Biz iyi bir film bekliyorduk ama bu kadar muhteşem, efsane, olağanüstü bir film beklemiyorduk!
Filme girdik oturduk, haragürele hemen bir olaylar, “Ooo hızlı başladı” dedik. Gel gelelim Mad Max serisine 30 yıl ara verdikten sonra geri dönen reyiz yönetmen George Miller hiç elini korkak tutmamış… Arkadaşlar, “hızlı başladı” dediğimiz o hız bitmedi, bitmedi!
Filmin ilk 60 dakikası öyle bir lokomotif gibi geçti ki, sağa sola bakıp birbirimize “Abi iyi olmuş” bile diyemedik. Ara verildi, “Abi bu filmde ara olmasaymış” ve “He, ara olmasaymış da kalp krizi geçirseymişiz” arası bir noktaya geldi insanlar. Film arasında muhabbet ettiğimiz kadarıyla, salonda hiç kimse, bizim gibi, bu derece aksiyonun perdeden fırlayıp boğazınıza sarılacağı bir film beklemiyormuş…
Tavsiyemiz şudur, Mad Max bilen / bilmeyen, post-apokaliptik nedir, ne değildir haberi olmayan fark etmez, eşinizi dostunuzu ikna edin bu filme gidin. Film rollercoaster gibi, bitene kadar koltuğa mıhlayacak sizi. Mıhlandıktan sonra da “Ya ben şu tarz filmleri seviyorum” “Bence Kusturika sineması…” “Güney Kore sineması son yıllarda” falan filan demeye vaktiniz kalmadan 120 dakika boyunca kürekle dövecek film sizi. Garanti ediyoruz!
Hiç gerek yok bunları anlatmaya, ama basitçe neler oluyor anlatayım… Dünya mahvolmuş, su bitmiş, uygarlık çökmüş, her yer çöl. Kahramanımız bir vakittir buralarda artık neler yaşadıysa, delirmiş ufaktan. Bir grup akıncı kahramanımızı yakalayıp tutsak alıyor, bir şekilde de adamımız bu akıncılar ve akıncılardan bir grup kadını kurtarmaya çalışan Charlize Theron’un kavgasına karışıyor. Aha yeter bu kadar.
Şimdi, belki filmin en etkileyici taraflarından birisi, filmin devasa bir aksiyon sahnesi olması. Hani çoğu filmi izlersin, “Abi o ilk yarıdaki kovalamaca sahnesi ne acayipti” “Ya şu sondaki dövüş efsaneydi” dersin ya… İşte George Miller demiş ki, “Bu defa öyle değil, 30 yıl ne biriktirdiysem alın hepsini koyuyorum! Sahneyle değil, dakikayla sayacaksınız aksiyonu!” ve evet, film, devasa, iki aksiyon sahnesi. Ara ara soluklanmak için duruyor, 2-3 dakika size de nefes molası veriyor, sonra aynen devam!
Elbette filmi bu şekilde pompaladığımızda “Ohoo arkadaş Fast & Furious gibi, Expandables gibi angut aksiyon mu yani?” diye endişe edebilirsiniz. Etmeyin. Hayır değil. Film bütün bu aksiyonun içerisinde detaylarla, kısa geçişlerle, tekrar eden ritüellerle, iki mermi arasında bağırılanlarla Mad Max’in dünyası hakkında, yaşamlar ve insanların beklentileri hakkında o kadar çok detay veriyor ki, hayret edeceksiniz. Sanki bir film değil de, başka bir dünyada gerçek bir savaşın içerisine düşmüşsünüz gibi. Sahnede gördüğünüz bütün o manyaklık, tuhaf bir şekilde öylesine tutarlı ki, “Ohooo abartmışlar” diyemeden kanıksıyorsunuz vahşeti.
Filmin müzikleri olağan üstü. Filmin müzikleri çok güzel. Filmin müzikleri mükemmel bir atlayış…
https://www.youtube.com/watch?v=MgYnKu8RYAU
Oyunculuktan da kısaca bahsetmek lazım, Charlize Theron‘u çok sevmeyen varsa bu filmden sonra tekrar aşık olabilirsiniz. Tom Hardy, hem 30 yıl öncesinin Mel Gibson‘ına iyi çalışmış, o kafası gidik, tutarsız, kötü olmadan vahşi Mad Max’i çok net sahiplenmiş ve size de kaşıyla gözüyle anlatıyor derdini.
