Ülkemizde geeklik yükselen bir trend. Hala azınlık olarak kalmış olsak da, en azından hatırı sayılır bir kitle haline geldik diye düşünüyorum. Ama ne yazık ki, her şeyde olduğumuz gibi bu konuda da işin üreten değil tüketen tarafındayız hala. Evet Avengers’ın galasında kuyruk oluyoruz ama bu kültüre kendi tarzında katkı yapma konusunda hala başlangıç aşamasında bile sayılmayız. Bir elin parmaklarını geçmeyen kaliteli eserler dışında sırf ticari kaygıyla yapılan hiç olmamış işler var genelde.
Bu noktada bayrağı bence en iyi karikatür dergileri taşıyor. Geek aleminin temalarını memleketimize başarıyla adapte etmeleri dışında (Kylo Ren – Erdoğan yakıştırması gibi), o ruha sahip ve tümüyle bizden eserler de (Hilal gibi mesela) ortaya koyabiliyorlar. Şimdiye kadar bu eserler hep kendi mecralarında kalmış, o sayfaların dışına pek çıkamamışlardı. Ama 5 Şubat’ta oldukça farklı bir deneme beyaz perdeyi süslemeye hazırlanıyor: Kötü Kedi Şerafettin.
Bilmeyenler için karakterle ilgili kısa bir özet yapmaya çalışayım. Kötü Kedi Şerafettin (samimi olanlar için Şero) şahsına münhasır karikatüristlerimizden Bülent Üstün tarafından yaratılan konuşan bir kedi. Konuşan Kedi deyince aklınıza Hitchcliff ya da Garfield gelmesin. Bizden bir kediden bahsediyoruz. Cihangir’de yaşayan, şarabını rakısını eksik etmeyen, küfür eden, tüküren, kavga eden bir kedi bu. (e.n.: “biz” böyle miyiz lan?) En yakın arkadaşları Martı Rıfkı, Fare Rıza ve bir diğer sokak kedisi Cemil ile mangal yapan bir kedi Şerafettin. Büstün’ün 1996’da kaybettiği kedisinden ilham alarak yarattığı bu karakter pek çok zayıf mizacı zorlayacak hikayelere sahiptir yani.
İşte bu karakter şimdi yetişkinler için (13 yaş ve üstü olarak sınıflandırılmış) bir animasyon filmiyle sinemada kendine yer arıyor. Fragmanında gördüğümüz kadarıyla animasyon konusunda ülkemizin önemli markalarından Anima İstanbul oldukça başarılı bir iş çıkartmış. Özellikle Cihangir’i çok başarılı bir şekilde aktardıklarını söyleyebiliriz. Karakter animasyonları da oldukça güzel görünüyor. Yabancı animasyonların en güçlü noktası olan seslendirme kadrosu açısından da filmimiz yine elini korkak alıştırmamış. Uğur Yücel (Şerafettin), Demet Evgar (Misket), Güven Kıraç (Fare Rıza), Okan Yalabık (Çizer & Adnan), Gökçe Özyol (Martı Rıfkı), Ayşen Gruda (Ev sahibi Hasene), Cezmi Baskın (Bakkal Şemistan), Yekta Kopan (Cemil) ve Ahmet Mümtaz Taylan (Tonguç) gibi büyük isimlerin tercih edilmesi filme gitme isteğimizi bir kat arttırıyor.
Filmin hikayesine gelirsek. Kötü Kedi Şerafettin, kankaları Martı Rıfkı ve Fare Rıza ile birlikte mangal için hazırlık yapmaktadırlar. Ancak aynı gün içinde Şero’nun başına gelmeyen kalmaz. Önce babası Tonguç tarafından evden kovulur, sonra gözüne kestirdiği manitanın ölümüne sebep olur, yetmezmiş gibi düşmanlarının saldırısına uğrar, hayatı boyunca belki de ilk defa aşık olur ve Tacettin adında da bir oğlu olduğunu öğrenir. Yani tüm hayatı altüst olur. Çözüm Rıza’dan gelir: bundan böyle hayvan değil insan gibi düşünmeleri gerekmektedir. İşte bu, o meşum gecenin ve bir oğlun babaya dönüşmesinin hararetli, hareketli, kavgalı dövüşlü, kahkaha ve gözyaşı ile bezeli inanılmaz hikayesidir.
Fragmandan çıkardığım kadarıyla doğal olarak Şero’nun o çok uçlarda olan hikayeleri biraz törpülenmiş, daha genel izleyiciye hitap eder hale getirilmiş ama yine de bildiğimiz klasik animasyonlardan daha sert olacağını söyleyebiliriz. Baştan beri önemsediğim hikayenin bize ait dokusunu ise bozmamışlar. Tabii ki içerik, hikaye, özgünlük konularında ne kadar başarılı bir film olacağını söylemek şu an için zor ama yine de değerlendirirken çok da tarafsız olamayacağımı, zaten alternatif işlerin ancak büyüteçle görülebildiği bir memlekette buna bile şükretmemiz gerektiğini belirtmeden geçemeyeceğim.
Umuyorum güzel bir iş olur, umarım bu işin altına imza atanlara en azından emeklerinin karşılığını verir, hatta belki biraz da para kazandırır da bu tarz işler en azından kendi pazarlarını bulur ve kenarda köşede kalmış yeteneklerimiz de bundan faydalanıp yeni güzel “yerli geek” işleriyle kendilerini ifade etme şansı bulurlar. Siz ne diyorsunuz geekler? Ülkemizde alternatif işler kıpırdanmaya başlar mı?
