Amacım kavga başlatmak değil. Biliyorum ki pek çoğunuz başlığı okuyup, yazının şöyle bir üstünden geçecek ve hemen yorumlara koyulacak. Kiminiz başlığı “iddialı” bulacak, kiminiz yakıştıramayacak. Gerçekten sadece bu paragrafı okuyacaksanız bilmeniz gerek; derdim flame war başlatmak değil. Başlığı çarpıcı olsun diye uyduruktan çıkarmadım. Gerçekten bugün bir şeyin farkına vardım, ve bunu size anlatmak istiyorum.
Geçenlerde Christopher Nolan’ın vaktiyle sinemaya inanılmaz bir başarıyla aktardığı The Prestige’in uyarlandığı kitabı yazmış olan Christopher Priest, Nolan’ın Batman filmleriyle ilgili bir beyan verince düştü jetonum. Priest aynen şu kelimeleri telaffuz etmişti:
“Nolan’ın yaptığı filmler arasında Memento ve The Prestige’i seviyorum. Diğer işlerinden hoşlanmıyorum. Bence hepsi sığ ve kötü yazılmışlar. Yani, benim süper kahraman filmlerini seven çocuklarım var ve Batman’in sıkıcı ve kendini beğenmiş olduğunu düşünüyorlar. Avengers ve Iron Man gibi filmleri seviyorlar çünkü o filmler eğlenceli. Bir süper kahramanı alıp ona psikolojik gerçekçilik vermek yanlış bir hamle. Psikolojik bir gerçekçilik yok. Burada binalarda sıçrayan bir vücut geliştiricisi var. Özür dilerim, ama bu konuda söylediklerime ciddi anlamda inanıyorum.”
Priest’in söylediklerine katılmam mümkün değil. Şahsen Batman’in diğer çoğu süper kahramanın aksine psikolojik bir gerçekçiliğe kavuşmaya en yakışan karakter olduğu kanaatindeyim. Nolan’ın da Batman filmlerini ne sıkıcı, ne de kendini beğenmiş buluyorum. Bence her üç film de incelikli, alegorisini ustalıkla gizleyen ve büyüleyici bir meziyetle çekilmiş filmlerdi. Üç filmin de teknik ve zanaat açısından süper kahraman filmlerine çağ atlattığı tartışılmaz bir gerçek.
Fakat Priest’in haklı olduğu bir nokta var.
Bildiğiniz gibi Christopher Nolan’ın DC evreniyle ilgili münasebeti The Dark Knight üçlemesinde sonlanmadı. Kendisi şimdi üretim safhasında olan DC Cinematic Universe’in ilk filmi Man of Steel’ın hikayesini yazdı ve uygulayıcı yapımcılığını üstlendi. Man of Steel, neresinden baksanız ortalamanın biraz üstünde bir filmdi. Pek çok eleştiri, filmin karışmış tonlamasına doğru yöneltildi. Pek çok kişiden de benzer bir cümle yükseldi: “Superman böyle bir şey değil”. Evet, değildi hakikaten. Peki sorun neydi?
Sorunu anlamaya çalışacaksak, önce bu yaz Hitfix’in içeriden gelen bilgileriyle patlattığı bir haberden başlamamız gerekiyor. Hitfix, Warner Bros yetkililerinin gelecek DC Comics filmleri için çok net bir kural koyduğunu paylaştı geçtiğimiz Ağustos ayında. O habere göre, Warner Bros’ta tepeden gelecek tüm yaratıcılara bir kural inmişti: Espri yapmayacaksınız.
Bunun ciddi olmadığını düşünmek için hiçbir sebep yok. DC Comics’in mizah kullanan filmleri çoğunlukla olayın dozunu kaçırıp, absürtlük bölgesine kafadan giriş yaptılar çoğunlukla. Batman & Robin, The Green Lantern, Catwoman, Steel… Liste uzayıp gider. Görece başarılı olan ve eleştirel anlamda takdir toplayan yegane filmleri ise hep ciddi cepheden geldi, The Dark Knight üçlemesi gibi, Watchmen gibi…
Üstüne üstlük çizgi romanlarda kendilerini Marvel’dan ayıran şey de bu. Sinemada rakiplerinin çok önde olduğu bir yarışa giriyorlar ve önlerinde daraltmaları gereken devasa bir mesafe var. Bunu da rakiplerini taklit ederek yapamayacaklarını, aksine kendi özlerine sadık kalarak gerçekleştirebileceklerini düşünmüş olmaları hiç de uçuk değil. O yüzden Hitfix’in istihbaratı bana doğru gibi geliyor. Ne de olsa Man of Steel’la da ilk adımı böyle attılar değil mi? Sahi, Man of Steel ile ilgili olan sorun neydi?
