Sinemadan sonra televizyonun da süper kahramanlar tarafından işgal edilmesiyle bu sezon pek çok yeni diziyle tanıştık. Gotham başta bize sunduğu önermeyle bir adım öne çıkıyordu. Şimdiye kadar DC’nin televizyonda kullanılması konusunda fazlasıyla hassas olduğu Batman’in başlangıcını Gotham üzerinden anlatmayı hedefliyordu dizi. Bu bile heyecanlanmak için yeterliydi.
Bununla sınırlı kalmadılar. İlk bölümleriyle bize hakikaten ilginç bir kadro sunuldu yazarkar tarafından. Dizinin en başarılı karakteri tartışmasız Robin Lord Taylor tarafından canlandırılan Penguin’di. Sezonun sonuna kadar en istikrarlı hikayeye ve karaktere de kendisi sahip oldu zaten. İleride Gotham’ın en büyük mafya lideri olacak karakterimizin bu toy haliyle bile bin bir türlü oyun oynaması, rakiplerini teker teker elemesi, yavaş yavaş basamakları çıkması başarıyla ekrana yansıtıldı. Bir de buna oyuncunun tekinsiz, sosyopat olarak gösterdiği mükemmel performans eklenince tadından yenmez bir başlangıç hikayesi ortaya çıktı.
Penguin’i övüyoruz ama diğer oyuncu seçimlerinde de aynı başarıyı gösterdiler aslında. Selina Kyle’ın çocukluğuna bir oyuncu, ancak bu kadar yakışabilirdi, elle çizseniz ancak bu kadar benzeyebilirdi. Aynı şeyi Bruce Wayne için de söyleyebiliriz. Adeta çizgi roman sayfalarından çıkmış gibi durdu David Mazouz. Alfred’in sadece uşak değil de bir öğretmen, bir mentor rolüne konulması da bence çok yerindeydi. Donald Logue çizgi romanlarda bile hakkı yeterince teslim edilmeyen Harvey Bullock ile harikalar yarattı zaten tüm sezon. Edward Nygma’nın aşk hayatı üzerinden yaşadığı değişim ve geldiği sonucu da takdir ettim. The O.C.’de hiç sevemediğim Ben McKenzie’nin Gordon olarak ortalama bir iş çıkartması da (batırmasındansa) olumlu olarak bir kenara yazılmalı kanımca. Son olarak bu listeye kişisel zaafım olan Jada Pinkett-Smith’i ve bu diziye özel yaratılmış Fish Mooney karakterini de ekleyince ortaya mükemmel bir dizi çıkması için her şey tamam görünüyor, değil mi?
Ama ne yazık ki, dizi ilerledikçe ne kadar büyük bir yükün altına girdikleri ortaya çıkmaya başladı. Birinci sezon bittiğinde elimizdeki işin beklentileri karşılamayı bırak, genel standart olarak da ortalama bir iş olarak kaldığını itiraf etmemiz lazım. Biliyorum sevenleri çok, bunları söylediğim için bana kızacaklar ama böylesi önemli bir işe imza atmayı seçiyorsanız, acımasızca eleştirilmeyi de göze almalısınız.
Benim diziyle en büyük sorunum orijin hikayesinde yaptıkları değişikliklerin Batman mitine verdiği zararlar. Açıklayayım hemen. Normalde Bruce’un ailesi sıradan bir sokak serserisi tarafından öldürülür, Bruce da yaşadıklarını başkalarının yaşamaması için suçlu psikolojisini öğrenir ve sonuçta onların yüreğine korku salmak için bir sembol olması gerektiğine karar vermesiyle konsept olarak Batman doğar. Çeşitli zamanlarda farklı şekillerde anlatılsa da, bazen dizideki gibi komplolar buna eklense de, Bruce bunları Batman olduktan sonra öğrenir, yani Batman’i yaratan ana tema hep sabittir.
Burada ise, küçücük Bruce’umuz koskoca bir şirket ve bu şirketin yaptığı yolsuzluklarla savaşmakta. Hani genel bir yargıya varmayıp, özel-kişisel işleriyle uğraşıyor. Bu yolda devam eder de, ailesinin cinayetini aydınlatırsa Batman olmasına gerek kalmayacak. Ayrıca izlediği yol sokağa çıkıp suçlularla dövüşmeye değil, sanki avukat olup organize suçlarla savaşmaya çıkıyor gibi. Hele sezon finalinde babasının gizemlerini bulması falan Batman olmasına bağlanacaksa gerçekten çok üzülürüm.
Diğer bir sıkıntı Gordon’da baş göstermekte. Normalde Gordon fazlasıyla yozlaşmış bir şehirde prensiplerinden taviz vermese de, yapılanlara göz yummak –kendi deyimiyle “Ben ispiyoncu değilim.”- zorunda kalmaktadır. Ne zaman ortaya Batman çıkar, o zaman kendine güveni gelir ve daha öne çıkmaya başlar. Fakat dizimizin Gordon’ı işlere çomak sokmakta, medyaya konuşmakta, hatta emniyet müdürüne şantaj yapmakta hiçbir sorun görmediği gibi, bu yaptıklarının sonuçlarını da asla çekmemekte. Hatta böyle davrandığı için amirinden, bazı polislerden falan fazlasıyla saygı görmekte. Bu da bize şehrin aslında o kadar da kötü olmadığını gösteriyor, ki zaten tüm tema Gotham’ın ne kadar kötü olduğu üzerine kurulu olduğundan, bu yüzden dizi çöküyor.
