Aristotles’e göre insan rasyonel bir hayvandır. Okuduğumuz, öğrendiğimiz felsefi anlatımlarda insan; düşünen, hatalarından ders çıkaran zeki bir varlıktır. İnsanın iyiyi ve kötüyü “değer” olarak adlandırabilmesi ve bilişsel olarak diğer canlılardan daha baskın niteliklere sahip olabilmesi, felsefede, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerdir. Metafizikte ve idealizmde zihin, insanın sahip olduğu bilincin anahtarıdır. Zihnin dışında kalan tüm fiziksel âlem ve madde yalnızca bir serap olarak kabul edilir.

Peki, insanlardan bilincini ve dolayısıyla zekâsını eksilttiğimizde hâlâ “insan” olarak adlandırabileceğimiz veya diğer canlılardan üstün tutabileceğimiz neler kalır ortada? İnsanı insan yapan bilinç midir? Eğer bilişsel güç dediğimiz bu tufan bir makineye aktarılsaydı ona da insan diyebilir miydik?

EL-0:HIM Buyuruyor: Madde, Var Olan Tek Özdür

Talos Principle, 2014 yılında yayınlanan bir bulmaca oyunu. Oyunda, insansı görünüme sahip bir android ana karakterden ve arada sırada bu android ile konuşan, android‘e bir nevi rehberlik eden Elohim ve bir bilgisayar programı olan Milton dışında başka bir canlı -aslında canlı diyemeyebiliriz daha çok iletişime geçilebilen yapay varlıklardır bunlar- bulunmuyor. Yazımı “EL-0:HIM” şeklinde olan Elohim, uygulamalı Noematik Enstitüsü’nün Uzatılmış Ömür bölümündeki Talos Projesinin 0 sürücüsünü çalıştıran AI (Artificial Intelligence) Bütünsel Entegrasyon Yöneticisi’dir. Yani Talos Projesi’ndeki dış ses olarak bilinen Elohim, bir çeşit yapay zekaya sahip tanrıdır hatta İbranicede Elohim sözcüğünün tanrı anlamına gelmesi de yapımcılar tarafından konulan bir “easter egg” değil, tamamen amaca yönelik davranılmış bir detaydır. Ama bu detayları, oyun içerisinde bir süre sonra aydınlansa da parmak şıklatırmışcasına anlayamıyor oyuncu.

Talos Principle hakkında hiçbir şey okumamış bir oyuncusunuz diyelim ve bu oyunun daha başlarındasınız. Oyunu açtığınız zaman başlangıç sinematiğinin ilk saniyelerinde bilinci yeni yeni yerine gelen bir android olduğunuzu, güneşi engellemek için uzatılan robot eller ile anlamanız uzun sürmüyor. Oyun içerisinde ismini öğrenmeyeceğiniz veya duymayacağınız bu android karakter ayağa kalkar kalkmaz bilinmeyen bir dış ses, tanrısal bir figür olduğunu, android‘e “çocuk” ismiyle seslenmesinden belli ediyor oyuncuya.

“Kulak ver, çocuk. Topraktan yükseldin, ve bahçemde yürüyorsun.
Sesimi duy ve seni yaratanın ben olduğumun farkına var.
Benim adım ELOHIM.”

Elohim’in devamında android‘e seslenişine göre nihai görev, karakterin uyandığı, tarihi imparatorlukların ve çeşitli tarihi yaşamların kalıntılarına benzeyen bu ıssız arazilerde bulunan bulmacaların çözülmesi ve bu yolla mühürlerin (oyun içerisinde bulmacaların sonunda toplanılan tetris şeklinde renkli parçalar) toplanması. Android, Elohim’in açıklamalarına göre bu emri yerine getirerek gelecek nesillere hizmet edebilecek, ebedi yaşama kadir olabilecektir. Ancak Elohim’in bunu istemesinin altındaki amacını ilk başta anlayamıyor oyuncu. Apokaliptik bir dünyada olunduğu ve son umudun bu isimsiz android‘e yönelmişliği tahmininden yola çıkılsa da bu, oyunun içeriğine yönelik yanlış bir çıkarım oluyor.