Sorun, kırmızı pelerinli, tayt giyen bir uzaylıyı psikolojik realizm çerçevesine oturtmaya çalışmalarıydı. Filmin depresyon sakallı bir Superman’i ve temeline oturtmaya çalıştığı bir “dışlanmışlık hikayesi” vardı. Tonlamanın ve frekansın kayma sebebi de buydu, bir anda üzgün Superman’den, dünyalar devirip kötü adam döven Superman’e geçmek, pek çok izleyici için filmden kopma sebebi oldu. Kuşkusuz görsellik yüksek dereceydi, ama o görselliği birbirine bağlaması gereken şey, yani izleyicinin seyirlik olan şeye vermesi gereken iknanın yerinde yeller esmekteydi. Çünkü ikna olunacak şey önce üzüntüden kendini denizlere atıyor, sonra da Metropolis’i kişisel bir kavgada tuzla buz ediyordu.
The Dark Knight filmlerinin bu denli başarılı olmasının sebebi, Batman’i böyle bir psikolojik realizme oturtma kararı alırsanız aynı zamanda kendisine binalar yıktırma, kendisini farklı gezegenlere roket hızında gönderme mecburiyetinizin olmamasıydı. Batman ile ilgili terörle savaşırken neyin meşru, neyin fazla idealist, neyin ise gerekli bir günah olduğunu konuşabilir, karakteri bu ikilemlere bizzat sokabilirdiniz. Dönüp Batman’in yapacağı en uçuk şey bir batarang fırlatmak olduğundan, bu gerçekçi konuşma ve gerçekçi fikirler hiçbir zaman bulanmazdı.
Bunun şüphesiz güçlerin sınırıyla alakası çok. Marvel’ın psikolojik realizme en yaklaştığı filmin Iron Man 3 ve Captain America: The Winter Soldier olması tesadüf değil, bu iki filmin karakterlerinin güçlerinin sınırsız olmaması da.
İşte sorun da tam burada patlak veriyor, DC Comics’in açıkladığı filmler dahilinde gücü sınırsızı zorlamayan tek kadro Suicide Squad gibi gözüküyor. Superman, Shazam, Wonder Woman ve Green Lantern’ın gerçekten de çok haşmetli ve sınırsıza pek yakın güçleri var. Aquaman, The Flash ve Cyborg dediğin karakterlerse sınırlı güçte olsalar da yapıları itibariyle insanüstüler, psikolojik bir gerçekliğe -aynı Superman gibi- yüzde yüz yerleşemezler.
Marvel bunu çok uzun zaman önce fark etti. Kendi karakterleri çoğu zaman çizgi romanlarda psikolojik bir realizme daha yakın durmasına -ve bununla nam salmış olmasına- rağmen, filmlerini çok berrak bir örneğe yakın modellemeye çalıştılar: Sam Raimi’nin Spider-Man filmleri. Arkasında durulabilinecek, empati kurulabilinecek bir ana karakter; görsel olarak çizgi romanların havasını bozmayan bir lisan ve araya serpilmiş mizah.
Çünkü eğer süper kahramansanız bir ütopyasınızdır. Süpersinizdir en başta. İzleyicinin sizinle bağlantı kurabilmesi gerekir. Bunu yapmanın iki yolu vardır, ya karakteri psikolojik olarak net bir realizmle tasvir etmek, ya da karakteri sempatik hâle getirmek. İlkini yapmak istiyorsanız, karakterinizin donunu taytının üstüne giyip peleriniyle uçan bir uzaylı olması işinizi zorlaştırır. İkincisini yapmak istiyorsanız da iyi bir mizah anlayışınızın olması gerekir.