Barbara’yla ilişkileri ise tam bir rezalet. Erin Richards’ın oyunculuğuna hiç girmiyorum, daha vahimi kendisine uygun görülen hikaye. Normalde Barbara kendi hâlinde, kocasına destek olmaya çalışan, iyi niyetli bir kadın. Burada ise başta tutarsız davranışlar sergileyen bir insandan, sezon finalinde psikopat bir katile olan dönüşümünü gördük. Yazarlar oyuncuyu sevmediklerinden midir nedir, diziden çıkması için deli gibi zorluyorlar. Bu kadın sonradan Gordon’la evlenecek, ileride Oracle olacak Barbara Gordon’a annelik yapacak, öldüğü boşandıkları zaman Gordon çok üzülecek, kızının üzerine daha fazla titreyecek falan. Eğer şu saatten sonra Gordon’la aralarında bir şey olmasını geçtim, yüzüne bakarsa saçmalık olmaz mı?
Daha önce Batman’in olmadığı ortamda Batman kötülerinin cirit atıyor olmasıyla ilgili sorunumu da paylaşmıştım. Oyuncunun iyi performansına rağmen Joker’e verdikleri orijin, Ogre’a getirdikleri yaklaşım, Zsaz’ın durumu, Red Hood bölümü falan hepsi hoşuma gitmeyen değişikler.
Batman mitine zarar vermelerinin dışında, yazarların kararsız kalmaları da diziye çok külfet çıkartıyor kanımca. Tam bir orijin hikayesi mi anlatsak, yoksa dedektiflik dizisi tarzına mı yaklaşsak, mafya dizisi konseptine mi bürünsek derken hepsinden azar azar yaptıkları için ortaya da ortalama bir karışım çıkıyor. Tek bir yönü seçmiş olsalar en azından o konuda olumlu şeyler söyleyebilirdik. Ama şu haliyle maalesef hiç birinde tatmin edici bir sonuç doğuramıyorlar. Bu arada yanlış anlaşılmasın bazı bölümlerde bu tercihi yapıp ortaya gerçekten güzel işler çıkartmışlıkları var ama ne yazık ki bu bölümler bir elin parmaklarını geçmiyor.
Kısa notlar olarak da; Fish Mooney karakteri dizideki en inişli çıkışlı hikayeye sahipti. Karaktere bu kadar gelgitler yaşatmaları ne yazık ki dizinin gerçekçiliğinden çok şey götürdü. Çetelerin güçlerinin de sadece lafta kalması, çok kolay bir şekilde güçlenmeleri ve güçlerini kaybetmeleri de istikrar açısından beni rahatsız etti. Diziye sonradan eklenen Leslie Thompson rolündeki Morena Baccarin’i çok severim. Gordon’la ilişki yaşamalarını içimdeki geek (çizgi romana ters olduğu için) reddetse de, ben çok beğendim. Keşke en baştan Barbara rolünü bu şekilde yansıtsalardı dedirtti. Bölümlük kötülerden “Balloonman” ve “Scarecrow” en beğendiklerimdendi. Bir de sezon sonunda Selina’nın saçına yaptıkları ve genel olarak oradaki tavrı falan hoşuma gitmedi. Onun dışında Bruce’la yakaladıkları dinamik çok kötü değildi.
Sonuç olarak ilk sezonunu tamamlayan diziye rezalet demek haksızlık olur. Eğer biraz olumlu bakarsanız, diziden çok büyük beklentiniz yoksa ve “Batman: Year One”ı okumamışsanız diziden keyif alabilirsiniz. Ama ismi duyduğunuzda, vaat edilenleri tarttığınızda ve oyuncu kadrosuna da baktığınızda ortaya çıkan iş maalesef bende hayal kırıklığı yarattı. Şu haliyle bile kanalını tatmin etmiş bir iş olmasından dolayı 2.sezonda bahsettiğim problemlerin üstesinden gelinebilir mi, emin değilim. Ama bu sezonda girdikleri yollardan dönmeleri çok zor gözüküyor.
Peki, geekyaparlar, sizin dizinin 1.sezonuyla ilgili düşünceleriniz neler?
