Şu yazıyı tamamlamak için kaç kez yazıp sildim bilseniz şaşırırsınız geek okurlar. Ancak (Affleck=Deathstroke’tan sonra) fazlasının zararlı olduğunu düşünmeye başladığım teori üretme çabası yabancı forumları o kadar sarmalamıştı ki ne zaman yazının sonlarına gelirken bir ortam kontrolü yapayım desem tüm yazının şeklini değiştirmem gereken bir teoriye rastladım. Bu kadar sil baştan başlamak gerek bazen tribine girip çıktıktan sonra yine kürkçü dükkanı-tilki ilişkisindeki gibi tüm o hayalperest teorileri kenara koyup yazının taslağındaki 3 ihtimale dönüş yaptım.
Kıdemli geekler bilir: Bir geekin topu topu 365 gün süren bir sene içinde kafa yorması gereken çok şey karşısına çıkar. Ancak her şeyin arasında yılın belli dönemlerinde tüm dikkatimizi yönelttiğimiz şeyler vardır. Mesela Mayıs’lar Marvel aylarıdır, Aralık’ta Steam‘den indirim beklenir. Çoğu geek/yeryüzünde yaşayıp interneti olan insan için de Nisan ayı, Game of Thrones demek bu yüzden.
Aslında Game of Thrones’u sadece yayın aylarıyla sınırlamak ayıp olur. HBO bizi yıl boyunca kendi dizisinin mitolojisine bağlamayı çok iyi başarıyor. Nisandan hazirana bölümleriyle, yaz boyu sezon finallerindeki şoku ve teorileriyle beynimizi ele geçiren dizi tam oh çekip Westeros’tan Dünya’ya dönecekken güz aylarında cast haberlerini, sezon başlayana kadar da reklamları dayıyor kapımıza.
Bu yıl ise nedense Game of Thrones daha bir sakin yaklaşıyor gündemimize. Sebebi ortada çok fazla gizem olması mıdır yoksa kitaplardan kopuşla beraber kendi yollarını belli etmek istememeleri midir bilinmez. Ancak ocağın ortasına geldik ve elimizde bir poster, bir bomboş teaser bir de yeni yayınlanan karamsar sancak teasleri dışında bir şey yok. Göze az görünse de aslında her biri küçümsenmeyecek birer değere sahip. Malumunuz Westeros’un Karaoğlan’ı Jon Snow geçtiğimiz sezon finalinde haince bıçaklanarak, böğrü deşilerek öldürüldü.
O tek afiş de Jon Snow’un kanlı suretinden ibaret. E, biz böyle ölümlere GoT’da alışkınız zaten. Alışkınız alışkın olmasına da bir düşünün bakalım; GoT hangi karakterinin ölümünü sonraki sezon promosyonu için bu kadar önemli -hatta tek- konu haline getirdi? Ben size söyleyeyim; ilk kurban Ned Reis hariç hiçbirini. Ben de bu yönelmeden güç alarak oturdum ve Jon Snow’un hakkı rahmeti hakkında 4 aklıselim teoriyi size açıklamaya giriştim.
Bu sonuçlardan tek tek bahsetmeden önce bilmeniz gerekenler hakkında bir kaç kelam edeyim. Game of Thrones dizisinin uyarlandığı Buz ve Ateşin Şarkısı serisini (2 defa) okumuş, seriyi en sevdiği -evet, Yüzüklerin Efendisi’nden bile fazla– kitap serisi ilan eden, wikilerde forumlarda saatlerini harcayan biri olarak tecrübemi konuşturuyorum: Bu sefer işler farklı işleyecek arkadaşlar. Bana kalırsa geçen sezon ki ölüme yas tutup geçemeyeceğiz.
Buz ve Ateşin Şarkısı’nı koca bir çark mekanizması olarak tanımlamak mümkün. Kısa vadede fark etmek zor olsa da birkaç adım geri gidip tüm kitapları süzdüğünüzde Westeros’un bir köşesinde hareket eden küçük bir çarkın Esos’taki devasa bir çarkı döndürecek hareketi başlattığını görebilirsiniz. Serinin yazarı George R. R. Martin yeni bir hadise patlatmadan önce elindeki karakterleri öyle bir pozisyona getiriyor ki kopan hadiseden herkes etkilenebilsin. Kısacası Martin Dede hiçbir şeyi boşuna yapmıyor. Çehov’un tüfeğini patır patır ateşliyor.
