Siteye ilk girişiniz değilse, The Witcher markasını ne kadar sevdiğimi de, 2019’da Netflix uyarlaması çıkmadan önce milyon tane hype treni yazısı yazdığımı da biliyorsunuzdur. Salgın sebebiyle çıkışı birazcık uzayan The Witcher dizisinin ikinci sezonundan önce de yine hype treni yazılarıma devam etmek, birinci sezonda olmayıp ikinci sezonda merhaba diyeceğimiz karakterler ve gerçekleşeceğini düşündüğümüz olaylarla ilgili heyecanımı sizlerle paylaşmak istiyordum. Fakat ilk sezonun getirdiği sesten olsa gerek, bu sefer Netflix tarafı kesenin ağzını açmakta daha cömert davranmakla birlikte iki yeni projeye girişti markayla ilgili. Hâliyle benim de bu sefer sezon öncesi biraz bilgi biraz heyecan biraz ümit ve biraz da dert paylaşmak için yazacağım o yazıları, farklı şekilde kurgulamam gerektiğine karar kıldım.

Netflix’in The Witcher dizisinin dışında markaya bağlı hazırladığı ilk projesi olan The Witcher: Nightmare of the Wolf isimli animasyon da bunun için bir fırsat oldu sanırım. Aşağıda resmi fragmanını bulacağınız Nightmare of the Wolf, Kurt Okulu’nun babası ve bizlerin de şahsıyla tanıdığımız en yaşlı Witcher olan Vesemir’in gençliğini anlatacak. Hazır animasyonun yayınlanmasına bir hafta kalmışken beraber Vesemir’e bir bakalım, unuttuklarımızı hatırlayalım; hiç bilmiyorsak da karaktere bir giriş yapmış olalım dedim.

Buradan başlamak üzere yazıyı kitaplar ve animasyon başlıklarına ayırdım, spoiler almak istemiyorsanız başlığa dikkat etmenizi söylemek de görevimdir. Gereken yerlerde de tekrar uyarımı yapacağım; okuyacağınız yazıda Witcher serisinin kitapları ve oyunlarıyla ilgili spoiler olacaktır.

Kitaplarda Vesemir

Vesemir, Witcher serisinde oyunlarda olduğu kadar sık gördüğümüz bir karakter değil, ilk olarak bunu söyleyerek başlayabiliriz sanırım kendisini anlatmaya. Witcher serisi, temelde iki kısa hikâye koleksiyonu ve bu hikâyelerin sonrasında geçen altı romanı içeriyor. Toplamda sekiz kitaptan bahsettiğimizde Vesemir’in bunların içerisindeki varoluşu bir kitabın, birkaç bölümüyle sınırlı.

Pek çok witcher gibi Sürpriz Yasası’nın bir sonucu olarak Kaer Morhen’e geldiğini, Ot Sınavı’ndan sağ çıktığını; üçüncü oyunun eklemesiyle de Barmin isimli bir witcher tarafından eğitildiğini biliyoruz. Yaşamının bir yerinde, witcherlara karşı örgütlenen büyücülerin Kaer Morhen’de sebep olduğu katliamda ölü sanıldığını, sonrasında ise bir avuç kadar kalan Kurt Okulu mensubu witcherı bir arada tutup, kalenin de bir nevi koruyuculuğunu üstlendiğini biliyoruz. Bir de on birinci yüzyıl içerisinde doğduğu için 200 yaşını aştığını, buna rağmen çoğu witcher gibi kışlarını Kaer Morhen’de geçirip, bahardan kışa kadar da Kıta’nın çeşitli yerlerinde canavarlarla savaşıp, lanetler çözdüğünü biliyoruz işte. Fakat bunlar dışında doğumu, gençliği ve hayatı hakkında, Geralt ile yolunun kesişmesine kadar neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Geralt’ı annesi Visenna’dan alan, Geralt ismini veren, Ot Sınavı’na tâbi tutan ve yetiştirenin Vesemir olduğunu; hem Geralt hem de Geralt ile aynı dönemde Kaer Morhen’de kalan diğer witcherlar için bir baba figürü sunduğunu da ekleyebiliriz buraya.