36 Comments
aslında çizgi romanını okumadığım için şanslı sayılırım dizi hoşuma gitti ara ara dediğiniz gibi inişler oldu ama genel olarak beğendim ben diziyi bir tek sezon finali boştu selina’ya yapılanlar felan zaten soğuttu biraz beni
Smallville’ de bir orjin anlatmaya çalışmış ve batırmışlardı. Burada o kadar kalitesiz bir yapım olmamasına karşın orjinini kendi hayat hikayeniz kadar iyi bildiğiniz bir karakterde bu tarz işlere girmek ne kadar doğru bilemem. İlk 4 bölümü izledikten sonra geri kalan bölümleri izlemek konusunda çok istek yaşamadım doğrusu. Halen de izlemiş değilim. Mevcut diziler sonlandıkça yazın oluşacak boşlukta izlemeyi düşünüyorum. Benim açımdan iyi bir yaz dizisi olabilir.
oyuncular genel olarak iyi ama hikaye rezalet. Kedi kadın’ı sahiden kedi gibi davranıyor sanan bi senaristleri var herhalde. Oyunculara da yazık. Bize de yazık. Bir ümit izliyoruz toparlar diye gittikçe saçmaladılar. Riddler’ı neden çift kişilikli yaptılar ne gereği var. Two face bulunduğu her sahnede yüzünün yarısı karanlık yarısı aydınlık. Gözümüze gözümüze soktular “bak two face bu izleyici aptalsın sen anlamazsın anla bak yüzün yarısı gölge de bak, deli gibi de davranıyor,bak two face bu bak!!” Oysa ki two face olmadan önce gayet aklı başında bir adam devamlı deli gibi gösterildi. Sezon finalinde kaçış sahnelerin hepsini al at çöpe. Gerçekçilik falan yok. 2. Sezon’u izleyecek miyim. Eh evet. Oyuncular iyi senaryo dandik nereye gidecekler merak ediyorum
Hiç detaylıca analiz yapmaya gerek duymadığım basit ve öz bir şekilde “boş bir dizi” denebilecek bir yapım ne yazıkki. DC nin Flash hariç düzgün dizisi yok onunda sırf filmin gişesini olumsuz etkilemesin diye üst düzey bir ilgi ile yapıldığını(yapılacağını) düşünüyorum.
ben sezonun başında gerçekten heyecanlanmıştım. Çizgiroman okumadığım için origin hikayelerini bilmiyorum karakterlerin o yüzden sadece iyi bir dizi izlerim diye düşündüm. Fish mooney karakteri başta çok güzel görünürken gözüme hikayenin gidişatı ile karakter iticileşmeye başladı. Oyunculuğu jest ve mimikleri başta da abartılıydı ve bu hoşuma gidiyordu.fakat daha sonra dizi de düşüşe geçtikçe bu abartılı jest ve mimikler gözüme batmaya başladı. penguin karakterinin gelişimi güzeldi. fakat sezon finali tek kelimeyle berbattı. komedi filmi gibi mafya birini yakalıyor. diğeri kurtarıyor. sonra tekrar yakalanıyorlar. bu sefer penguin gelip basıyo. bir bölümde bu kadar mı aynı şey tekrar edilir. bunlar nasıl mafya lideri. eğer koca gotham bu mafya babalarının elindeyse batman’e gerek yok. onlar zaten beceriksizlikleriyle kendilerini mahvedebilirler.
Ben McKenzie kötü. Erin Richards rezalet! Dizi arada bir yolunu kaybediyor. Bir de karanlık olması gereken bir dizinin baş rollerinden bir kısmının çocuk olması, onların tonunda inandırıcı hikaye anlatamamanız dert. Seyircideki Batman beklentisi ise bsşka dert. Nerden baksan 20 yıl sonra Batman olacak. En doğru karar her sezon oyuncuları değiştirerek Bruce’u hızlıca üniversiteye getirmek hiç değilse oradan daha yetişkin hikayeler doğar.
kesinlikle katılıyorum zaman atlaması yapmazsa dizi 3.sezonu göremez asla.
Eğer dizi senin yukarıda yazdığın gibi olsaydı çok basitleşirdi izlenecek bir şey kalmazdı herkes Batman’i beklerdi ama bu dizide Batman’i kimse beklemiyor çünkü hikaye Gordon üzerinden yürüyor.
Batman’den bahsetmek istemeyen Gotham’lılar: 🙂
https://www.youtube.com/watch?v=Wtddl9_9kbQ
Buradaki beğenmeyen çoğu kişinin hatası 0. bölümü izlememiş olmasıdır. Kaynaklarının çizgi roman olduğunu söylediler eyvallah ama çizgi romanlardan farklı bir çizgide gideceklerini zaten başta söylediler. Tamam dizi bir ara bir iniş çıkış yaşadı ve evet Barbara işi bayağı sarpa sardı ama diziye toptan rezalet demenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Nygma bırakın da bir süre kişilik bölünmesi yaşasın. Spoiler!!Bir adam öldürdü ve sevdiği kadin tarafından yakalanmaktan korkuyor.İç muhakemesini görelim bir süre.