Oyuncunun düşünce zincirinin temelini atacak bir “hataya” tanıklık etmesi ise uzun sürmüyor. Rastgele bir zamanda oyun içinde beliren, etrafta meydana gelen simülasyon hatalarıyla karşılaşıldığında Elohim bu hatayı android‘e seslenerek örtbas etmeye çalışıyor. Duvarlarda beliren “glitch“ler, oyuncuya, bir sanal gerçekliğin içinde olduğunu düşündürtüyor ki bu, yanlış bir düşünce değil. Bu, Talos Principle oyunundaki bir aksaklık değil, amaca hizmet eden bir mesaj ve bu mesajın yer aldığı “büyük mesaj çemberi“nin bir parçası. Oyuncunun bu çemberin içini dolduracağı ve bir sonuca varacağı küçük bir yapboz parçası. Talos Principle, günlük yaşantımızda es geçtiğimiz “insan” olmanın ve “yaratılışın” felsefesindeki soruların birçoğunu bizlere sordurtarak bu çemberi doldurtmaya çalışıyor.

Yaratılışa Dair: Talos Principle ve Materyalizm

“Ve, olmayan bir boşluğa doğru ilerleyemezsin.”

Talos Principle, beliren simülasyon hatalarıyla oyuncuya “Ben bir simülasyondaysam neden bunu bilmem istenmiyor?“, “Tanrı kim ve ben neden yaratıldım?” sorularını sordurtuyor ilk önce. Bu sorular bizlerin kafasında ilk kez belirmemiş, birçok filozof tarafından derin düşüncelere tâbi tutulmuştu ve düşünen her insanın kafasını meşgul ediyordu zaten. Bazı düşünürlerin bu sorulara bulduğu cevaplar ise Materyalizmde saklıydı. Materyalizme göre insanlar eşsiz varlıklar değildirler ve ruh denilen şey de yoktur. Doğayı kontrolü altına alan herhangi bir metafiziksellik mevcut değildir. Doğaüstü ve ilahi olaylar gerçekçi sayılamaz çünkü maddenin özü, yaratılıştan meydana gelmemiştir ve diğer her şeyi var eden bir özdür. Madde bir özdür ve sınırı yoktur.

Tabii materyalizmi benimseyen düşünürlerin dışında tarih boyunca, buna karşı çıkan, idealizmi benimseyen Platon gibi düşünürler de olmuştu. Bir yerde bir düşünce beliriyorsa karşıt düşüncesi en azından bir kişinin aklından geçmiş olmalıydı çünkü insan sorgulayabilen bir varlıktı. Materyalizm ise, sorgulamaları ortadan kaldırıp yaşamı ve yaratılışı anlamlandırmak için ortaya atılmış, kimilerine göre mantıklı ve yeterli kimilerine göre ise insanın zihnini tatmin etmesinden ibaretti. Çünkü materyalizm nihayetinde insana ait idealleri ve soru işaretlerini yok ediyordu. Bu yüzden materyalizmin karşıt düşüncesi her zaman idealizm olmuştu.

Bu iki karşıt düşüncenin ikisine de yer veriyor Talos Principle. Elohim isimli tanrı figürünün dış sesi bizleri, tıpkı soyut dünyamızda yer alan ilahiliği, tanrının varlığını düşünmemize yani metafiziğe ve idealizme itiyor. Android ise “robot” oluşuyla materyalizm kuramınca maddeden meydana gelen ve ruhu olmayan insanı temsil ediyor ve oyun içerisindeki Milton isimli bot‘un oyuncu ile bilgisayar ekranlarından yaptığı, ilahiliğe itiraz eden, idealizmden oldukça uzak konuşmaları da oyuncuyu materyalizme yöneltiyor. Yani Talos Principle bu iki zıt kurama yer vermekle kalmayıp, tanrının varlığı inancını bir tür kuramsal dilemma yaratarak sorgulatıyor oyuncuya.

Elohim, android‘in “idealizmi” oluyor. Milton sayesinde bilgisayardan erişilebilen bilimsel makaleler ve simülasyon hataları ise ona gerçekliği gösteren, maddenin yüceliğini anlatan “somut” kanıtlar oluyor. Tıpkı materyalizm ve idealizm kuramlarının ters düşmesi gibi.

