Avatar için Netflix’in kolları sıvadığını, live-action bir dizi çekmeye çalıştıklarını duyduğumuzdan büyük bir heyecanla beklediğimiz tek bir şey vardı. Arada ufacık haberler geliyordu, araya pandemi giriyordu, yine de önümüzde daha uzun bir yol olduğunu bildiğimiz halde bekliyorduk. Yaratıcıları Instagram’dan açıklama yapıyordu, “Bakın küresel bir salgın var, yavaş yavaş ama sağlam sağlam ilerliyoruz, merak etmeyin,” diyordu. Biz de rahat bir nefes alıyorduk. Aklımızın bir köşesinde ilgiyle beklediğimiz bir şey vardı.

Ama sonra bir açıklama daha geldi Bryan Konietzko’dan. “Netflix’le yolları ayırdık.” dedi. Artık diziyi aynı heyecanla bekliyor muyuz bilmiyoruz.

Baştan alalım. Birkaç ay önce yine Bryan Konietzko, Instagram’dan hikâyeler paylaştı, henüz pre-prodüksiyon aşamasında olduklarını, dizinin çıkış tarihin sarkacağını, insanların virüse dikkat etmesini ve bu dönemde önemli olan şeylere odaklanmalarını söyledi. Bu şaşırılacak bir şey değildi, dizinin ertelenmesi ya da yapım sürecinin uzaması çok tahmin edilemez değildi, o dönem de teker teker erteleme haberleri düşüyordu kucağımıza. “Olsun” dedik, sonuçta öyle ya da böyle gelecekti o dizi, ağırdan almaları ve yaratıcıların fikirlerini önemsemeleri yeterince müthişti yani. Konietzko arada sevdiğimiz karakterlerin çizimlerini yapıp bazı vakıflar için bağış topluyordu, hayran topluluğundan seçtikleri fan-artları paylaşıyorlardı, önümüzde de live-action dizi vardı. O günden bugüne ne değişti bilmiyoruz ama şimdi şu açıklama ile baş başayız.

Bir kere açıklama çok yumuşak. Sert bir ayrılık mıydı bilemiyoruz ama hiç suçlayıcı bir tavır yok açıklamada. Bir de Michael Dante DiMartino’nun açıklamalarını okuyun gidip, orada da sert bir tavır yok. Ama hazirandan bu yana işle ilişiklerinin kesik olduğunu söylemiş. Hem de 2018’den bu yana, yani iki yıldır çalışmalarına rağmen bıraktıklarına göre sebepleri var adamların. Konietzko hayatındaki en zor ama en doğru kararın bu olduğunu söylemiş. Nasıl bir cümle bu duyuyor musunuz? Adamları bıktırmışlar demek bu cümle. Evet, sert bir cümle bile yok ama yine de ağır şeyler söylüyor ikisi de. Netflix iki yaratıcının fikirlerine sadık kalacağını açık açık söylemişti, muhtemelen kimse filmdeki gibi bir facia istemiyordu çünkü. Ama şimdi bu adamlar diyor ki “Mümkün olduğunca uyum sağlamaya, yumuşak başlı olmaya hatta Hava Gezginleri gibi davranmaya çalıştım, yine olmadı.”

DiMartino diyor ki “Iroh Amca’ya sordum, Stoacı filozoflar ne düşünürdü diye kafa patlattım, en sonunda bu diziyi değil ama ancak alacağım tavrı yönetebileceğimi farkettim. Belki diziyi sever, izlemekten keyif alırısınız ama asla benim ve Konietzko’nun ekranda görmek istediği şey bu değildi.” Benim ağzım açık kaldı doğrusu. En fazla ne kadar ayrı fikirlere sahip olabilirler diyorum, aklıma bir şey gelmiyor. Daha pre-prodüksion aşamasındaydılar. O zaman sorun ne? Senaryo mu? Cast mı? Diziyi white-wash filan mı ettiler, ne oldu? Ateş bükücüler ellerinden ateş çıkaramadıkları için meşale mi taşıyorlar yanlarında, nedir? (Bu arada evet, filmde öyleydi.) Yaratıcıları kalbi hikâyeden tam olarak neyi çıkarınca bu kadar kırılıyor? Bir de önemli bir soru, biz bunu ne zaman anlayabileceğiz, ne zaman çıkacak bu dizi?

Hemen karalar da bağlamayalım, dizi asla film kadar kötü olamaz. Olmamalı, o filmi yapmak özel bir çabanın sonucuydu, diyorum, başka da açıklama getiremiyorum ne olanlara ne de olacaklara. Evet, filmde yine iki yaratıcıyı da yapımdan dışlamışlardı, doğru. Ama dizide durum farklı, iki yıllık tasarı hâlâ Netflix’te duruyor, eğer her şeyi çöpe atmazlarsa en azından. Umarım bembeyaz bir Katara, Hint bir Zuko görmeyiz diyorum ben. Önlerinde halihazırda bir dizi varken işleri batırmak bu kadar kolay olmamalı. Değil mi?

Ha, tabii bir de Leigh Bardugo’nun DiMartino ve Konietzko’yu destekleyen yorumları var. Kendisi Grisha serisinin ve Kargalar Meclisi ikilemesinin yazarı ve onun kitapları da bir Netflix dizisine uyarlanacak. Bir iki yıl içerisinde onun da Netflix ile ters düştüğünü görmeyelim sakın?

Sıra sizde. Netflix’in yaratıcılarla ne alıp vermediği var? Dizi sizce yine de güzel olacak mı, yoksa yeni bir M. Night Shyamalan vakası ile mi karşı karşıya kalacağız?

Author

İstanbul'da yaşıyor, buraya yazacak havalı bir şey de bulamadı. @charles_bourbaki

1 Comment

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.