Warner Bros ilk yoldan yürümek istiyor. Ve bu yüzden de Marvel’ı asla yenemeyecekler. Zira insanların Marvel filmlerinde sevdikleri şeyin ne olduğunu ıskalıyorlar. Avengers çıktıktan sonra, gişesini bu denli katlayarak gitmesinin sebebinin insanların aylar boyunca birbirine “I have an army”, “We have a Hulk!” demesinin, “Puny God” sahnesini anlatmasının, “Genius, billionaire, playboy, philantropist” sahnesini defalarca meme’leştirmesi olduğunu unutuyorlar.
Batman serisi de bu tip anlarla büyüdü. İnsanlar milyarlarca kez “Swear to me!” sahnesini konuştu, duvarlara “Why so serious?” yazıldı, herkes en iyi “I’m Batman!” taklidini yapmaya çalıştı. Ama Superman’in asla bir “swear to me!” sahnesi olmayacak. Çünkü kendisinin “bana yemin et” demesinden asla etkilenmeyeceğiz, bu bize karizmatik gelmeyecek. Çünkü Superman zaten Superman doğmuş ve Superman büyümüş olacak. Biz asla Gotham’ın suçlularının Batman’i gördüğü gibi, yemin edilecek bir huşuyla görmeyeceğiz Superman’i, çünkü Superman her zaman etkilenmek için fazla ütopik kalacak. Shazam da öyle, Wonder Woman da öyle, Green Lantern da öyle, Aquaman, Flash ve Cyborg da.
Ve Warner’ın bu derdi yüzünden, asla onlara sempati de duyamayacağız.
Umalım da Warner kararını değiştirsin. Umalım da Marvel’ı taklit etmeden, kendi alametifarika karanlıklarını da işin içine kattıkları bir mizah düzeyi bulsunlar. Suicide Squad bunun için harika bir prototip olabilir. Olgun olsun, ölesiye karanlık olsun; ama lütfen kimse bize bir üfürüğüyle küresel ısınmayı durdurabilecek adamların depresyon sakallarının gerçek olduğuna ikna etmeye çalışmasın…
21 Comments
Her arkadaş ortamında söylediğim bir şey vardır: ”Marvel kahraman, DC tanrı yaratır.” Kulağa hoş gelebilir DC fanatikleri açısından ancak tıpkı yazıda belirtildiği gibi, bu beyazperde için bir dezavantaj. Dolayısı ile katılıyorum. Güzel yazı için teşekkürler.
marvel filmleri eğlence kaynıyor. kabul. ama herkesin farklı zevkleri olması dc filmlerini kötü yapmaz. ne olmuş yani batman filminde gülmediysek? bugün açıp avengersı izliyorsak basit bir kavga için izliyoruz: cap ile thor dövüşse de izlesek. görüntü olarak güzel duracak ama başka evrenden gelen adamın (loki) dünyayı ele geçirme çabasında hiç felsefik, karanlık birşey yoksa expendables gibi birşey oluyor.
ben sinema sinema içindir görüşündeyim, bazılarının beğenmemesi veya gülmemesi filmin kalitesine gölge düşürmez.
Yiğitcan Erdoğanın yazdığı tüm yazıları zevkle okuyorum ve doğru buluyorum yalnız bu yazıda dikkatimi çeken flash’ın gücünün sınırlı olduğu söylemiş tam tersi DC üniverse evreninde sınırsız güçleri olan bir kaç kahramandan biri zamanda yolculuk nesnelerin içinden geçme paralel evrene gitme tek yumrukta supermanı bayıltma fastest man Alive 😀
Kısaca diyorki; Marvel 0-16 yaş, DC 16-40 yaş arası filmler yapıyor. Batman’e gülmedik güzel filmdi Man of Steel gülmedik kötü filmdi. Iron Man’e güldükk oo süper filmdi kafası ile yazılmış. BOŞ bir sentez daha…
Benedict’e çirkin diyen ergen değil misin sen ? Yukarda adamın dediğini anlamamışsın bile. Adam her filme karanlık ton iyi gitmiyor diyor.Batman’e gider tamam ama taytlı bir uzaylıya gitmez diyo.
Ne yapsın adama gitsin don mu giydirsin? Espiri mi yaptırsın? Yav boş konuşmayın olum ya bu yıla Superman’i en iyi tanıtan filmlerden biri olmuş. Böyle başlangıçtan iyi can sağlığı..