Oyuncu, arada sırada Milton ile yazışma ve sorularını yanıtlama fırsatına sahip oluyor. Bu yazışmaların çoğu genellikle materyalizm yancısı veya android‘i ve dolayısıyla oyuncuyu materyalizme yönelik düşündürtecek şeyler oluyor. Bu dilemma, oyuncuyu düşündüren ve aynı zamanda kendini oyuna kaptırabilmesini sağlayan gerçek hayatla ilişkili felsefi konuşmaları içeriyor. Yukarıdaki görsel grubunda yer verdiğim ekran görüntüleri, android’in bilgisayar ile yaptığı bir konuşma dizisini içeriyor. Ekran görüntülerinin alt kısmındaki beyaz yazı ise Elohim’in sesine ait. Milton ile yapılan konuşmanın sonlarında Elohim, onun yüceliğinden şaşmamasına, somutlukla kendini kandırmamasına dair bu yazışmayı bölerek andorid‘e sesleniyor. Elohim’in konuşması bittikten sonra ise Milton isimli bilgisayar programı, ekranda beliren şu yazılarla sesleniyor android‘e;

“Takma onu kafana – eğer çok sorgularsan onun dalaveresini açığa çıkaracağından endişeleniyor. Benimle kal ki, kelimenin tam anlamıyla sınırları aşabilesin. Her halükarda, tüm bunlar hakkında biraz daha fazla düşünmeni ve bana geri dönmeni isterim. Eminim ki daha kat edilecek yerler var.” Milton bu mesajı ile Elohim’i dolayısıyla da metafiziksel inançları tersliyor.

Talos Principle’ın Elohim ve Milton ile oluşturduğu bu dilemma, insanoğlunun kendi zihin haritasında seyahat ederken sıkça kapıldığı “sorgulama döngüsü“ne çok yakın bir deneyim yaşatıyor oyuncuya.

Düşüncenin Mutlak Sonuçları: Sakın Kuleye Tırmanma!

Talos Principle, oyuncuya seçme hakkı sunduğu dört farklı sona sahip. Yazının konusundan sapmamak ve bahsi geçen kuramlardan şaşmamak adına diğer sonları eleyip Elohim ve Milton’un aleyhine ve lehine olan iki ayrı sonu, “Materyalizm ve İdealizm sonları” neticesiyle yorumlayacağım.

Gates of Eternity

Her şeye rağmen inancı eksilmeyen android, Elohim’in buyurduğu gibi, Elohim’in bahçelerinde bulunan bütün bulmacaları çözüp Gates of Eternity’nin kapısını açar ve Elohim’in başlangıçta vadettiği “ebedi yaşama kadir olmak“, bu kapının açılmasıyla gerçekleşir. Android, somut dünyayı sorgulamadan Elohim’in yani tanrının izinden gider. Emirlerinden çıkmaz, gösterdiği yolu sorgulamadan inancıyla itaat eder.

Bazılarına göre bu son oyundaki kötü sonlardan biridir çünkü geride bırakılan soru işaretleri ışıklandırılamamıştır. Oyuncuyu bir kandırılmışlık düşüncesiyle ve tatminsizlikle bırakır. Bu sonu aldıktan sonra, oyun tam bir sona ulaşmaz ve başlangıç sinematiği tekrardan belirir, yani oyun kendini bir döngüymüşçesine tekrarlar. Bunun nedeni, yapımcıların bu sonu alan oyuncuları gerçeği sorgulamaya itmesi ve diğer sonları da görmelerini istemesidir. Talos Principle oyunundaki en tatmin edici ve gerçek son olmamasına karşın bu sonu almak için android‘in idealist ve azimli olması gerekir. Simülasyon başarılı olamasa da robot, herhangi bir yaratıcısına itaat etmiştir ve onu gururlandırmıştır.

The Tower

Yapımcılar tarafından ve oyunun hikâyesi açısından varılması istenen gerçek sondur. The Tower isimli son, simülasyonun başarılı olduğu sondur ve Elohim’e itaatsizlikten geçer.