Bence tek sorun, tek yanlış giden insanların beklentileri oldu. Adamlar dizi başlamadan önce de sonra da iki şeyi bağırdı: “Bakın, bu bir Batman dizisi olmayacak… Beklemeyin…” iki: “Bakın bu farklı bir hikaye, earth one gibi, bildiğinizi düşünfüğünüz şeyleri beklemeyin…” ama yazıda da görüldüğü gibi, kırk kere söylenmesine rağmen insanları bunlar hayal kırıklığıma uğratıyor ve sonra dizinin adı kötüye çıkıyor…
Yazıdan tüm bunları atarsak, haklı tek nokta kalıyor: polisiye mi, mafya mı, orijin mi… ne? Türün ne olduğunu kendileri de belirleyemedikleri için hikaye kendi kendini boğuyor. Oyunculuklar da iyi olduğuna göre tek dert bu…
(P.S.: Yapımı sevdiğimden falan savunmuyorum… ki oyunculuklar dışında sevidiğim de söylenemez. Geek aktivitesi işte… Ama biraz objektivite…)
Kesinlikle katılıyorum ben de aynı şeyi anlatmaya çalıştım ama sizinki daha bi toplu olmuş 🙂
Tam olarak benim söylemeye çalıştığım şey de bu aslında. Gotham’dan Batman’i alın, geri neyi kalır ki? 🙂
Bu yüzden dizinin boyundan büyük işlere kalkıştığını söylüyorum. Süper oyunculuklara rağmen hikayenin tatmin etmeme sebebi de bu. Batman hikayesi anlatmadan Gotham çekmeye çalışırsan elinde sıradan bir hikaye kalır. O sıradan hikayeyi de anlatmamaya çalıştığın karakterin referanslarıyla bezemek için zorlarsan elindeki sıradan hikayenin tutarlılığına gölge düşürürsün.
Batman dizisi değil, earth one gibi farklı bir hikaye demelerini de görmezden gelmiyorum. Yani Bruce küçük bir Batman kostümü giysin beklentim yok. Ama tabanını Batman mitinden alan bir dizi sonuç olarak. İsmini Amerika’nın Ohio eyaletindeki bir şehirden değil, Batman’in doğduğu şehirden alıyor. Diziyi çekici yapan Batman referansları. Dolayısıyla mit içerisinde yaptıkları değişiklikleri değerlendirmemek olmaz. Ve yazıda anlattığım gibi bunu çok kötü bir şekilde yapıyorlar. Batman Begins de görece değişiklikler yaptı ama rahatsız etmedi çünkü ana temayla tutarlıydı.
Peki Batman’le ilgili herşeyi görmezden geldiğimizi varsayalım, dizi yine başarılı değil. Dediğim gibi hem tür konusunda bocalamalar yaşıyor, hem de her türle ilgili ortaya özgün birşey de koymuyor.
Tarafsız bakmadığım konusunda haksızlık yaptığını düşünüyorum. Dizinin haberini ilk okuduğumda çok heyecanlanmıştım, hatta ilk bir kaç bölümde “Vaay güzel başladılar” falan da demiştim. Ama sonra konular ilerledikçe düştüler. Bu da tüm sezonu değerlendiren bir yazı olduğu için genel sonuç ortalamanın çok altında.
Bu arada sana söylemiyorum ama diziyi başarılı bulanlar neden başarılı bulduklarını anlatırlarsa daha faydalı olur görüşündeyim. “Batman bekliyodun görmeyince beğenmedin” çok havada kalıyor. Sonuçta zevk meselesi ona sözüm yok, ama belki yorumlarınızla benim de diziye bakışıma katkıda bulunabilirsiniz.
Saygılarımla.. 🙂
Genele sormuş olsan da kendi payımı vereyim: Ben oyunculukları seviyorum. Konuk oyuncular bile ortalama üzerinde iş veriyor.
“Gotham’dan Batman’i alın, geri neyi kalır ki?” Olur mu hiç? (Tarkan, is that you? 🙂 ) Eğer anlatmaya değer tek bir şehir varsa o da Gotham’dır. Sadece bunu yapsalar aslında mesele değil. Hatta belki çok daha başarılı olurlar. Ama senin de dediğin gibi, sırf ilgi çeksin diye araya o kadar çok yarasa miti alınıyor ki… bocalanıyor. Senden alıntı yapayım: özgün bir iş ortaya koyamıyor. Bunu yapmayı denese şu an çok daha başarılı olabilirler.
Genel olarak aynı fikirdeyiz ama… yav ortalamanın altında da denemez şimdi. Ortalama diyeydin bari. 🙂
Abi sen Tççt’de ki Top Fury misin? 🙂
Nope. I’m Batman!
Pardonda Jim Gordon çizgi romandan farklı demişsiniz sizin dediğiniz gibi etiliye sütlüye karışmasaydı Falcone – Maroni aşırı güçlü olsaydı ki bana göre yeterince güçlü gösterilmişlerdi.
B.Wayne henüz Batman değil karışmayacak zaten olaylara, Jim Gordon karışmayacaktı çizgi romanlara göre peki bu dizi neyi anlatacaktı ? Mafya istediğini alacaktı, diğer insanlar acı çekecekti, polisler işbrliği yapacaktı mafyayla tekrar soruyorum peki dizi neyi anlatacaktı ? Söyleyinde bizde bilelim…
Senarist değilim ama şöyle birşey olabilirdi kanımca, Bruce babasının katilini holdinglerde değil sokaklarda aramaya başlar. Cat’le birlikte takılır, suçluların psikolojisini öğrenir, hatta çeşitli suçlar işler. Gördüğü bir cinayeti durdurmaya çalışırken feci dayak yer, Alfred kendini savunması için onu eğitmeye başlar. Öğrendiklerini sokaklarda uygulamaya çalışırken ilerde düşman olacağı pek çok kişiye denk gelir.
