tam da bu sırada.
“Bir Laçan ısırığı ile bu hale mi gelecek yani bir No-Maj?” diyenleriniz olacaktır mutlaka. Fakat filmde, Tina’ya cevap verirken Newt’ın “Laçan ısırıkları Mugglelarda, psikolojik yapılarına göre farklı etkilere yol açabilir.” sözü, teorinin inşasında koyduğumuz tuğlalardan biri oluyor. Yani tüm bu ayrıntılar bir araya geldiğinde ve son sahnedeki imalar da düşünüldüğünde, aslında Jacob’ın hiçbir şeyi unutmadığını ve hatta “Diğer filmlerde nasıl geri gelecek? Her şeyi unutmuştu.” şeklindeki sorularımızı da bir bakıma yanıtladığını söyleyebiliriz sanırım.
Bütün bunların sadece bir teori olduğunu unutmamak gerek tabii. Kendisiyle bu teoriyi tartışığım kişinin, en az benim kadar bu konuda ikna olduğunu gördüğümde gerçekten o kadar da mantıksız olmayabileceğini düşünmüştüm. İnternetteki araştırmalarım sonucunda da Mugglenet.com’un da birebir aynı teoriyi bir yazı olarak paylaştıklarını gördüğümde içime gerçekten bir rahatlama hissi geldi, çünkü artık ikna olmuştum, bu o kadar da uzak bir teori değildi. Eğer birçok hayranın görüşü ve yakaladığı ayrıntılar bu yönde bir teori inşa etmeye gidebiliyorsa, neden bir sonraki filmlerde buna dayalı bir şeyler görmemiz mümkün olmasın? Zira filmden çıkınca o son sahnenin “Gerçek aşkın büyüsü hiçbir şeyi unutturmaz” tarzındaki düşüncelere yer vereceği korkusundaydık biz ekipçe. Fakat bu mesaj verilmek istense bile, yine de sihirli yaratıkları hatırlamasındaki ikilemi bir türlü gideremiyordu, sonuçta Queenie’ye aşıktı, tamam, ve aşkı unutamazdınız ama ya yaratıklar? Onları nasıl hatırlıyordu? Zaten teorinin doğmasına izin veren sorulardan biri de buydu bana kalırsa. Ve bence doğru ayrıntılar yakalanınca oldukça mantıklı bir cevaba ulaştıran bir soru oldu kendisi.
Bu teori konusunda sizler ne düşünüyorsunuz sevgili geekler? Fazla mı hayalci yoksa oldukça mantıklı mı? Elimizdeki bu tür ayrıntılarla kanıtlanması biraz zor gibi gözükse de ihtimali olan bir olay gibi gözüküyor. Jacob’ın bir sonraki filmlerde karşımıza nasıl çıkacağı ya da olaylara nasıl dahil olacağı konusundaki soru işaretini bir bakıma giderebilir mi bu teori? Yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın!