Bazı oyunları oynadığımızda o oyunu yapan stüdyonun, hele de indie bir stüdyo ise, bir şeyler başaracağına dair ister istemez bir güven oluşuyor içimizde. Şurada bahsettiğimiz Hades’i oynadıktan sonra da Supergiant Games için aynı şekilde hissettim ben de. Aynı stüdyonun 2011 yılında çıkan ilk oyunu Bastion, beni hazırlıksız yakaladı.

İlk Kayıt Noktası, oyun seçmek için fazla zamanı, oyun satın almak için fazla parası, hem fazla zamanı hem de fazla parası olmayanlar ya da her ikisine de bol bol sahip olup, “oyun almadan önce bir de sizden dinleyelim” diyenler için yaptırılmış bir inceleme hayratıdır. Oyunların incelemeleri kesinlikle objektif değildir. İlk birkaç dakikadan spoilerlar içerebilir.

Özet Geç

“The Calamity” denen bir felaket sonrası mahvolmuş bir dünyanın temellerini yeniden atmaya çalışan, yalnızca basit bir şekilde “The Kid” şeklinde çağrılan bir başkarakteri takip ediyoruz. Bu yolda The Kid’e önüne çıkan canavarları aşmasında yardımcı oluyor, onu yönlendiriyoruz.

Ne Kadar Uzun?

Oyunun süresi aslında sizin yapacağınız bir seçime bağlı. Dört saatte de bitirebilirsiniz, yetmiş saat de gömebilirsiniz. Spoiler vermeden dahasını söylemeyeceğim, seçim sizin.

Neyi Seven Bunu da Sever?

İzometrik kamera kullanımı olan, oyunlarda görselliğe önem veren ve sürekli bir yerleri kırıp dökebileceği kaotik oyunları sevenlerin Bastion’ı da seveceğini düşünüyorum. Bunun yanında, duygusal hikâyeler takip etmeyi ve yaratık keserken arkadan tüylerinizi diken diken eden güzel müzikler duymayı seviyorsanız da bir şans verin. Özetle Hades’i seven, Bastion’ı da sever.

Neyi Beklemeyin?

Bomboş bir aksiyon beklemeyin. Zira Bastion kalbinizi kırabilir, doğaldır. Benim kalbimi birkaç yerinden çıtlattı mesela. Bunun yanında Bastion, Supergiant Games’in ilk oyunu. Dolayısıyla bu oyunu Hades gibi daha fazla tecrübe edindikten sonra yaptıkları oyunlarla kıyaslamak bana pek adil gelmiyor lakin birçoğumuz Bastion’dan önce Hades’i tecrübe ettiği ve birkaç cümle önce Hades’i sevenlerin bu oyunu da seveceğini düşündüğümü söylediğim için şunu söyleyip bu kıyaslamayı tek cümlede sona erdireceğim: Hades kadar zor bir oyun beklemeyin.

Oyunda hayvan sevme var mı?*

Çok üzücü fakat hayır, yok. (En azından bir kedi sevebilirdik. En azından bir kedi sevmeliydik!)

Biraz Daha Detay ve Yorum?

Bastion hakkında sevdiğim çok şey var. Nereden başlasam bilemediğim için bu yazıya birkaç dakikadır boş boş baktığımı itiraf etmeliyim ama artık bir yerden bahsetmeye başlasam iyi olacak gibi. Hadi, dünyasından başlayalım.

Ben renk kullanımına önem veren yapımlara bayılırım. Cafcaflı ve renkli dünyalardan da dolayısıyla eşit derecede parlak bir hikâye beklerim, oldu da bir noktada renkler solarsa da o hikâyenin yokuş aşağı gittiğine delalettir diye yorumlarım. Bu oyunda çok kullanılan bir mevzu bu da. Işıltılı dünya, güzelliğiyle sizi kendine çekiyor ve bağlıyor. Kaldı ki Bastion’u sıfırdan inşa eden de sizsiniz, yani emek verdiğiniz bu güzel manzaraya bağlanmamak elde değil. Dolayısıyla oyun sizin üzerinde çaba harcadığınız bu dünyanın varlığını tehdit ettiğinde duygularınız inciniyor ve tepki gösteriyorsunuz. Bu harika bir şey. Bastion oynarken oyuna kapılmak ya da işte “immersion” içinde hissetmek çok kolay.