Gordon’sa bu yozlaşmış şehirde hem ailevi problemlerini çözmeye, hem de dürüstlüğünü korumaya çalışmaktadır. Rüşvet almadığı için ailesini tehdit eden Flask’ı bir maske giyerek ağzını burnunu kırar. Kendisinden yardım dilenen ama yozlaşmış polislerin iplemediği zavallı vatandaşların getirdiği olayları çok da dikkat çekmeden çözmeye çalışır.
Gotham’da ise bir iç savaş vardır. Maroni ve Falconi aileleri bölgeler için savaşmaktadır. Çatışmalar Gotham için günlük olaylar haline gelmiştir. Gordon bu çatışmalarda masumların zarar görmemesi için çalışır.
Böyle bir şey olabilirdi mesela.
Bana kalırsa diziyi bir çocuğun sırtına yüklemek istemediler B.Wayne nin küçüklüğü ilgi çekici tabi ama ana tema olarak onu alıp ordan yürümek riskli olurdu.
Başrole en uygun karakter Jim Gordon onuda korkak, mafyaya göz yuman biri olarak gösterselerdi dizi yürümezdi diye düşünüyorum.
Senin yazdığın senaryoyu gayet başarılı buldum bu arada senarist olabilirsin 🙂 sadece dediğim gibi Jim Gordon dediğin şekilde olsa başrol olamazdı, B.Wayne odaklı olsa dizi bir çocuğun sırtına yüklenecekti, mecburen bir çıkış noktası bulmuşlar galiba bu şekilde.
Ama ilerde başına gelecek bir olaydan sonra Jim Gordon senin bahsettiğin forma girebilir, pek işlere karışmayan gizliden insanlara yardım eden, belkide buda onun orjin hikayesinin gelişimidir izleyip göreceğiz 🙂
İşte burada harcanıyorum be Ferhat’ım. 🙂 DC Snyder’dan vazgeçip beni getirse başa, herşey süper olacak.. 🙂
Sebeplerini anlıyorum dizi prodüktörlerinin, senin söylediğin sebepler dışında DC’nin Batman konusundaki tutuculuğu falan da etkendir ama şu hali ne Batman fanı olan tarafımı, ne de dizi-sever tarafımı tatmin edemiyor ne yazık ki.
Tabi izlemeye devam ama ben çok umutlu değilim, çünkü kanal memnun şu anki halinden. Ama zaten son bölümlerde düşüşe geçmiş reytinglerde, bu formatla devam ederlerse üçüncü sezon zor olabilir.
Harcandığını düşünmüyorum buradan yazılarını ilgiyle takip ediyoruz ayrıca canım sıkkın falan olduğunda eleştirip ego tatminide yapıyorum 🙂 işin şakası tabi sadece ama bence final bölümü harici başarılı denilebilir diziye bakış açısı tabi..
Bruce Wayne’i çocukluğundan değil de, gençlik döneminden başlatsalardı, bir yandan Gotham şehri öbür yanda genç Bruce’un Batman olma yolunda gittiği yerleri ve aldığı eğitimleri (dövüş vs.) anlatsalardı, Gotham’da yaşanan olayların bayağılığına rağmen dizi çok farklı bir yerde olurdu.
Bence diziyi kurtaran Penguen karakteri. O da olmasaymış…
Bir de diyorlarsa bu Batman dizisi olmayacak falan, o zaman Batman’in kötü adamlarını da kullanmasınlar da görelim.
O sezon finalindeki tesadüfi kaçışları sürekli olagelen raslantısal olayları ve sırf izleyiciyi heyecanlandırmak adına yapılan anlamsız ölümleri kimse açıklayamaz ben böyle saçma bir bölüm dizi tarihinde görmedim. 7 yaşında velede anlatsan konuyu daha güzel bir bölüm yazardı REZİLLİK.
T.K.’ya bu konuda kesinlikle katılıyorum gotham amerikanın suç kronolojisini betimlede çok üstün bir yer tutar yani gerçek eylemlerin en iyi şekilde çizgi romana aktarılmış halidir, bunun için Batman’nin kahraman idolünü desteklemesinin olasılığı dizinin kendini kahraman simgesinden olabildiğince uzak ve kendini var eden bir gerçeklikte geçmesidir. Evet gotham dizisi çok büyük bir ağırlık üstleniyor bunun nedenisi ise daha önce anti kahraman rollerinin toplum tarafından ikon haline gelmiş oyuncuları tarafından üstlenilmesi fakat Batman’nin ana psikodenetseli olan kötü psikolojisini anlatmanın en iyi yolu, bu olgunun anti kahraman psikolojini kullanmakla olduğu söylenebilir gotham hollywood standartlarından sıyrılıp tamamen true detective panaromasında bir seyir izleseydi ortalamanın çok üstünde bir yapıt niteliğine dönüşebilirdi…
Bence de çok haksız eleştiriler var. T.K. ninde dediği gibi yapımcı firma farklı bir paralel evrende geçmek de olan bir Gotham’ı anlatacaklarını açıkca belirttiler. Bu zamanlar da bir çok hikaye değiştirilerek zaten piyasaya sürülmekte. Örnek olarak Spiderman’ ide verebiliriz.