Bu kısa özetten sonra sonraki başlığa kadar kitaplarda Vesemir’in bahsinin geçtiği yerlerden bahsedeceğim, spoiler istemiyorsanız önleminizi alın.

Vesemir ismi ilk kez, serinin ilk kısa hikâye koleksiyonu The Last Wish‘te geçiyor. The Last Wish ya da Türkçesi ile Son Dilek‘in yapısı, olay örgüsü bakımından birbirini takip etmeyen, Geralt’ın eski yahut yeni witcherlık maceraları ve bu maceraların arasında yer alan, hem kronolojik açıdan hem de olay örgüsü bakımından birbirini takip eden, Mantığın Sesi başlığıyla sunulan şimdiki zaman anlatısını içeriyor. Mantığın Sesi başlığıyla yer alan bu bölümlerde, meşhur striga mücadelesinden sonra ölümcül derecede yaralanan Geralt, Melitele Tapınağı’nda tedavisi sürerken, sessizlik yemini etmiş bir rahibe adayı ile yarı-monolog niteliği taşıyan konuşmalar yapıyor. Bu monologlarından birinde ise Vesemir’in kendisi için bir baba gibi olduğundan bahsediyor.

Vesemir ismiyle ikinci karşılaşmamız, ikinci hikâye koleksiyonu olan Swords of Destiny‘de oluyor. Bu karşılaşmamız da yine gıyabında oluyor; kendisini görmüyoruz. Geralt ve Ciri’nin Brokilon’da gerçekleşen ilk karşılaşmalarında Ciri’ye, küçükken Vesemir’in uyumadan önce kendisine ve kaledeki witcherlara masallar anlattığını söylüyor. Geralt’ın kendisinden bahsettiği bu iki yerden yola çıkarak Vesemir’in, witcher olmak üzere Kaer Morhen’e gelip de ölümcül Ot Sınavı’na maruz bırakılan çocuklar için bir baba figürü oluşturduğunu, bunu da belli ki bir otorite sağlamanın yanında şefkatle yaptığını anlıyoruz.

Vesemir’i bir karakter olarak görüşümüz ise ilk romanda, Elflerin Kanı‘nda gerçekleşiyor. Geralt, en sonunda kaderini kabullenip Ciri’yi bir witcher olması için Kaer Morhen’e götürdüğünde Vesemir orada, onları bekliyor. Ciri’nin Kaer Morhen’de kaldığı bir yıl kadarlık süreçte Vesemir de orada bulunuyor. Karakter doğrudan sahnede bulunduğu için, hakkında daha fazla şey öğreniyoruz. Ciri’nin eğitimine yardımcı oluyor; kısmen artık bunu yapmayı bıraktıkları, kısmen de durumu farklı olduğu için Ot Sınavı’na sokmadıkları Ciri’ye bedenini ve algısını kuvvetlendirmesi için witcher karışımları hazırlıyor vb.

Bu kısımlarda Ciri’nin “amca” olarak seslendiği Vesemir, bir taraftan içine düştükleri durumu en iyi ve sorumlu şekilde idare etmeye çalışan bir lider gibi; bir taraftan da kafası karışan biri gibi davranıyor. Aynı kitap içerisinde, Ciri’ye yardımcı olması için çağırılan Triss’in Kaer Morhen’e gelişiyle az önce kurduğum cümle netleşiyor ve Vesemir’in yetiştirdiği witcherların gözünün dışında nasıl bir portre çizdiğini de az çok anlıyoruz. Zira Triss’ten Ciri’nin bedenini ve algılarını güçlendirmek için hazırladığı karışımların, aslında, onun bir kadın olarak gelişimini önlediğini ve ileri zamanlarda bir çocuk sahibi olmasını dahi engelleyebileceğini öğreniyoruz.