Buna karakterler ve anlatıcının sesi de eşlik ediyor. Oyunlarda çok sevdiğimiz bir teknik olan “vur, kır, parçala” tekniğini kullanıyorken kulaklığınızdan bir ses duyabilirsiniz mesela: “Çocuk sinirden sağa sola vurmaya başladı.” Oyunun anlatıcısı, sizinle konuşuyor! Oyunda iki silah seçtiniz ya mesela, birisi yay birisi de kılıç olsun. Oyun, seçtiğiniz bu iki silahı yorumluyor. Yayın yanında kılıç almış olmanızla ilgili bir çift laf söylüyor. Ya da kenardan düştünüz mesela, dış ses geliyor, buna da burnunu sokuyor, yorum yapıyor. Buna benzer küçük, minik detaylar oyunun içine girmek konusunda çok yardımcı oluyor. Dolayısıyla silah seçmek, kenardan düşmek, sağı solu parçalamak bile çok daha keyifli bir tecrübe haline geliyor.

Oyun bize bazı noktalarda seçim şansı sunuyor ve bu seçimler gerçekten insanı sorgulamaya iten seçimler oluyor. Oyunun sonu da dahil olmak üzere birçok yerde arkadaşlarımdan destek aldığımı, seçimlerimin artılarını eksilerini konuştuğumu biliyorum.

Darren Korb’un müzikleri üzerine bir şeyler söylemeli miyim? Sanırım sitede yazdığımız onlarca müzik yazısından sonra artık Supergiant Games oyunlarının müziklerini yapan Darren Korb üzerine bir şeyler söylemeye başlamamız gerek. Şimdi değilse ne zaman?

Arkadaşlar, Bastion’ın müzikleri mükemmel. Oyunu oynamayı hiç düşünmüyorsanız bile Build That Wall ve The Pantheon’u dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Setting Sail, Coming Home diye bir şarkı da var ki, of yani! Art arda o kadar çok kez dinledim ki artık kafamda kocaman bir Darren Korb kütüphanesi var.

Parasına değer mi?

En kısa haliyle dört saat civarı bir oyun için yirmi beş lira vermeyi göze alıyorsanız değeceğini itiraf etmeliyim fakat bence indirimi bekleyin. Çünkü Steam indirimlerinde 3,75 gibi efsane bir fiyata bu oyunu elde etme şansınız oluyor. 3,75’e değer mi diye soracaksanız da lütfen yani, yıl olmuş 2021, üç liraya güzel oyun bulabilmek kolay değil!

Sonuç ve Puan: 9/10

Bastion, vurdulu kırdılı bir aksiyon oyunu olarak beklentimi karşılamakla kalmadı, üzerime bir ton da hayatı sorgulama, karakterler ve mekanlarla kurulmuş duygusal bağlar ve gözyaşı fırlattı. Bir puanı nazar boncuğu olarak kırdım demek isterdim fakat maalesef ki bende muhtemelen seçtiğim son sebebiyle oyun, hikâyesini bir kez daha oynama isteği yaratmadı. Fakat belli ki oyunun tasarımı, oyunu en azından iki defa baştan sona dönmek üzerine yapılmış. Ben seçtiğim sondan mutsuz değilim zira tatmin olarak bitirdim oyunu. Sadece belirtmekte fayda olduğunu düşündüğüm bir mevzu, o kadar. Bastion’a dört saatte veda edebilirsiniz yani.

Eh, böylelikle ben de ağlayarak Build That Wall dinlemeye gidiyorum şimdi, görüşmek üzere!

*=Twitter, Can You Pet The Dog?

Author

İlk Kayıt Noktası, oyun seçmek için fazla zamanı, oyun satın almak için fazla parası, hem fazla zamanı hem de fazla parası olmayanlar ya da her ikisine de bol bol sahip olup, "oyun almadan önce bir de sizden dinleyelim" diyenler için yaptırılmış bir inceleme hayratıdır. Oyunların incelemeleri kesinlikle objektif değildir. İlk birkaç dakikadan spoilerlar içerebilir.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.