2015’te görüp görebileceğimiz son Marvel Cinematic Universe‘te geçen iş olan Jessica Jones, en sonunda çıktı. Biz de, Daredevil’a yaptığımız gibi; yine bölümleri tek tek inceliyor; ardından birkaçını beraber bir yazıya dönüştürüyoruz. Bu gördüğünüz, yazıların birlikte anlamlı bir kısa özet oluşturması için tasarlanmış ilk paragrafları. Sırf burayı okuyarak, genel kanaatimizi çözebilirsiniz. Daha detaylı yorumlar, easter egg tespitleri ve analizler arıyorsanız, maddelerdeki linklere tıklayın. Yazılar spoiler’sızdır!
İlk üç bölümün incelemeleri için, şuraya tıklayın.
Dördüncü, beşinci ve altıncı bölümün incelemeleri için, şuraya tıklayın.
7. Yedinci Bölüm: Mosmor Aşklar ve Köpekler
Jessica Jones’un yedinci bölümü Top Shelf Perverts, normal bir altıncı bölüm aslında. Aşağı yukarı izlediğimiz tüm Netflix dizilerinde tanık olduğumuz tempoyu yakalamayı başarıyor dizi. Efektif olarak dizinin ortası olduğunu düşündüğümüzde, bu sıradışı bir mevzu değil. Ama işte, bir yandan da dizinin kafa karışıklığı iyice ayyuka çıkmaya da başlıyor. Zira bu tempo, burada olması gerekiyor; ama dizide başından beri var. Ve o tempoyla birlikte, yan konular da aktığı için; onlar da esas mevzuya geçmemiz gereken bu dakikalarda zaman işgal etmeye devam ediyorlar. Ortaya da bir çorba çıkıyor böylece.
8. Sekizinci Bölüm: Doğru Sonuçtan Gidiş Kötü Diye Puan Kıran Hoca Gibiyim
“Demek ki gelmek istedikleri nokta buymuş” diyorsunuz içinizden. Sekizinci bölüm de bunu dedirtiyor. O çorba biraz netleşiyor. Dibi gözüküyor. Baştan itibaren; tüm o strüktürel problemlerin göbeğinden çıkıp gelmek istedikleri nokta buymuş. Jessica ve Kilgrave arasında yaşanan, kompleks bir ilişki. İzleyiciyi kendisini –istemese de– vahşi ve sapkın bir adamla empati kurarken bulmaya zorlamak. Çalkantısı bol ve girift bir ikili münasebet anlatmak. Bu iyi, hoş. Ama gidişat kötü olunca, kafanızda bazı soruları da bırakmış oluyor.
9. Dokuzuncu Bölüm: Çalkalandık, Dalgalandık, Sallandık Ama Durulduk
Söylemem gerek. Jessica Jones’un piramidini inşa ederken attığı adımlar sallantılı. Gittiği yol sakat. Çok da aklıselim bir şekilde ulaşmıyor amacına. Ortada bir çorba var ve sekizinci bölümden sonra netleşen bu çorba, dokuzuncu bölümde iyice keyif vermeye başlıyor. Dedik ya, girift bir hikaye var ortada, ikili ilişki içerisinde gelmek istedikleri yer ilginç diye? İşte dizi, orada ferahlamaya, gerçekten de sizi çekmeye başlıyor. Yani ilk sekiz – dokuz bölümü biraz kalite açısından karışık olan dizi; dokuzuncu bölümle iyi oluyor. Bir diğer deyişle, Daredevil’ın tam tersi.