The Game Awards 2023 gerçekleşti ve tören sırasında bir sürü oyun da duyuruldu; Hideo Kojima tarafından yapılan OD adlı gizemli oyun da bunlardan birisiydi.
8 Aralık’ta gerçekleşen The Game Awards töreninde yine garip ve anlaşılmaz bir trailerla Microsoft ve Xbox ile çok yakından çalışacağı yeni OD oyununu duyuran Hideo Kojima hiç şüphesiz bu sektörün en ünlü ve kıdemli isimlerinden birisi. Oyun dünyasına eklediği markalarla, bütün yaratıcılığını, yeteneğini kağıdın üstüne kazıya kazıya yazdığı unutulmaz hikâyelerle ve meydana getirdiği ürünlerin sektöre kattığı eşsiz yaklaşımla bu garip oyun yönetmeni artık sadece oyuncuların ve geliştiricilerin arasında değil, bütün gezegende tanınır bir hâle geldi.
Öyle ki hakkında belgeseller bile yapılmaya başlandı. Yönetmenler ve oyuncular bu müthiş zihin hakkında konuşurken “Öyle bir kişi ki dinlemen gerekiyor söyleyeceklerini!” veya “Kesinlikle konuşman, tanışman gerekiyor!” diye bahsediyorlardı kendisinden birbirlerine. Büyük film stüdyolarının önce kim kapacak diye birbirleriyle yarıştığı yıldızların ve yönetmenlerin “yıllardır hastasıyım” dedikleri birisi Kojima. O zaman gelin, bugün Hideo Kojima denen şu tuhaf varlığı biz de iyice bir konuşalım.
Konami Zamanları
Daha çok evinde vakit geçiren, izlediği filmler bitmeden uyumayan içine kapanık küçük Hideo, kendi hikâyelerini yazan bir yönetmen olmak istiyordu. Ne var ki üç kardeşten en genci olandı ve on üç yaşında babasını kaybetmişti. Film yönetmenliği gibi bir mesleği ciddiye almayan bir toplumun içinde yaşıyordu, ailesi zor zamanlar geçirmeye başlamıştı ve lisede kendince çektiği filmler bir yere çıkmıyordu. Üniversitede yazdığı hikâyelerle de hayatını kazanmanın imkansız olduğunu anlamaya başlıyordu. O sıralar tanıştığı Nintendo’nun da etkisiyle birlikte oyun sektörüne geçiş yapmayı ve anlatmak istediği hikâyeleri oyunlar aracılığıyla aktarmayı denemeye karar verdi. O zamanlar Japon piyasasında adı en öne çıkan oyun şirketi olan Konami‘ye başvurdu ve bir oyun yazarı olarak işe girdi.
Yazarlıktan geldiği için oyun geliştirme süreci hakkında çok bir şey bilmiyordu, işin mutfak tarafına hiç aşina değildi. Durum böyle olunca Konami’de atandığı projelerdeki iş arkadaşları onu bir yük olarak görmeye başlamışlardı, dalga geçenler bile oluyordu. Geliştirme sürecinin planlanması ve ortaya çıkan teknik sorunların çözümü hakkında çok bir yol kat edemeyince projeler birbiri ardına patlamaya başladı ve kendisine son bir şans verildi. İki boyutlu, savaş temalı bir oyunda görev alacaktı ve işte Hide Kojima adlı dostumuzun Metal Gear serüveni de böyle başlamış oldu.
Metal Gear
Geliştirici ekibin çıkarttığı engeller ve insanlarla arasında yaşanan sürtüşmelere rağmen Hideo Kojima kendisine verilen savaş oyunu projesine güzel bir noktadan yaklaşabildi. Kaynakların kısıtlı olması oyunun aksiyon, mücadele kısımlarının geliştirilmemesine yol açsa da oyuncuların ana karakterle ekranlarda tek-tük gördüğümüz düşmanlardan kaçınmaya çalışarak ilerlemesini de sağladı. Kojima’nın önüne çıkan engellerin etrafından bu şekilde dolanarak yaratıcı çözümler bulabilmesi de sonuç olarak oyun dünyasında gizlilik dediğimiz yepyeni bir türün doğmasını sağladı. Bu noktadan sonra Hideo Kojima diye bir ismi hiçbir yerde duymayacak olsaydık, bu bile tek başına yeterli olurdu böyle bir insanı bir yazıya konu etmemiz için tabii ki hikâyemizin sadece başıydı bu devrim.
Silent Hill P.T.
Aradan geçen küçük, niş, kült maceraların ve devasa bir oyun serisinin ardından 12 Ağustos 2014’te garip bir oyun yayınlandı PlayStation platformunda. Adı sadece P.T. olarak geçiyordu ve tek bir koridorun içinde oynanıyordu fakat müthiş bir korku oyunuydu. Doğrusal bir ilerlemeye sahipti fakat her defasında farklı bir sıra ile gidilebiliyordu, böylece her bir oyuncunun deneyimi bir diğerinden farklılaşıyordu.
Oyunu bitirenler sonuçlardan çok memnun kaldı, saklı detayları bulup söylenmeyen hedefleri gerçekleştiren ve gizli sonu bulan oyuncular ise çığlık attılar çünkü bu küçük oyun aslında Hideo Kojima ve Guillermo Del Toro imzalı, Norman Reedus’un da merkezinde olduğu bir Silent Hill oyununun, oynanabilir bir tanıtım ürünüydü. Bir trailer yayınlamaktansa oynanabilir bir teaser ile gelmek müthiş bir fikirdi ve ancak Hideo Kojima gibi parlak bir zihinden çıkabilecek bir düşünceydi. Ne yazık ki yaşanan olaylar nedeniyle Konami ve Kojima’nın arası açıldı, P.T.’nin tanıttığı Silent Hill oyunu asla çıkmadı ve P.T.’nin kendisi bile mağazalardan kalktı.