Yiğitcan Erdoğan, ciddi olduğu için Dc filmleri kötü, esprili olduğu için Marvel filmleri daha iyi demiyor ki. Karaktere göre filmlerin tonunun ayarlanmasından bahsediyor ve kesinlikle doğru söylüyor. Batman karakterinin doğasına ciddiyetin uygunluğundan bahsediyor. Evet, Batman’e uygun ama Batman’e uygun olması bu ciddi ve karamsar havanın Superman’e de uygun olduğu anlamına gelmiyor. Marvel ise karakterin doğasına göre filmi şekillendiriyor. Captain America özellikle ikinci filminde ciddiyken, Guardians of the Galaxy esprinin dibini bulabiliyor. Marvel bütün hepsini de mantıklı bir şekilde birbirine bağlayabiliyor. İşte bu da Marvel’ı başarılı kılıyor. Ortada Dc ya da Marvel taraftarlığı yok. Aslında ortada bir gerçek var. En azılı Marvel taraftarı bile güzel bir Justice Leauge filmi izlemek istemiyor mu sanıyorsunuz ? Yok öyle bir şey. Yalnız Dc, DCCU içerisindeki bütün karakterlerine karamsar filmler çekmeye devam ederse MCU’ü yakalaması zor. Zaten Dc karakterleri, Marvel karakterlerine göre empati kurulması zor karakterler. Dark Knight ya da Man of Steel’deki ciddiyet seyirciye bütünleşik evren mantığında bakarsak uzun vadede itici gelebilir.
resmi olarak delege ediyorum, gürkan’ın yorumu benim yazımın tl;dr’ıdır.
DC Comics evreninde her kahramanın geçmişinde sıkıntıları vardır bu yüzden hemen hepsinin psikolojik sorunları vardır yani superman çok güçlü olması onu bundan uzak tutmayacaktır aksine o filmde anlatılmak istenendeki gibi dünyaya ait olmayan ait olmadığını öğrenen bir adamın bunalımı ve bunalımdan kurtuluşuydu Bu adamın superman olduğunu görmek beni mutlu etti Şu Marvel’ın komedisi meselesinden konuşursak DC’nin komedi açısından en zengin filmlerinin Shazam filmleri olacağını düşünüyorum Shazam filmlerinde istenilen mizah sağlanırsa justice leauge’nin ağır abilerinin arasına eklenebilir justice leaugede o mizahı katabilir diye düşünüyorum bu yüzden Dc Comics için şu durumda karamsar yazılar yazmak bu filmleri bekleyenleri karamsarlığa sokmaktan başka işe yaramaz bence
bi hero yaratmanın en basit yolu sıkıntılı sancılı bi geçmiş kurmaktır, yanlış değildir de bence..
Katılmıyorum şöyle superman eski filmleri tadında oo yardım lazım koştum oo çok güçlüyüm kurtardım nükleer reaktör patladı engelledim gülüşüm çok güzel tadında olsa hiç beğenilmeyecekti,konunun bir anda geçmişine dönmesi ve geçmişinin o geçirdiği sürece katkısını göremememiz bizi şoka uğrattı belki en çok yapılan hata tüm hikayeyi verelim aman atlamayalım deyip çorba yapma benim yorumda yaptığım gibi
katılıyorum yazına bende bir şeyler karalayayım dc’nin bir çok karakterine mizah yakışmaz mesela green latern’a gider Flash’a gider mizah düzeyi ama superman’e batman’a wonder woman’a gitmez mizah arada 1-2 espri yapabilirsin bu filmlerde ancak daha fazlası hoş gözükmez ancak flash’ta yer yer espriler yapılabilir keza green latern’da da tabi buna göre farklı karakterler var 4 tane flash gibi 3 tane ( yanlış hatırlamıyorsam) green latern gibi bunlara en uygun karakterler seçilerek yapılabilir bunlar . ayrıca şuna katılmıyorum marvel 0-16 vay be bizim komşunun 1 yaşındaki çocugu bayılarak izler zaten 0-16 🙂 dc- 16-40 41 yaşında olan biri izleyemiyor demekki bu filmleri 😀 41 ve üstüne göre bir şey yok mu ? bir şeyleri yaşlarla sınırlandırmak çok mantıksız film iyi bir seviyede ise ve abartılı bir mizah yoksa her kesime zevk verir marvel için , dc icinse film sigmund freud’un kitaplarına dönmeyecek kadar ağır bir anlatım tarzı olmazsa oda rahatça anlaşılır her iki tarzında yapılması lazım ben her iki tarzıda desteklerim ama öncelik olarak karakterin yapısına göre olmalı
