5. Kingdom Hearts 2

Kingdom Hearts II

Kingdom Hearts’ın bu listede olması aslında size ilginç gelebilir fakat kim ne derse desin, Kingdom Hearts serisi her yanıyla taş gibi JRPG öğelerinin hepsini çatır çatır kullanıyor. Fakat seri içinden seçmem gerekirse bu kesinlikle Kingdom Hearts 2 olurdu. Rol yapma oyunları arasında gerçekten hikayesel olarak çok farklı elementlere sahip KH2, özellikle Disney’in karakterleri ve dünyaları ile, Batı’nın “iyi yönlerini” alıp bunu kendisine şahane bir şekilde entegre etmiş bir yapım. Kingdom Hearts 2, ilk oyun ile ilgili her şeyi alıp geliştirip, çok daha geniş bir tabakta sunarak, gerçekten farkını ortaya koyan bir oyundu.

 

4. Shin Megami Tensei: Nocturne

Shin Megami Tensei Nocturne

Atlus’un incisi Shin Megami Tensei serisi, anlatılmaz yaşanır bir seri. Her ne kadar ilk iki oyun da gayet muhteşem olsa da, serinin 3. Oyunu Nocturne, gerçekten bi başyapıt. Dünyanın yok olup “ara bir evreye” girmesi ile kendisini bu garip varoluşta iblis olarak bulan bir gencin başından geçenleri anlatan Nocturne, hikayesi ile aklınızı alıyordu. Uğursuz dünyası, karanlık atmosferi, savaş sistemi, oyunda karşılaştığınız iblisleri partinize katabilme özelliği ve açık dünya oynanışı ile sizi kendisine bağlayan yapım, aynı zamanda her mitolojiden her varlık ile ilgili bilginin-hikayenin bulunduğu “ansiklopedisi” ile insanı büyülüyordu.

 

3. Breath of Fire: Dragon Quarter

Breath of Fire Dragon Quarter

Japonya’da çok sevilen Breath of Fire serisinin 5.oyunu olan Dragon Quarter, ilk çıktığında her ne kadar serinin hayranlarını ikiye bölse de, oyunun serinin genel yapısından beklenmedik bir farklılığa sahip olduğunu söyleyebiliriz. PlayStation 2’ye çıkan Dragon Quarter, bambaşka savaş sistemi, güçlü hikayesi ve tartışmalı SOL (Scenario Overlay System) sistemi ile çok konuşulmuştu. Genel olarak hikayenin keşfedilmemiş noktalarını keşfetmeniz ve oyunun zorluk seviyesi ile başa çıkabilmeniz için tasarlanan SOL sistemi, daha sonra Dead Rising’de de kullanıldı. Breath of Fire: Dragon Quarter, kullandığı radikal tasarım öğelerinden dolayı gerçekten eşi benzeri bulunmaz bir oyundu.

 

2. Persona 4

Persona 4

Tamam listede aynı seriden iki oyun olmayacak demiş olabilirim fakat Persona serisi ve Shin Megami Tensei serileri birbirinden çok farklı yapımlar, oynayanlar zaten bunu bilirler. Persona serisinin her oyunu çok güzel, her oyunu çok “olmuş” ve her oyunu bambaşka. Fakat içlerinden biri var ki, sırf karakterleri ile bile diğerlerinden ayrılıyor. Persona 4, Persona 3’ün iç karartıcı finalinden ve atmosferinden sonra gerçekten İLAÇ gibi gelmişti. Birbirinden güzel ve gerçek karakterleri, hepsinin hayatla ilgili görüşleri, sorunları ve sıkıntıları, oyunun hikayesinin omurgasını oluşturuyordu. Genel olarak Persona serisinin bel kemiği olan “insanların diğer yüzleri” temasını muazzam şekilde işleyen Persona 4’ü hala oynamadıysanız, kalkın, bir PlayStation 2 edinin ve hemen DVD’sini ebay’den sipariş edin, pişman olursanız, size paranızı şahsen geri vereceğim.

 

1. Final Fantasy X

Final Fantasy X

Yani ne bekliyordunuz ki? Final Fantasy X, çıkışından 14 yıl sonra hala bir numara, hala gelmiş geçmiş en iyi JRPG ve hala Tidus’un Yuna’ya olan aşkı kadar güçlüsünü hiçbir video oyununda görmedik. Final Fantasy X, Japon kültürünün en pür noktalarını alıp, muhteşem bir şekilde rafine edilerek ortaya çıkartılmış, insan olarak sizi en güçlü yerlerinizden yakalayan ve sizinle ilgili çoğu şeyi düzelten, sizi daha iyi birisi yapan bir oyun. Çıkışından 14 yıl sonra Final Fantasy X, gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan biri olmasının yanında, gelmiş geçmiş en iyi JPRG olarak buraya bileğinin hakkıyla geliyor. Ayrıca oyun yakınlarda HD olarak yeniden piyasaya sürüldü, daha ne olsun?

 

1 2
Author

14 Yaşından beri oyunlarla ilgili yazıyor, Trgamer, Oyungezer, Merlin'in Kazanı ve daha pek çok platformda yazdı. Arada dizi yazar, şu anda bir kitap yazıyor, insanlık onurunun depresif müziği yeneceği günü bekliyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.