Bir gelenek olarak –Geralt’ı istisna tutarsak– witcherlar büyücüleri, büyücüler de witcherları sevmezler ve aynı zamanda karargahlarına, dışarıdan insanların gelmesinden de hoşlanmazlar. Vesemir için de bu geçerli ama bir zorunluluk oluştuğunda Triss’i, Yennefer’e kıyasla daha çok seviyor ve ona daha çok güveniyor; tavsiyelerini de ciddiye alıyor. Bununla birlikte Triss’i karşıladığında ya yanlışlıkla ya da daha yüksek ihtimalle muzırlıktan onu kızdıracak bir hamle de yapıp azarı yiyor, orası ayrı bir konu.

Vesemir’in kitap serisi tamamlandığında hâlâ hayatta olduğunu da söyleyerek, kitaplarla ilgili bahsi kapatabiliriz sanırım.

Nigthmare of the Wolf’ta Vesemir

Daha önce de söylediğim gibi, Vesemir’i kitaplarda oldukça az görüyoruz ve Geralt ile yolları kesişmeden öncesine dair bilgilerimiz çok az. Bu da zaten hâlihazırda bir uyarlama yapıyor olan, yani ana materyalde istediği kadar değişiklik yapabilecek olan Netflix’e, neredeyse bomboş bir tuval veriyor. Nightmare of the Wolf animasyonunda neler izleyeceğimize dair ancak fragmandan yola çıkarak tahminlerde bulunabiliriz. Dolayısıyla buraya spoiler uyarısı koymuyorum, hepimizin animasyon hakkında yayınlanan bilgileri takip ederek aynı anda öğrendiği ve tahmin edebileceği şeylerden bahsedeceğiz.

The Witcher: Nightmare of the Wolf, kitaplardan ve doğal olarak Geralt’ın doğumundan da çok öncesini anlatacak. Resmi açıklamaya göre Kıta’nın on binli yıllarına, Vesemir’in çocukluğuna gideceğiz. Kıta’nın on birinci yüzyılında durumlar nasıl, orasını detaylı olarak ancak filmi izleyince görebiliriz fakat yayınlanan fragmanlardan anlaşıldığı kadarıyla Geralt ile tanıdığımız on iki sonları ve on üçüncü yüzyıla nazaran witcherların sayısı çok daha fazla ve Kaer Morhen’deki Kurt Okulu, en ihtişamlı günlerini yaşamasa bile hâlâ bolca witchera ev sahipliği yapıyor.

Animasyonun fragmanından anlaşılana göre perdeyi, Vesemir’in çocukluk yıllarından açacağız ve kendisinin Sürpriz Yasası ile Deglan isimli bir witcher tarafından alındığını, Kaer Morhen’de kendisiyle akran birçok çocukla birlikte eğitimden geçtiğini ve Ot Sınavı’na girdiğini göreceğiz. Bu kısımlara fazlaca mesai harcayacaklarını sanmıyorum tabii. Öte yandan şimdiye kadar hep parça parça ve geçmiş zamanlı olarak bahsedilen, detaylarına vakıf olamadığımız witcher dönüşüm sürecini birinci elden tecrübe edebilecek olmamız da söz konusu, burasına heyecanlanıyorum.

Çıkartabildiğim kadarıyla filmin odağında iki temel mesele bulunacak. Bunlardan ilki, filmin resmi açıklamasında da bahsi geçen Kıta’nın, en azından Kuzey kısmının yüzleşeceği yeni bir tehlikeye karşı olan mücadele; ikincisi ise bu tehlikenin Kaer Morhen özelinde yol açacağı, witcherlara karşı olan kıyım. Her ikisi de bunun bir witcher animasyonu olduğunu bildiğimize göre, canavarlarla ilgili olacak. Tamamen yayınlanan iki tanıtım filminden yola çıkarak biraz daha detaya inmeye çalışalım.