Senin yapman gereken tabularını yıkıp hiç bir kritere bağlı kalmadan ortaya çıkan eserden zevk almakdır. Yani senin yaptığın suçlamaları şu şekilde örnekliycek olursak. Bir ressam düşünki sürekli realistik çalışıyor. Fakat bir resmin de realistiğin dışına çıkıyor ve başarılı bir çalışmaya imza atıyor. Sen de gidip bu realistik bir çalışma değil, kötü olmuş diye eleştiriyorsun. Bence hatan burada.
Yapılan eserde eski hikayeye bağlı kalarak, kriterler oluşturarak izlemeye çalışmışsın. Tekrar dediğim gibi her şeyi kafanda sil ve at, sadece ortaya çıkan eserden zevk almaya bak. Kriterlere bağlı kalmadan. İşte bunu yaptığında bence daha yapıcı eleştirilerde bulunabilirsin.
Ek olarak Bruce Wayne’ e avukat olma yolunda gidiyor eleştirin çok dikkatimi çekti onu yanıtlamak istedim. Bildiğin gibi Batman dedektiflik yargıları çok yüksen bir karakterdir. Olay yeri incelemeden çıkarttıklarını düşüncek olursan anlarsın. Şu anda ki dizide anlatılan Bruce Wayne dedektiflik özelliklerini (tam olarak ne demem gerekli bu özelliğe bulamadığımdan böyle anlatıyorum) sürekli olarak geliştirmek de olan, lakin git gide fiziksel eğitimin şart olduğunu anlamaya başlayan bir çocuk. Yani Batman karakteriyle birebir uyuşmaktadır.
Başta dediğin gibi dedektiflik yönüne gidecekler gibi duruyordu. Sonradan çocuğu hesap kitaptan dolayı muhasebeci yaptılar. Neden fiziksel olarak kendisini geliştirsin ki, savaştığı şey sokak seviyesi suç değil, bildiğin örgüt kurma, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk falan. İşte bahsettiğim mite zarar verme, kendisiyle çelişme bu. Eğer dizinin sonunda Bruce Batman olmayacaksa dizinin isminin Gotham olmasını da anlamıyorum. CSI New Jersey değil bu sonuçta.
Bu arada bunlar tümüyle benim yorumlarım ha, beğenenleri yargılamıyorum ama eğer benim beğenmeme sebeplerimi eleştiriyorsanız karşısına tez de koymanızı bekliyorum. Saygılarımla..
Neden beğendiğimi tek tek açıklamıyacağım çünkü açıklamaya kalkarsam blog yazısından bir farkı kalmaz ki ben blog yazısı yazmıyorum sadece Bruce wayne üzerinden devam edicem tartışmaya istersen özelden ulaşırsan (facebook Altes Ertürk) tek tek çoğu tezinin yanlış olduğunu kanıtlarım.
Dedektifçilik nedir? İlk olarak buna ışık tutmamız lazım.
Dedetifler bir olay üzerinden yakaladığı bir ip ucunu en ince ayrıntısına kadar incelemekle mükelleftir. Eğer işin içinde yolsuzluk varsa, hesap kitap işine girerek her ayrıntısını incelemek zorundadır. Eğer yapmaya üşeniyorsa bunu güvendiği birine yaptırmak zorundadır. Çünkü o yolsuzlukdan dolayı ortada bir suç vardır.
İşin içine Bruce’yi kattığımız da olay daha da netleşiyor. Küçük bir çocukdan bahsediyoruz. Ne yapmasını bekliyordun? Spor salonuna gidip protein tozu alıp ilerdeki batman’i daha rahat temsil etmek için kas çalışmasını? Ufak bir çocukdan bahsediyoruz? Anne babasının ölümünü araştıran ufak bir çocuk. Eğer şu anki Bruce’dan memnun değilsen, beklentilerin gerçekçi değilmiş. Bir ip ucu yakalamış ve anne babasının katilini bulmak için elinden gelen her şeyi araştıran bir çocuğun, dedektifçilik den uzaklaştığını savunman saçma.
Gelelim güce ve kuvvete ihtiyacı olduğunu hissettiği yerlere. İlk olarak haksız yere bir arkadaşı tarafından dayak yediği olay. Sonrasında yumruk atarak durumu eşitlediğini ve adaletin yerine geldiğine inanıyor. Bence bu çok güzel bir şekilde işlenmiş. Aynı zaman da Alfred’in bıçaklanması araştırırken, Bıçaklayan adamı bulduğunu onu konuşturmak için inceden bir kaba kuvvet kullanmaya meyilli olması aşırı derecede gerçekçi. O anı tekrar izlerseniz fark edersiniz o sahnede normal soğukanlılığını Bruce inceden kaybediyor. Çok ince bir titremesi var. Bu da bana direkman haksızlık edenleri konuşturmak için gelecekte ki batman’in tutumunun oluşmasıdır.
