Hayatınıza Amerikan müziği ile birkaç saniye dahi ilgilendiyseniz muhtemelen yapmış olabileceğiniz şu tespit var ortada: Her şeyin başı Blues. Bu gerçekten mübalağa veya abartı bir cümle değil. Bugün Amerika’da bir veya öteki şekilde popüler olan pek çok janra –Rock&Roll, Caz, Country, Funk, Hip Hop, R&B– sırtını bir veya beri şekilde Blues’un karakteristiklerine dayar. Neresinden bakarsanız bakın, Blues’un izlerine çarpmayacağınız bir müzik dalı bulmak çok zordur.

Bu durum Amerikan müzik tarihini az buçuk bilenler için şaşırtıcı değildir elbette. Blues, Amerika’nın “derin Güney” dedikleri bölgesinde köle siyahilerin özgürleşmesiyle ortaya çıkan bir müzik türüdür. “Mavi” notaları ve atışma bazlı strüktürleri ile sırtını Afrika müziğine dayayan bir türdür bu, sözleri de çoğunluka siyahi topluluğunun çektiği çilelerden, sıkıntılardan dem vurur. Birkaç bar üstüne en kederli sesler ve sözler döşenir. Önce küçük, kimsenin tenezzül etmediği döküntü barlarda başlar hayatına. Sonra 1920’lerde beyazlarca keşfedilir. Kederli notalara swing eklenir, caz olur. Arkaya backbeat eklenir, rock & roll olur. Derken derken, bir bakmışsınız, “Amerikan müziği” dediğimiz şey çıkmıştır ortaya.

Eğer bu izi takip etmek zor geliyorsa, yani “Nasıl oluyor da Blues her şey oluyor” diyorsanız içten içe, çok makul. Bir şeyi okumak başka. Deneyimlemek başka elbette. O yüzden buyurun, sizin deneyimlemenize vesile olalım. Çağımızın en heyecan verici genç müzisyenlerinden biri elimizden tutsun hatta bu deneyimleme esnasında. Gary Clark Jr, nam-ı diğer “Seçilmiş Olan” gelsin. Bize Blues anlatsın. Blues’a kendinizi kaptırın.

Gary Clark Jr, 1984 doğumlu; Texas menşeli bir müzisyen. Henüz 33 yaşında, ama bugüne kadar Eric Clapton, Dave Grohl, Rolling Stones, Joe Walsh, Dave Matthews gibi efsanelerle sahne paylaştı. Stevie Ray Vaughan’ın çıkıp büyüdüğü müzik kulübünden mezun oldu, Austin şehrinin köklü geleneklerinin sırtında büyüdü. Texas çevresinde çok çabuk büyüttü şöhretini, çünkü müzik tarzı Blues’un iz bıraktığı tarzların mikrokozmu gibiydi. Yukarıda saydığım her müzikten elementler koyuyordu Clark Jr çorbasının içine. Ve hepsini birbirine müthiş bir gitar yeteneği ile bağlıyordu. Şunun gibi:

Eğer “Hangisi Gary Clark Jr” diye merak ederseniz, kendisi üçüncü dakikadan sonra gitarla birlikte gerçekten müstehcen bir şehvet yaşamaya başlayan adam.

Pardon. Videoyu buraya koymak adına açtıktan sonra kendimi kaybedip, yazıyı unutup, sadece Clark’ın gitar çalışına odaklandım. Yapılacak şeyler olmasa, muhtemelen bütün sabahı Clark Jr’ın sahne performanslarını izleyerek geçirmem işten bile değildi. Aynen onun penayı eline aldıktan sonraki hâli gibi, siz de dinleyici olarak hipnotize oluyorsunuz çünkü Clark Jr’ın gitarının karşısında. Başka bir hâli, başka bir durumu var.

Eğer bu size Jimi Hendrix’i hatırlatıyorsa, emin olun, yalnız değilsiniz. Bu adam sadece beş altı senedir aktif olarak piyasanın içerisinde. Beş altı senedir büyük festivallere, konserlere çıkıyor. Bu, bazen sahneyi beraber paylaştığı adamların elli altmış yıllık kariyerleri göz önünde bulundurulursa, daha müzikal anlamda taptaze olduğu anlamına geliyor. Ama çok uzun sürmeyecek. Bir mühlet sonra Clark Jr’ın adı kalıcı parlak ışıklar içinde yazmaya başlayacak. Bu yaşanmadan trende yer ayırtmak en iyisi.

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.