Mamoru Oshii’nin çok sevdiğimiz siberpunk filmi Ghost in the Shell’in live action film hakları bildiğiniz gibi senelerdir Hollywood’daydı. Sürekli filmle ilgili haberler bekliyorduk, ara ara da duyduğumuz dedikodular bizi şaşırtıyordu. Ve sizi bilemem ama benim korktuğum başıma geldi. Sevdiceğim Kusanagi Motoko’yu Scarlett Johannson oynayacakmış, kesinleşmiş. Seriyi çok seven Steven Spielberg’in Dreamworks’ünün el attığı bu projede imzalar bile halledilmiş. Yönetmen koltuğunda Pamuk Prenses ve Avcı (Snow White and Huntsman) filminden bildiğimiz Rupert Sanders bulunuyor, senaryo konusunda ise Bill Wheeler görevliymiş.
Scarlett’ın aksiyon konusundaki başarısı Lucy ve Avengers gibi filmlerindeki oyunculuğundan belli. Ghost in the Shell ile ilgili de başka bir haber yok maalesef. Bari Batou konusunda iyi bir haber alsak demekten kendimi alamıyorum.
Unutmadan özellikle Kusanagi karakterini anime severler arasında bu kadar önemli yapan şeylerden birinin kompleks karakteri ve anime boyunca geçirdiği kimlik bunalımları olduğunu düşününce suratını biraz ifadesiz bulduğum Scarlett’ın bu rolün nasıl altından kalkacağı ve animenin derinliğini filme nasıl taşıyacağı kafamda soru işaretlerine neden oluyor.
Hevesle beklediğim bu film giderek ticari bir filme dönüşüyor…
3 Comments
Şimdi manga-anime külliyatına hakim olmamakla birlikte izlediğim tek tük animeler arasında yer alan Ghost in Shell’de, hatırladığım kadarıyla ana karakter biraz daha robotik mimiklere sahipti. Aynı Scarlett’in Lucy filmindeki gibi. (Yanlış hatırlıyosam özür dilerim.). Dolayısıyla (ve aksiyon konusundaki deneyimlerini de katarsak) Scarlett gayet uygun diye düşünüyorum. Daha büyük tedirginlik, orijinal filmin görsel yapısını ve derinliğini ekrana live-action olarak yansıtmak olacaktır. Şimdiye kadar animeleri baz alan Hollywood yapımlarının kaynak materyal altında ezildiğini, yüzeyselleştiğini, yapmacık durduğunu gördük. Her ne kadar önlerinde kısmen Matrix gibi uygulamada örnek alabilecekleri bi yapım olsa da, gerçek fanları tatmin edecek bir yapım çıkmasını zor görüyorum.
yapmaaaaaağğğ. düşününce piyasada erkek fizikli hatun oyuncu da yok ki. yaşlanmadan sigourney weaver ı klonlayaydık iyidi
şimdi dikkat ettim de yönetmen tercihi zaten fecaatmiş konuşmaya bile gerek yok. ah ulan alfonso cuaron direk biçilmiş kaftandı GITS için. children of mendeki sanat yönetimini, dekor tasarımını, görselliği hatılayınca tüylerim ürperiyor. adam sadece graffitleri çizdirmek için Banksy ile çalışmış özene bak. Gits te de bariz bi beat kuşağı havası var zaten on numara bi film çıkarırdı ondan cuaron. hatta madem fantezi kuruyorum making of cyborg çalan slowmotion sahneleri de wong kar wai ye çektiriyim. in the mood for love taki gibi aheste aheste. bi hoş oldum hayali bile güzel