Yani diyceğim şudur ki her karakteri direkman çizgi romanlardan okuduğun, filmlerden izlediğin gibi karşına çıkmasını beklemişin. Ama unutma ki bir insanın gelecek de nasıl biri olduğuna geçmiş de yaşadıkları yön verir. Ve dikkat edersen her karakterin bir patlama sınırı var. Daha bir çok kötü tam anlamıyla oluşmadı. Patlama sınırlarını aşmadılar. Eğer sağlam psikiyatrist bir arkadaşın varsa batman’le ilgilenen, onun fikirlerini de sorabilirsin. Benim fikirlerimden farklı bir şey söylüyceğini pek sanmam. Olaylara bakarsan da dizide anlatılanlar gelecek de ki karakterlerin geçmişlerine kusursuz bir şekilde ışık tutuyor. Dediğim profesyonel gözle baktığımdan pek hataya rastlamadım.
Sondan ikinci paragrafımın son cümlesi saçma olmuş. Orda demeye çalıştığım şuydu.
haksızlık edenleri konuşturmak için gelecekde ki batman in tutumunun oluşması ancak bu kadar iyi anlatılırdı.
Önce bu diziyi hayatında nereye koyduğunu bilmiyorum, psikologların görüşünü falan almaya gidecek kadar hiçbir diziyi önemsememiştim, ilginç geldi. Bunlar sonuçta eğlencelik tartışmalardır ve sonuçta yoruma açık şeyler, devam etmeden hatırlatayım dedim.
Ana konumuza gelirsek, yorumun boyunca dizideki Bruce’un aslında Batman’e ne kadar benzediğini anlatmaya uğraşıyorsun, sonra da beni çizgi romandaki Batman’le alakasız olduğunu söylediğim için mi eleştiriyorsun? Çelişkili olmuş.
Bruce’un fiziksel gelişimini senin söylediğin “fiziksel
gelişimin şart olduğunu anlayan çocuk” lafına karşılık “neden anlasın ki” olarak söyledim. Vücut geliştirmesini beklemiyorum, holding sahiplerinin değil sokak suçlularının peşinden gitmesi gerektiğini söylüyorum. Cat’le beraber sokakta ailesinin katilini bulmalıydı diyorum. Suçlu psikolojisini araştırmalıydı diyorum. Çok büyük bir beklenti değil bu, hemen yanında mantıklı bir örneği Cat var çünkü.
Dedektiflik kavramına gelirsek, cinayet masası dedektifi olarak bir cinayet olayında yolsuzluğa rastlarsan olayı mali işlere devredersin. Çünkü senin dedektiflik özelliklerinle mali işlerin dedektiflik özellikleri farklıdır. Onlar yolsuzluktan suçlu bulurlarsa yolsuzluktan yargılanır. Eğer sen aynı adamın cinayet işlediğini kanıtlarsan adam cinayetten yargılanır. Batman’in dedektif özellikleri de defterlerdeki hataları bulması değildir. Kriminoloji bilimindeki yetenekleridir. Bunu da yukarıda söylediğim gibi sokağa inerek (sonradan da dünyayı gezerek) kazanır.
Tekrar söylüyorum, dizinin baz aldığı temel çizgi roman. Birebir aynısını yapmaları gerektiğini söylemiyorum. Yaptıkları değişiklikleri baz aldıkları temeli yerinden oynattığı için beğenmedim. Batman Begins’de orijin hikayesinde büyük değişiklikler yaptı. Ama oradaki değişiklikler bahsettiğim Batman mitine zarar vermiyor, tersine katkıda bulunuyordu. En önemli sıkıntı bu işte.
Daha fazla uzatıp senin canını sıkmaya niyetim yok. Görüşlerine katılmıyorum ama saygı duyuyorum. Özelden tartışmayı tercih ettiğim bir dizi olamadı ne yazık ki Gotham. Sırf senin yorumun ilginç geldi diye (realist ressam şeysi) cevap vermek istemiştim gereksiz uzadığı görüşündeyim. Fikirlerini paylaştığın için de ayrıca teşekkür ederim.
Diziyi hayatımın bir yerine koymuyorum sadece dizide yanlış olmadığını inanasın diye bana inanmıyosan profesyonel birine sor dedim. Aynı zamanda dediğimde bir çelişki yok dikkatli okumanı tavsiye ediyorum son olarak da ortada bir cinayet var. Yolsuzlukdan dolayıda cinayet olsa olayı maliye dedktifine veremezler. Iki departman aynı anda ortaklaşa iş yaparak olayı cözmek zorundadırlar. Çünkü yolsuzlukdan dolayı yolsuzluğa itiraz edenler öldürülmüş. Ortada yolsuzluk olması cinayeti ortadan kaldırmıyor. Yani olayın cinayet masasından alınıp maliyeye verilmesi önerinde saçmalık.