Elohim, android‘in, bahçe kapılarının olduğu bölgede orta kısımda bulunan büyük kuleye tırmanmasını yasaklar. Bu bir nevi simülasyonun yasak elmanın cazibesine atfıdır. Elohim, android‘e seslenerek kendisini sunmuş ve ona inanmasını buyurmuştur. Kule ise tanrının yüceliğini inkar etmek, gerçeğe ulaşmanın tehlikeli “şirk” koşulmasıdır. Android, kuleye tırmanmak istedikçe Elohim ona merakına yenik düşmemesi için öğütler verir. Eğer oyuncular Elohim’in yüceliğini sorgulayarak android‘i bu kuleye tırmandırırsa The Tower sonuna ulaşırlar ve bu son da materyalizmi destekleyen bir son olur. Cennet kapılarının ardında Milton belirir ve android‘e bu projede başarılı olduğunu söyler. Simülasyon yok edilir. Android, Milton’dan edindiği bilgileri aktarmak için hazırdır. Çünkü oyunun hikâyesine göre insanların, android‘in içinde bulunduğu bu simülasyonu ve Elohim’i oluşturmasındaki asıl amaç, bir robotun yaratıcısından emir almayarak özgür bir bilince sahip olabilme ihtimalini test etmektir.

Oyun tamamıyla bir simülasyon üzerine kurulu olduğu için ana fikir, ilahi olduğunu sandığımız şeylerin ve yaşantının bile maddenin etkileşiminden meydana gelişinin empoze edilmesi. Bir tanrının var olduğunu düşünüyorsunuz çünkü beyniniz var. Yaşıyorsunuz çünkü maddeden oluştunuz. Tıpkı materyalizmde olduğu gibi Talos Principle oyununda da her şeyin maddelerden var olduğu ve insanı “insan” yapan tek şeyin zihin olduğu fikri vardır. Zihne sahip herhangi bir varlık “insan” olarak nitelendirilebilir. İnsanlar benzersiz değildir ve ruh yoktur.

Sonuçta bir android nasıl insanlaşabilirdi? Android’den insan olur muydu? Ya da insanı insan yapan neydi?

Android‘den insan olamazdı. Çünkü bizim insan olarak tabir ettiğimiz şey tamamen görünüş ayrımından ve etik anlayışlardan ibaretti. İnsanlar özeldi. Tanrı insanı yaratmıştı ve yüce olan tanrıydı. İnsan insandı, makine ise makineydi. Makinenin aksine insanın bir ruhu ve bir bilinci vardı.

Android‘den insan olurdu. Çünkü android‘in ruhu olmasa bile insan zihnine yakın bir şekilde işleyen bir zihni vardı ve bir simülasyonda da olsa “yaşam” denilen zihinsel ve fiziksel yanılsamanın içindeydi. Tanrının varlığını ve yaratılışının nedenini kavramaya niyetliydi. Bu bilinmezliği en özgür bir şekilde, “düşünerek” ve “sorgulayarak” anlamlandırmaya çalışıyordu. Yüce olan maddeydi, insanı var eden de maddeydi. Ruh yoktu, zihin işliyordu. Bir robot da kendine ait zihne sahip olabilirdi. Bu yüzden insan eşsiz de değildi.

Talos Principle yapımcıları, oyuncuya tam da bu ikilemi düşündürtmek istiyor. Bilumum makinelerin insanın yerini alabilme ihtimali, insan hakimiyetine yönelik bir tehlike teşkil etse de özgür bir zihne sahip olabilecek bir makineyi de yine sadece insan zihni var edebilir. İnsan zihni gibi gizemle dolu, muhteşem bir zinciri ancak bu beyinden çıkan bir fikir kırabilir. Materyalizm veya idealizm kuramlarının hangisini benimsiyorsak benimseyelim, iki tarafı da yeteri kadar tartamazsak zihnimizi tatmin edebilecek bir sonuca ulaşamayabiliriz. The Talos Principle ise bu yönde çok güzel bir yöntem izlemiş ve oyuncuyu net bir ikilemin ortasında bırakabilmiş.

Author

İlgi alanlarına vakit ayırmayı ve hobileriyle uğraşırken kafa dinlemeyi seven kendi halinde bir insan. “Now your sanity and mine can die together!”

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.