Bağımsız, Hür ve Güçlü Kojima Productions
Belki de Konami’de kalsaydı Hide Kojima ismi bugünkü olduğu kadar büyüyemeyecekti. Metal Gear ve Silent Hill gibi oyun dünyaları ile olan bağı kesilse de Kojima artık bağımsız bir isimdi ve önünde yürüyeceği uzun ve görkemli bir yol vardı. Konami’deki takımıyla birlikte Kojima Productions bağımsız bir şekilde yeniden yapılandırıldı ve ilk projeleri de Sony tarafıyla yakından çalışacakları Death Stranding oldu.
Death Stranding
Death Stranding’in trailerını ilk izlediğim zaman ne kadar etkilendiğimi ve kafamın da ne derecede karıştığını çok iyi hatırlıyorum çünkü bir zerre olsun, bir şey anlayamamıştım. Sonra başka videolar yayınlandı, geliştiriciler oyunu açıkladı, insanlar başından sonuna kadar oynadılar, her şey açığa çıktı. Ben yine anlamadım.
Çok etkilendim, çok ağladım, geliştirici ekibin ve Hideo Kojima denen bu acımasız adamın yeteneklerini bir kez daha takdir ettim ama yine anlamadım. Bu hikâyeleri yazarken insanda nasıl duygular uyandırmak istediğini ve nasıl duyguları kesinlikle uyandıracağını anlıyorum ama bu kurguların gerçekliğini, yapılarını, arka tarafta nasıl bir hayal gücünün ve metaforlarının döndüğünü anlamıyorum. Peki, bu durumla barıştım mı? Hayır. Barışacak mıyım? Bilmiyorum, anladığım zaman söylerim ama işte anlamıyorum.
O Tweet
Herhalde ya kendisi tuhaf birisi olduğundan ya da şöhret kafasına vurduğu için… 8 Eylül 2021 tarihinde Türk genci; üzerine çöken binbir türlü ekonomik, kültürel, siyasi ve toplumsal sorunla boğuşurken Japonya’daki altmış yaşına dayanmış garip bir Japon’un Anadolu insanına laf atası tuttu. Kimse bu tuhaf adamın niyetini anlamadı ama o günden sonra gezegen biraz daha garipleşti diyebiliriz. Sanırım Kojima, yazdığı dünyalar gibi gerçek hayat üzerinde de anlaşılmaz durumlara sebep olabiliyor.
İşin aslını öğrenmek isteyebilirsiniz ama sizi temin ederim bunu öğrenince daha iyi hissetmeyeceksiniz çünkü değerli dostlarım, en nihayetinde bu kişi Hideo Kojima. Her nedense bizlere sataşası tutmuş ama artık yapacak bir şey yok. Gerçeklik nedir diye sorup cevap bulmak isteyenler için aşağıya bir görsel koyacağım ama önden uyarıyorum, cevabın kendisi de Kojima’nın kurguları kadar garip. Sonra dünyamızın somutluğunu, gezegenin tutarlılığını sorgulamayın.
OD
8 Aralık 2023’te ise Kojima sonraki oyunu OD’nin ilk trailerını The Game Awards ödül töreninde tanıttı. Zaten bir süredir bir korku oyunu üzerinde çalıştığını duyduğumuz Hideo Kojima bu sefer içinde Sophia Lillis, Hunter Schafer ve Udo Kier gibi isimlerin olduğu projeyi duyurdu. Duyurudan sonra yanına Jordan Peele da geldi ve Metal Gear serisinden beridir adama ne kadar hasta olduğunu söyledi.
Birtakım ilginç insanların yüzlerinin başka ilginç bir şeyleri okuduğu, bir kapının açılıp durduğu ve neredeyse geiger sayacı seslerinin geldiğine yemin edebileceğim bir tanıtım videosuydu bu. Her zamanki gibi hiçbir şey anlamadık ve Kojima biz hiçbir şey anlamazken her zamanki o çok eğlendiğini belli ettiği yüz ifadesiyle sırıtarak izledi, bizim anlamsız anlamsız bakan yüzlerimizi. Belli ki bu oyunun da her bir detayını müthiş bir hayranlık ve merakla takip ediyor olacağız ve duyduğumuz her haberi de sizlere yine buralardan aktaracağız.
Hideo Kojima bir devdir ve sadece oyun dünyasının bir devi de değildir artık, herkese aittir. Yaratıcılığıyla, hikâyesiyle, yazdığı karakterlerle, birlikte çalıştığı isimlerle, o sinsi gülümsemesiyle ve hiçbir şekilde çözemediğimiz anlamsızlığıyla iç dünyamızda bambaşka bir yere sahiptir. Ara sıra Türk gencine laf geçirse de ondan vazgeçmeyiz, vazgeçmemeliyiz, zaten vazgeçemeyiz de. Bu arada ne zaman sıkılsam veya içim daralsa o tweetin altıdaki cevapları okuduğumu belirtmem gerekir, herkese de rahatça aynı eylemi öneririm. Peki, siz ne düşünüyorsunuz bu pek garip insan hakkında? Sizin de aynı merak, dehşet ve hayranlıkla takip ettiğiniz insanlar var mı? Siz kimlere hakaret ettiniz internette?
