Sizi bilmiyorum ama benim küçükken en sevdiğim şeylerden biri açık ara Herkül ve Zeyna dizileriydi. Amerikan çizgi romanlarının birbirleriyle bağlı olduğunu anlayamayacak kadar az ve nadiren denk geldiğimiz; diğer tükettiğimiz şeylerin hepsi de birbirinden onulmaz derecede ayrı evrenlerde geçtiği için pek çoğumuzun “paylaşılmış evren” denilen naneyle ilk tanıştığı yerdi bu iki dizi. Herkül ve Zeyna, kendi dizilerinde maceralara çıkar, senede bir kez birbirinin dizisine misafirliğe gelirler, her bölüm birbirleriyle halvet olurlar sonra da kendi yollarına dağılırlardı.
Bu iki diziden benim tercihim Herkül’dü genelde; ama Zeyna’nın da hakkını yemezdim. Özellikle de başrolünde oynayan Lucy Lawless, net bir şekilde tek başına götürüyordu diziyi neredeyse. Zaten bu iki dizinin başrolünü üstlenen aktörlerin sonraki kariyerlerinde de belli oldu. Herkül’ümüz Kevin Sorbo azalarak bitti, Lucy Lawless ise Spartacus, Battlestar Galactica, Parks & Recreation ve Salem derken hâlâ hayatımızda.
İyi ki de öyle, zira baksanıza, çok güzel davalarında peşinde koşuyor bizler için! Şu sıralar Ash vs. Evil Dead filminin tanıtımını yapan Lawless, Den of Geek’e verdiği röportajda bir sonraki projesini açıkladı. Zeyna. Hemen heyecanlanmayın, ortada henüz somut bir şeyler yok, fakat Lawless’ın bunu kendine proje edindiği de çok belli. Yeni Zelandalı aktris, “Stüdyolara bunu kabul ettirmek için uğraşıyorum uzun zamandır” diyor. “Hayranlar gerçekten bunu istiyorlar. Ben de Kickstarter benzeri yerlerden kitlesel bütçe toplaması yapmış birkaç kişiyle görüştükten sonra “E böyle yapalım o hâlde!” dedim”.
Bunun önünde bir büyük engel var yalnız. O da Zeyna’nın haklarının kimde olduğunun tam olarak bilinmiyor olduğu gerçeği. Fikri mülk o kadar el değiştirmiş, işin içine o kadar saçma sapan davalar girmiş ki şu an böyle bir projeye kalkışılsa kimden izin alınması gerektği konusunda hiç kimsenin bir fikri yok. Bunun yanında Zeyna’nın dizi finalinde öldüğü gerçeği de var ama, Lawless ona “Aman canıım, kimse gerçekten ölmüyor ki? Dikeriz kafayı yerine!” dediği için geçiyoruz. Ümitlerimiz şu hak meselesinin bir anda çözülmesinde. Çözülürse, tekrar Zeyna keyfi bizleri bekler, hem de esas kızın teşrifiyle!