İlk olarak animasyonda gördüğümüz krallık, Kıta’nın en büyük ikinci krallığı olan, Kaer Morhen’in de toprakları içerisinde bulunduğu Kaedwen. Kralı da fragmanda görüyoruz ama kim olduğu, bilinmeyen bir konu şu an için. Kaedwen sınırları içerisinde birçok cinayetin işlendiğini, bunlardan da canavarların sorumlu olduğunu çıkartıyoruz ama öte yandan birileri de bu cinayetlerin, witcherların işi olabileceği yönünde kralı dolduruyor yahut kral, bunları fırsat bilerek, diğer herkesi witcherlara karşı kışkırtıyor. Meseleyi çözmesi için de Vesemir ile Tetra adındaki bir büyücü kadın devreye giriyorlar. Bu da bizi ikinci odağa getiriyor, belli ki bir noktada Vesemir ve Tetra bu cinayetlerin gizemini aydınlatmak için çıktıkları yolda tam bir kapanışa ulaşamadan, witcherlara karşı kışkırtılanlar, Kaer Morhen’e doğru taarruza geçecekler.

Bütün bu olayların nasıl ve neden gerçekleştiğini detaylarıyla birlikte ancak film çıkınca görebileceğiz. Benim üzerine ekleyebileceğim tek şey, Kaedwen leydisi Zerbst’in Kaer Morhen’de bulunabilmesi, Vesemir ile ayrıca görüşmesi, büyücü Tetra’yı da Vesemir ile birlikte görevlendirmesi gibi sebeplerden yola çıkarak, Kurt Okulu özelinde witcherların krallığın himayesinde olduğu, onlardan destek aldığı zamanlarda olduğumuz yönünde bir tahmin yürütmek olur. Genel itibariyle witcherların tarafsız kaldığı, politikaya bulaşmadıkları ve insanlar yahut insan-olmayanlar arasındaki herhangi bir ilişkiye müdahil olmadıkları, hem kitaplar hem de oyunlarda fazlaca vurgulanmış olsa da bu durumun her zaman böyle olmadığını da biliyoruz. Witcherlar hiçbir zaman büyücüler gibi konseyler kurup kralların meclisine girmeye çalışmamışlar ancak zaman zaman bağlı bulundukları krallıklar için çalıştıkları, karşılığında da bazen koruma bazen destek aldıkları da bilinen bir şey.

Nitekim oyunların aksine kanon olarak sayılan witcher çizgi romanlarından birinde, Kaedwen Kralı II. Radowit’in, hem Kurt hem Kedi Okulu’nu himayesine alması, onlara sponsor olması ve bir witcher turnuvası düzenletmesi işleniyor. Genç Geralt’ın da katılıp Fareçuval sayesinde ölümden kurtulduğu bu turnuvada, II. Radowit iki tarafa da ihanet edip, zaten sayısı az olan bu witcherları birbirine kırdırıyor. Yani muhtemelen witcherların tarafsız kalma konusundaki kurallarının kökeni o kadar eskiye dayanmıyor, sonundaki ihanetle bilinen turnuva ve yazının önceki başlığında bahsetmiş olduğuma benzer şekilde gelişen, kızgın kalabalıkların witcher okullarına düzenledikleri saldırıların bu tarafsızlık meselesinde büyük bir payı var. Bizler de bir ihtimal Nightmare of the Wolf’ta ikisinin ortasında bir şey izleyip, bizi witcherların tarafsızlığına ve Vesemir’in temkinliliğine götüren bir hikâyeye şahit olacağız.

Animasyonda bahsedilmesi gereken iki şey daha var. Bunlardan biri elbette ki karakterler; ikincisi ise göreceğimiz canavarlar. Başkahramanımız Vesemir’i, Theo James seslendiriyor. Fragmanlardan yola çıkarak Vesemir’in hâli tavrı, tam da kitapları okumayanların kafasında canlanan canavar, para ve kadın avcısı, umursamaz, cüretkâr, küstah bir witcher. Filmin sonunda nereye varır, bilemem elbette. Vesemir dışında animasyonda yer alacak olan ve daha önceden tanıdığımız tek karakter, ilk sezonda Jaskier ve Geralt’ın ilk macerasında tanıştığımız elf lideri Filavandrel. Kendisinin seslendirmeni de dizideki oyuncusu, kanlı canlı izlediğimiz Tom Canton. İkilinin dinamiğini ve bu dinamiğin dizinin ikinci sezonuna etkisini de merakla merakla bekliyorum.