Kitaplarda şimdilik pek paslanmadan çalışan bu çark mekanizması aynı performans ve incelik gösterilemese de yansımalarını dizide hissettiriyor. Bu yansıma en net ölüm olaylarında netleşiyor. Örnek vermek gerekirse; Ned Stark’ın ölümü koca savaşların, rezil entrikaların fitilini ateşlerken, Robb Stark’ın ölümü ana savaşı bir sonuca bağlayıp iktidardaki Aslan’ın kuvvetini pekiştirdi. Bu da Westeros’u farklı bir yapılanmaya sokup, halktan soyluya tüm insanların yaşam biçimini değiştirdi. Büyük Aslan, Tywin Lannester’ın ölümü ise yarattığı otorite boşluğuyla daha sıvası atılmayan yapılanmayı çökertip Westeros’ta ciddi bir enkaza yol açtı.
İşte tek bir karakterin ölümü için bunca kafa yormamın sebepleri bunlar. Jon Snow kuzeyin kilit noktası Sur’un kumandanı seçilmesiyle, Kral Baratheon’un kendisiyle kurduğu yakınlıkla, yabaniler üzerindeki etkisiyle en az yukarıda saydığım karakterler kadar büyük bir çark haline geldi. Serinin ismindeki Buz’u temsil ettiği düşünülen adam defalarca bıçaklanınca çark bütün haşmetiyle dönmeye başladı. Bunun üzerine bizim de teori çarklarımız döndü. Aslında her teori Jon’un ölümünde mutabık. Ama ölüm o dünyada geri döndürülemez bir şey değil. İşte Jon Snow’un akıbeti hakkında 3 teori ve olabilirlikleri
İlk İhtimal: HELVALAR HAZIRLANSIN! JON SNOW ÖLDÜ VE GERİ DÖNMEYECEK:
Bu ihtimal aramızda bulunan realistler için ideal olanı sanırım. Game of Thrones bize çokça şok ölüm yaşattı. Hepsi de geri dönülemezdi. Bu neden bir istisna olsun ki? Sonuçta yukarıda bahsettiğim ölümler o kadar büyük etki yarattıysa Lord Kumandan Jon Snow’un ölümü de sadece bu haliyle yeterli etkiyi yaratır. Sur olabildiğince yozlaşır, yabanıllardan kaçamayanlar katledilir, kaçanlar da Kuzey topraklarına yeni bir dert olarak serimizde yerini alır.
Tahminen Jon’un ölümünü hissedecek ve uçmayı öğrenecek(!) wargımız Bran hayallerimizdeki güce ulaşırsa ilk hedefini zaten yakınında olan Sur olarak belirleyecek. Tüm bunların sonucunda bu ölüm Ötekiler için piyangodan farksız olacak ve kopması beklenen Uzun Gece Savaşı’nda (Ötekiler ve dünyanın geri kalanı arasındaki savaş) bir avantaja daha sahip olacaklar. Böyle bakınca yeterince tatmin edici etkiler. Ama Uzun Gece Savaşı’na kadar geçecek zamanda yukarıda örneklerini verdiğim kadar çok çark oynatıyor mu derseniz hayır derim.
İkinci İhtimal: JON SNOW ÖLDÜ VE BİR AK GEZENE DÖNÜŞECEK
Bu da epik hayaller kurmayı sevenler için favori teori olur tabii ki. Çok da mantıklı bir yandan. Bu adam ölmeden hemen önceki hadisede Mareşal Ak Gezen, Sur arkası delegesi, Gece Kralı bizim çocuğa. “Bak bak kudretime bak. Ya benimsin ya kara toprağın.” bakışı atmadı mı? Onlarca bıçak darbesinin sonunda da kamera Jon’un gözüne yaklaşırken hepimiz o kara gözlerin bir anda buz mavisine dönüşmesi ihtimalini düşünmedik mi? E, alınması gereken bir intikam için ideal olan da bu. Üstelik kitaplarda bu dönüşümün bir örneği de var: Cold Hand.
Buyrun senaryo da şöyle: Jon Snow bir Ak Gezen olur. Sur’dan köpeği Hayalet’i de alıp, kuzeye gider. Yabanıllara yaptığı gibi bir süre Ak Gezen tayfasıyla takılır. Beraber Sur çıkışında kız keserler, misket oynarlar. Böyle olmazsa bile zaten Sur’un arkasını mesken edinmiş Bran’e sığınıp şifa dilenir. Şahin Bey gibi özrüyle dövüşmeyi öğrenir. İşler kızışmaya başlayınca da Jon eline bir obsidyen kılıç alıp çılgın gibi, intikamcı gibi, Ezio gibi bir şey olur. O ötekilerin anasını dayısını… Kestik! Kestik! Bir dakika dostlar bu da Game of Thrones için fazla epik olmadı mı? Yani ben de çok heyecanlandım, kabul. Ama sindirilmesi zor olur sanki. Neyse heves kırmayalım. Bu teori kenarda bir dursun.