Şu dünyada Man of Steel’i beğenen bi ben mi varım? 😀 Söyleyeceğim şey saçma tabi ama kurabildiğiniz noktaya kadar empati kurar mısınız lütfen? Humanoid bi uzaylı olarak Superman’in başına gelenler başınıza gelseydi, Spidey gibi “uuuu baby” tadında espriler mi yapardınız yoksa bi durup düşünecek fırsat mı arardınız? Kal el’in yaptığı az çok bu, saçıyla sakalıyla kendi yoluna bakmaya çalışıyo,
DC fanboyluğu yapmak değil amacım, bir noktaya parmak basmak istiyorum. Kendi yayınlarıyla olsun, Vertigo’yla olsun DC her zaman Marvel’den ciddi çizgi romanlar çıkarmış, daha karanlık karakterler yaratmış bi firma, filmleri de Green Lantern (ki bence yerden yere vurulacak kadar kötü değildi, Ryan Reynolds’a rağmen) gibi olmasın diye ciddi takılma kararı almış. Bence isabetli bi karar. Yetişkinler için yetişkin seviyesinde süper kahraman filmleri çekilmeli.
Marvel filmlerini istisnasız izliyorum ama onlar da o kadar hafif filmler ki (X Men’leri ayrı tutuyorum), bi yerden sonra inanılmaz rahatsız etmeye başlıyo “BENİ” (çarmıha gerilmeden “sadece beni” diye belirtiyim) Thor gibi bi karakterin dünyaya gelip karılara kızlara evde kas şov yapması falan? Tanrısal boyutta trajedinin göbeğindesin ama kızlara göğüs kaslarını fırtlattırarak şekil şukul yapıyosun. Bence hoş değil. Bak mesela, Guardians of the Galaxy geyik bi filmdi, başarılı olmasının ana sebebi de bu ama onlar zaten gebeş karakterler. Marvel için karakterin nası bi ciddiyet taşıdığı, sorumluluğunun o an ne olduğu hiç önemli değil, gençlik dizisi tadında espri yapıştırabildikleri yere yapıştırıyolar.
DC büyük ihtimalle yakın zaman içinde Marvel’in sinemadaki başarısını yakalayamaz ama bunun sebebi ciddiyet yada karakterleri gerçekçi bi düzlemde yansıtması değil, film sektörüne Marvel kadar hızlı girişmemiş olması. Marvel her yıl üçyüz beşyüz film çıkarırken DC tek tük ve bir süre daha böyle gidecek gibi. Ama tabi benim gibi karanlık filmleri daha çok seven okur/izleyicilerin dibinin düşeceği filmlerin geleceğine hiç şüphem yok.
Fanboyluk yapmamışsın, bilakis güzel bir tez üretmişssin. O sebeple yazdıklarına farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak istedim. Tartışmak değil, sadece yorum yapmak istediğim gözden kaçmasın lütfen.
Öncelikle Man of Steel konusunda Superman’in bu film özelinde yaşadıklarını farklı görüyoruz demek ki. Superman’in dertleri olabilir, hatta evet depresyona da girebilir. Ama bu depresyonun sebebi “Öz babam çok ortalarda görünme diyo, biyolojik babam da sen tanrısın diyo. Ne yapacağım ben?” gibi ergen sorunları olmamalı kanımca. Bunun dışında Superman’i Superman yapan şey masumları koruma ve doğruyu yapma arzusudur. Özüne bağlı bir Superman, Dövüşürken rakibini insanlarla dolu bir binadan diğerine fırlatmaz, kavgayı masumlardan uzak bir yere taşımaya çalışır, hatta bunu yaparken ağır zarar görmeyi de göze alır. Lois’e, Perry’e gösterdikleri yaklaşımları da beğenmemekle birlikte anlayabiliyorum. Ama hepsi biraraya gelince kaynak materyale uzak, özünden kopmuş, basit hollywood anlayışıyla çekilmiş bir film kalıyor elimizde. Bu Man of Steel yorumum.