Elbette kadınlar, kadınlarımız! Eminim konuyla ilgili daha detaylı, daha anlamlı yazılar yazanlar olacaktır, ancak bu derece aksiyon dolu ve sosis partisi olmasını bekleyeceğiniz bir filmde, kadın karakterlerin bu kadar ‘normal’ şekilde kullanılması çok etkileyici. Dünyanın her yanında film “Feminist bir aksiyon başyapıtı” olarak da anılıyor.
Bir aksiyon filminde kadından ne beklediğiniz ile alakalı bu yorum. Biz izlerken manyak bir dünyada elinden gelen her şeyi yaparak hayatta kalan, kadın gibi kadınlar gördük. Alien filmlerindeki Ripley gibi bu filmin de kadınları. Klişe, saçma sapan “Ay ben kadınım” ya da “Ay tırnağım kırıldı, prensim beni kurtarsın” kadınları değil, öte yandan “Femme Fatal olayım da ergenler beni hayal etsin” diye fazladan deri taytlar içinde memeleri meydanda takla da atmıyorlar. Normal bir insan ne yaparsa onu yapacak kadın karakterlerle dolu film, hatta filmin bütün olayı kadınlarla başlayıp, kadınlarla bitiyor. Başkası bakınca “oo güçlü kadın!” diyebilir, beriki bakınca “doğru bir rol model” diyebilir, ancak filmi izleyip de Furiosa’nın kadınlarından etkilenmemek elde değil, kadın gibi kadın hepsi, helal! Bir açıdan çok dürüstçe, çok naif bir şekilde ele alınmış bu konu, öte yandan başka gözle bakıyorsanız, alabileceğiniz çok mesaj var.
Aslında bu filmin genelinde bir durum. Görmek için bakarsanız filmde konuşulacak çok şey var. Immortan Joe‘nun kurduğu düzen, su dağıtma halleri, teknolojiye tutunan insanlar, kültler, ölüme giden savaşçılar, ölümsüzlük mesajı ile tanrılaşan kötü adam, petrol-su-silah üçgeni… Ama siz boşverin bunları. Filme gidin.
Son söz olarak şunu diyoruz: Bu filme gidin. Bu filme sinemada gidin. Arkadaşlarınızla gidin.
Bu filmi büyük ekranda izlemeyen, “hele korsanı düşsün izlerim” diyen inanın çok şey kaybedecek. Film sizi sinemada kürekle dövecek diyoruz bak, korsan izlerseniz en fazla çatalla dövebilir, aynı şey olmaz.
12 Comments
vakit kaybetmeden
yazıyı okumadan yorum yapayım. Muazzam ötesi bir film olmuş kesinlikle. Filmin teması ve kurgusu çok hoşuma gitti. Gişede harcanmaz umarum
koskoca mad max’i kadınlar çetesinin yancısı gösteren “mad max” filmi. yersen.
O gitarcının çıktığı her sahne beni bitirdi 😀
Arkadaşlar, konuyla alakasız bir şey sormak isterim, geekyapar’ın herhangi bir forumu bulunmakta mı acaba?
Uzun zamandır bekliyordum, bugün gittim aou ve tomorrow land takvimi arasına girmiş imax olarak çıkmamıştır, tek üzüntüm bu. Film vaad ettiğinden fazlasını veriyor. Ciddiyetini hiç bozmadan sapıtmadan ve adını taşıyarak ilerliyor. Kopuk kurgusuyla çıkmış olan f7 ve aou’nu her kulvarda ezer geçer. Yazara katılıyorum, film değilde uzatılmış bir aksiyon sahnesi gibiydi. Belkide salonlarda göreceğimiz yeni bir türün ilk temel taşı olabilir.
harikaydi
Para yok diye gitmeyecektim. Başlığı okuyunca titreme sardı dayanamadım borç alıp gittim. Bu kadar rahat kefil olduğunuz film kötü çıksa fena yorum döşerdim…
Çok belliydi iyi film olucağı ama puanlarının 85-90 civari geliceği herkesin bayıldığı bir film olacağını bende düşünmemiştim sinemaya tek başıma gitmek istemediğim için şöyle 40GB lık bir bluray versiyonunu indirip izlicem artık bir 3 ay kadar sonra HD-torrent sağ olsun 🙂
Filmin müzikleri iyiydi görüşüne katılmıyorum. Sadece yerli yerinde tempo dımbırtıları vardı. Önemli sahneleri etkileyici kılan Hans Zimmervari hoş bir kaç beste göremedik filmde.
Gençler kimler Bursa’da hadi gidek ya?
Ya o değilde ben filmin öncesinde ciddi ciddi ‘Batman v. Superman’ fragmanını bekledim. Göstermedi yaa. Hani göstericekti?!