Rogue One’da Michael Giacchino’nun işi, ne kadar zordu takdir edebiliyor musunuz? Giacchino, tarihin en müziğiyle ünlü serilerinden bir tanesini besteleme görevini, bizzat o müziği ünlü eden bestekardan devraldı. Dahası, tekrar tekrar çekilmiş bir filme baştan ikinci müziği yazmakla görevliydi, dahası, kendisi John Williams olmayan ilk büyük ekran Star Wars bestekarı olmakla yükümlüydü. Han Solo filmi gelince, bu değişecektir belki, ama şimdilik, skorbord şöyle yazıyor: John Williams 7, Michael Giacchino 1.
Giacchino gayet çiçek bir iş çıkarmış, ancak elbette, kimse bir Williams olamaz. John Williams’ın kariyeri buna engel zaten. Amerikalı müzisyen, sinema tarihinin en unutulmaz isimlerinden biri, ve hepimiz, onun bestelerini yaptığı onlarca filmi ayıla bayıla izledik, müziklerini sabahlara kadar döndürdük. Yani hangimiz Star Wars başlayıp da, sinema salonuna bangır bangır o melodi girince kendimizi ayrı bir hoş hissetmedik? Mesela bir örnek vereyim mi bunu tecrübe etmemiş olan birine? Veriyorum, alın, John Williams.
“Star Wars fiilmlerini hiç izlemedim, ve bu tamamen doğru. Bir filmle işim bittiği zaman, zaten onunla bir süredir yaşıyor oluyorum, üzerine müzik atıyoruz, kayıt alıyoruz… Stüdyodan çıkıyorsun, ve ‘aha, bitti’ diyorsun. Benim sinema salonuna gidip ona bakma gibi bir dürtüm olmuyor. Belki insanlar bunu garip buluyordur, ama ben müziklerimin kayıtlarını da çok, çok nadiren dinliyorum.”
Başlıktaki kinayeye bakmayın, Williams çok acayip bir şeymiş gibi anlatıyor ama zaten yaratıcılar kendi yarattıkları şeylere bakamazlar genelde. John Lennon’da bir röportajında “radyoda Lucy in the Sky with Diamonds çalınca her tarafını değiştirmek istiyorum” demişti. Kalmış ki, Williams zaten filmin üzerine müzik yaparken defalarca sahneleri döndür babam döndür izliyor. Ben de olsam ben de izlemem. Ha, adamın hayatta “sinemada John Williams bestesi dinlemek” gibi bir keyfi eksik, o da çok yazık, orası ayrı…