Çizgi roman konusunda söylediklerine sonuna kadar katılıyorum. DC her zaman Marvel’a göre daha ciddi, daha karanlık çizgi romanlar çıkarmıştır. Vertigo’ya kadar gitmene bile gerek yok. Ana akım çizgi romanlarında bile bu havayı görmek mümkündür. Ama bu havayı doğru karakterlerle, doğru hikayelerle yapmıştır. Genel olarak Superman hikayelerini incelersen yazıda belirten psikolojik gerçekliğe (ciddi havayla bunu kastettiğini düşünürsek) değil daha epik hatta mitolojiye de yakın hikayeler olduğunu görürsün. Filmde bu tarz bir yaklaşım göremiyoruz ne yazık ki. Aynı şekilde Flash’in Green Lantern’ın çizgi romanları karanlık değil, bilakis eğlence doludur. No joke bir Flash filmi olur mu?
Marvel filmlerini hafif bulmana sebep olarak Marvel renk paletinin DC kadar karanlık olmamasından kaynaklandığını düşünüyorum ya da önyargıyla izlemişsin. Winter Soldier oldukça derin bir filmdir, Captain America’nın ilk filmi bence oldukça doludur, Iron Man’in alt metinleri sağlamdır, Avengers’ın işlenişi çok başarılıdır. Marvel’ı güzel kılan unsurlardan bitanesi her filmin tonu, işlenişi hatta sinema açısından türü farklıdır. Marvel bir filmiyle herkese hitap etmek değil, her filmiyle birilerine hitap etmeye oynuyo. Thor eleştirine kısmen katılmakla birlikte (ilk filmde o çekici kaldıramadığı sahne kompleks yapmıştı bende), orada daha mitolojik bi film çekmeye çalıştıklarını anlayınca o açıdan başarılı olduklarını görebiliyorsun. Gençlik dizisi yorumuna ise kesinlikle katılmıyorum, catch phrase denilen sloganlar vs. çizgi romanların da vazgeçilmez özelliğindendir ve bence Marvel bunu gayet yerinde kullanıyor.
Son dediğin ise maalesef çok yanlış bi tespit. DC sinema sektörüne 80’lerden beri aşina. DC Cinematic Universe’in bir Warner Bros girişimi olduğunu farkedin lütfen. Warner Bros sinema sektörüne yeni girmiş diyemezsiniz. Ama Marvel’ın avantajı şu, kadrolarında sinemadan anladığı kadar geekleri bilen, tanıyan anlayan insanlar var. Dolayısıyla hedef kitlelerini iyi bilip buna göre hareketler yapabiliyorlar. Warner ise bu kitleyi umursamaksızın film yapıyo. O yüzden Dark Knight tuttuğu için aynı mantıkla Superman yapalım, Avengers tuttuğu için Justice League yapalım falan diyolar. O yüzden gay bir Flash, latin bir Aquaman bir de zenci cast edelim yaklaşımında bulunuyolar. (Edit: Buradaki yaklaşımım ırkçı ya da homofobik bir yaklaşım değildir. Çeşitliliğe her zaman tamam ama uygun karakterlere. Beyaz bir Cyborg cast ederlerse ona da aynı tepkiyi gösteririm.) Karaktere uygunluğa bakmaksızın, farklı topluluklara hitap edelim ki filmlerimiz satsın yaklaşımındalar, ki bu da hem esas kitleyi tatmin etmeyen filmler ortaya çıkmasına sebep oluyor, hem de sırtını bu durumlara dayamaya çalışan filmlerin sinema açısından da kalitelerini düşürüyor. Bu da Marvel’ın pek çok dezavantajı olmasına rağmen sektörde daha sağlam görünmesini sağlıyor.
burada uzun uzun yazılırdı ama neyse; man of steel i çok beğendim onu söyleyeyim. peki neden düşün not aldı pek beğenilmedi gibi yorumlar dönüyor? çünkü o süperman; kitlesi beni de aşan bir kahraman ve herkes bu yüzden çok daha fazla şey bekliyor, istiyor. haliyle bu kadar yıl geçmişi olan bir filmde insanları memnun etmek zor olur. diğer taraftan bakıp avengers kitlesini ve tarihini düşünüp siz karar verin. bunları film bazında söylüyorum çünkü olay sinematik çerçevede tartışmaya açılmış. neyse önümüzdeki 10 yıl gösterecek bakalım. hatta sabredelim bvs ipuçları da verecektir bize..