İşin yolsuzluk kısmına mali şube bakar, sen cinayet kısmıyla devam edersin. Yani defterlerle değil olay yeriyle ilgili kanıtlarla ilgilenirsin. Ortak dava ama suçlamalar farklı departmandan gelir.
Aynen kardeşim yolsuzluk kısmını araştırması için Bruce Wayne Mali şubeye vermiliydi belgelerini. Mali kısmını Gotham Mali Şube yürütmeliydi. Bruce Wayne de sokağa çıkıp anne babasının katilini aramalıydı çocuk yaşta. Ve güçsüz olduğu için ararken öldürülüp Batman olmamalıydı. Çok mantıklı bir yaklaşım içersinde konuya böyle devam etmeni tavsiye ediyorum.
Hayır kardeşim, olur mu, Bruce’un mali işlerle uğraşmaya devam etmesi süper, diziye inanılmaz bir dinamizm katıyo, Batman zaten katiplik özellikleriyle öne çıkmış bir karakter, özellikle Batman Denetleme Yapıyor serisi en sevdiğim seriydi.
(Benim demeye çalıştığım şey senaryo baştan buraya gelmemeliydi, yaklaşımları yanlış. Ama sen sinirlendin o yüzden daha fazla uzatmıycam. Saygılar.)
T.K.’nın yorumuna yaptığım yorumda söylediğin herşeyi açıkladım zaten, aynı şeyleri yazdığın için onu okumadığını tahmin ediyorum. Ama senin yorumundaki orjinalliği takdir etmek için tekrar etmekten çekinmiyorum.
Senin örneğini biraz daha açarsak, şimdi bir sürrealist bir ressam realist bir resim yapmaya karar veriyor. Ama bunu yaparken sürrealist öğelere de yer veriyor, bunlar resimde sırıtıyor. Temaya hakim olmamasından dolayı realist öğeler de çok iyi olmuyor. Dolayısıyla ortaya ne realism olarak , ne de sürrealizm olarak tatmin eden bir iş ortaya çıkıyor. Ben de bunu eleştirince sabit fikirlilikle suçlanıyorum.
Neden katı tabularım olduğunu düşündüğünü bilmiyorum. Diziye ne kadar pozitif yaklaştığımı, beğenmeğe hazır olduğumu ama geneline baktığımda orataya çıkan sonucu beğenmediğimi söylüyorum. yani görüşüm baştakine kıyasla değişti. Sebepleri de yazıda.
Son paragrafınla ilgili olarak da, elbetteki bir diziyi beğenmem veya beğenmememle ilgili kriterlerim var, buna biz toplum olarak zevk diyoruz. Birşey izlerken herkesin zevkleri ve beklentileri olur. İzledikleri diziyi, filmi, okudukları kitabı buna göre yorumlarlar. Zevk meselesi diye bir tabir var, o buradan geliyo işte.
Ben de senin yorumunu şu açıdan eleştiricem, diziyi beğenmişsin ama neden diziyi beğendiğinle ilgili en ufak bir fikrim yok yorumundan sonra. Gönül isterdi ki, (sadece sana değil, beğendim diyen ve beni eleştiren herkese söylüyorum.) biri çıkıp “Tutku bey (resmiyeti severim), katılmıyorum yorumunuza. Bence dizinin gösterdiği şu şu yaklaşımlar çok başarılı olmuş. Özellikle hikayede şu şu öğeleri beğendim.” tarzı birşeyler yazsa da dizinin tek başarısının Batman’den bahsetmemek olduğunu düşündürtmesek. (Oyunculukların iyi olduğunun hakkını verdim zaten, farklı birşey mümkünse)
Bu bir Batman dizisi değil, hiçbir zaman olmadı ve hiçbir zaman da olmayacak. İyi ki de olmayacak ve bu yüzden de çok güzel..
DC’nin güçlü yanı her zaman villainları olmuştur, süper kahramanları değil.
Ve düşmanlara odaklanmış bir projeyi çok istiyordum, sonunda da yaptılar..
Bu dizi villian anlatıyor, orjinleri de çizgi romanlara bağlı kalmadan kendisi belirliyor ve bunu da çok güzel yapıyor..
Penguin, Nygma, Joker, Zsasz, Scarecrow,vs hepsi çok güzel işlendi ve hepsine güzel başlangıçlar atıldı..
Sabit ve kadrolu kötüler Penguin ve Riddler zaten ve dizi bu iki karakterin başlangıcını inanılmaz güzel anlatıyor, bayılarak izliyorum adeta..
Bruce, Gordon ve hatta çete liderleri benim için zerre önemli değil, çünkü hepsi villianları anlatabilmek için dizide yer alan öğeler..
Parlamıyorlar ama rahatsız da etmiyorlar..
Bunun bir Batman dizisi olmadığı kabul edilirse, orjinlere bağlı olmak gibi bir derdi olmadığı kabul edilirse ve salt villain dizisi olarak görülürse (ki öyle) dizi on numara bir sezon yaptı, durum budur..