Bakın yapmam gereken bir itiraf var. Ben hayatımda bir Gran Turismo oyununu tek seferde otuz dakikadan fazla oynamış bir insan değilim. Gerçekten. Bunun sebebini de beyan etmekten kaçınmıyorum: beceremiyorum arkadaş. Ailemizde hiç arabası olan bir insan olamadı; sülalecek toplu taşıma kullanıcıları olduk; o yüzden ne kaç beygirdir, cc nedir, çekiş gücü nereyi çeker de bilmem. Bunları baya sağlam bir şekilde simüle eden Gran Turismo’yu da o yüzden hiç anlamam. Ama bu şu fikri oluşturmama engel değil: Gran Turismo tüm oyunlar arasında filmi yapılması gereken belki de en son şey.
Yani Allah rızası için Sony bünyesinde kim bunu akıl etti, kim bu projeye yeşil ışık yaktı bilmiyorum; fakat baya baya bir yönetmen bulunmuş. 1974 doğumlu, görece genç yönetmen Joseph Kosinski henüz çıkış tarihi belli olmayan Gran Turismo için imza atmış anladığımız kadarıyla. Kosisnki’nin mazisinde sadece iki film var; bunlarda 2010 tarihli Tron: Legacy ve ondan üç sene sonra vizyona giren Oblivion.
Kosinski, Slashfilm’de okuduğumuza göre başrolünde Brad Pitt ya da Tom Cruise olması beklenen bir başka yarış filmini çekmek üzereymiş Sony ile anlaşmadan önce. Film Go Like Hell: Ford, Ferrari, and Their Battle for Speed and Glory at Le Mans isimli kitabı uyarlayacakmış, fakat görünen o ki Sony kapıyı çalınca proje iptal olmuş ve Kosinski buraya yoğunlaşmış. Kitabın yeni filmd etkisi olabilir mi? Tabii ki. Zira ortada bir hikaye olacaksa, buna etki yapacak bir şey olması gerek; bunun da oyunun kendisi olmayacağı çok aşikar.
Zira oyunun kendisinin bir hikayesi yok. Yani gerçekten, geçen senelerde Need for Speed’in filmini yaptılar ama NFS’in en azından kabaca bir teması olagelmişti hep. Üstelik pek çok oyununun baya başı sonu belli hikayeleri de vardı. Gran Turismo? Gran Turismo’nun filmini yapmak PES’i uyarlamak gibi bir şey. Zaten sporun kendisini konu alıyor bu yani, nedir? Hoş gerçi sorgulamaya gerek yok. Olan şey şu, Sony Fast & Furious‘ın domine ettiği yarış filmleri piyasasından ekmek koparmak istiyor. Bir yarış filmi yapacaklar, fakat en azından belirli bir kesmin ilgisini çekmek için, biraz da monte edilmiş pazarlama yapmak için ünlü bir isim kullanmak istemişler; ellerindeki en ünlü yarış fikri mülküne yönelmişler. Olay yüzde doksan dokuz bu. Yani gerçekten, ne acayip acayip kararlar bunlar ya…
2 Comments
PES’in filmi :)) Goal diye bi film vardı ama.. 🙂
Katılıyorum. Need for Speed’in the Run, Undercover falan, konulu oyunları vardı, ona rağmen kötü bir filmdi. Bu filmin hiç şansı olduğunu düşünmüyorum. Fast and Furious bile baymışken, belki de bu türde yapılabilecek hemen hemen herşeyi yapmışken (adamlar uçaktan paraşütle araba falan indiriyolardı), kadro konusunda bu kadar çoşmuşken, çakmasını kimsenin ipleyeceğini düşünmüyorum.
Bide Clint Eastwood’un Gran Torino diye filmi vardı, onu bu oyunun filmi zannetmiştim, fragmanını izlediğimde yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam.
Fast & Furious’tan oluşacak boşluğu doldurmaya çalışmak? Yok ya, ben bile inanmadım..