bence dc nin politikasında eleştirilcek bişey yok. tercih meselesidir. formülleri 5 filmden birinde tutsa yeter kendileri için. eğer başarıdan kasıt gişe rakamlarıysa evet marvel ı asla yakalayamacaklar. yok başarıdan kasıt sinematik anlamda kaliteli bir filmse zaten en iyisine sahipler. bir an için çizgiroman geek i değil de cannes da festival jürisinde olduğunuzu düşünün. filmleri sinemaya olan katkılarıyla, sinematogrofik başarılarıyla, senaryolarının derinliğiyle, yönetmenin ve oyuncuların ortaya koyduğu işle değerlendirdiğinizi düşünün. bu durumda marvel ın tüm filmlerinin Dark Knight karşısında çöpe dönüştüğünü hayal edebilirsiniz.
Abi adamlar önümüzdeki yıl
lar içerisinde (2015-2020) film yağmuruna tutucaklar.BvS,justice league,justıce league 2,Aquaman,Flash,Wonder woman,shazam,cyborg,green lantern,sucıde squan..
Bunlar az film?Tamam marvelde aynı şekilde film çıkaracak ama bu demek olmuyor dc arkada kalacak,bundan sonra kafa kafaya giderler diye düşünüyorum..
DC MARVELI YENECEK
hadi lan ordan dc nin yeni serileri güzel. arrow da sempatik the flashta. yazarın pek zevki yok galiba.
Katılmıyorum.Marvel daha küçük yaşlara hitap eden daha eğlenceli ve ciddiyete uzak filmler yaparken DC daha karanlık ve büyük yaştaki insanlara hitap eden filmler çıkarıyor bence.Adam amcasını kaybetmiş,ama 2 gün sonra espri yaparak suçluların peşine koşuyor.Ben bunu sevmedim mesela,bir arkadaşın dediği gibi Marvel filmleri bana da çok hafif geliyor,yani Marvel filmleri çerezlik bir film iken DC filmleri ise tüm dikkatini verip o filme ayrı bir gün ayıracağım bir filmdir benim için.Man of Steel filminin üstüne daha iyi bir Superman filminin yapılabileceğini düşünmüyorum.Filmde bulabileceğim bir iki hata var evet ama bunun dışında Superman’i esprili ciddiyetsiz biri yapmak,veya dışlanıyorum şimdi dünyayı kurtaramam demek zaten Clark Kent karakterinin yapısında olmayan şeyler.Kaldı ki The Dark Knight diye birşey var,bence Marvel’ın yaptığı ve yapacağı bütün filmlerden iki gömlek üstündür.Ama tekrar tekrar söylediğim gibi,bunlar benim fikirlerim.
Superman depresif olamaz diyorsunuz eyvallah ancak Man Of Steel de kendini yeni tanımaya başladı, belki bundan sonraki filmlerde o ruh hali düzeltilecek. Thor’un birinci filmindede babası tarafından evden ceketini ve çekicini bile almasına müsade edilmeden kovulup avare dolaşması neden yadırganmadı bu kadar ?
Ayrıca süper kahraman aşırı mutlu olmak zorundamı oda ayrı bir dava…
Süperman güçleri sınırsız ve tüm süperkahramanlardan daha güçlü olan bir kahraman değilmi? o zaman onun filmlerinde düşmanlarının onunla rekabete girebilmesinin tek koşulu Süpermanın kendi iç çatışmalarının olması ve kendisiyle savaş halinde olması yoksa gözünde ışın yollar, kıçından şimşek çaktırır ortada düşman falan kalmaz.
Eleştiriyi yaparken dediğiinz gibi C.Amerika rakipleriyle kavga ederken kan ter içinde kalabilir arada dayak yiyebilir, İron Manın zırhı arıza verebilir, Batman tokatlanabilir ama Süpermanın kendiyle kavgalı olmalı bunun başka yolu yöntemi yok bana göre.