Nightmare of the Wolf için yaratılan karakterlerimiz ise henüz ismini bilmediğimiz Kaedwen Kralı, Leydi Zerbst, büyücü Tetra Gilcrest ve Vesemir’in ustası witcher Deglan olacaklar. Şimdiden Leydi Zerbst ve Tetra’nın iyi; kral ile Deglan’ın ise o kadar da iyi olmayan karakterler olduklarını çıkartabiliyoruz sanırım. Burada bir parantez Tetra’ya açıp, güçlü bir büyücü olmasının yanında Yennefer’e ne kadar benzediğini de belirtmem lazım. Vesemir ile Tetra arasında Geralt ile Yennefer’inkine benzer bir hikâye kurgulayacaklardır. Bu da bir noktada Vesemir ve Geralt arasındaki bağlantıyı sağlamak açısından herkesin işine gelir sanırım. Yani, bu benzerliği vurgulamak için meşhur küvet sahnesini animasyonda Vesemir’e de koymuşlar, tabii ki işimize gelecek. Belki işte, üzerinde oynamaları için çok daha fazla zeminleri var, oradan daha farklı ve daha güzel şeyler çıkartırlarsa biz de daha mutlu oluruz.

Canavar bahsi ise biraz karışık. Biri vampir-vari biri de leşen-vari iki tane ana canavar gördük fragmanlarda ama bunların ikisi birbiriyle bağlantılı mıdır, henüz çözemiyorum. Film görece kısa olacağı için 1 saat 20 dakikada çok fazla şey anlatabileceklerini düşünmüyor ve bu yüzden de bu iki canavarın, bir şekilde birbiriyle bağlantılı işlev göreceklerine inanıyorum. Kadın figürlü canavar Bruxa‘ya, kukuletası ve yeşil gözleriyle gördüğümüz, ormanlık alandaki cinayetlerin sorumlusu canavar da leşene benziyor. Ama her ikisi de Bruxa ya da doğrudan Leşen olmayacaklar sanırım, bir benzeri ya da bir öncülü gibi bir şey olacaklar. Öte yandan The Witcher’ın ikinci sezonunda da bir leşen görecektik, o açıdan ilgi çekici. Bir de bir yerlerde bir kurt adam ile karşılaşacak Vesemir ama onu fazla uzatmayacaklardır.

Son olarak bu filmin tek atımlık olduğunu düşünmediğimi belirterek bitireyim yazıyı. Kendi içerisinde tamamlanan bir hikâye anlatma ihtimali de var elbette ama bence Vesemir sayesinde buldukları, hem Witcher evreninde geçen hem tüm kitlenin tanıdığı bir başkaraktere sahip hem de The Witcher dizisi için yapamayacakları şekilde, canavar peşinde koşan bir witcherın hikâyesini anlatma fırsatını, tek animasyonda harcamazlar. Kitaplar, temelde ‘canavar avcısı Geralt sürekli canavar kesiyor‘un hikâyesini değil, Ciri ve onun bulduğu kırılmış ailesinin hikâyesini anlatıyor; dizi de bu hikâye üzerinde şekilleniyor. Öte yandan insanlar, bir kısmı oyunun da payıyla sürekli canavar kesen bir witcher hikâyesi de istiyorlardı. Vesemir’in gençliği de bunun için biçilmiş kaftan sanırım. O yüzden içimden bir ses diyor ki illa tırnakları yedirecek bir cliff-hanger olmasa bile filmin sonunda bir arkası-yarın hikâyeyi bırakacaklar, devamı da yeterli ilgiyi alırsa bir şekilde gelecektir.

The Witcher: Nightmare of the Wolf, 23 Ağustos 2021‘de izleyiciyle buluşacak. Sorularımızın cevaplarını bulduktan sonra bu sayfalarda yine Witcher konuşuyor oluruz zaten. Sizler filmi izleyecek misiniz? Beklentileriniz neler? Vesemir hakkında sorularınız var mı, yazıda eksik bırakmış mıyım? Yorumlara gelin de konuşalım.

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.